Muhalefet partileri yeni anayasa konusunu aralarında tartışırken, Cumhurbaşkanı Erdoğan geçtiğimiz haftalarda sürpriz bir çıkış yaptı ve Türkiye’nin yeni bir anayasaya ihtiyacı olduğunu söyledi.
Erdoğan’a, iktidar ortağı MHP’den de destek açıklaması geldi. Bu açıklamanın ayrıntısına baktığımızda, yeni anayasa çıkışının sürpriz olmadığı, iktidarı oluşturan AK Parti ve MHP’nin bir süredir yeni bir anayasa ya da anayasada birtakım değişiklikler üzerine çalıştığını görmekteyiz.
Peki sizce, yeni, demokratik ve özgürlükçü bir anayasayı kim ve nasıl yapabilir?
Cennet Uslu: Bu kim veya nasıl yapabilir sorusu çok kapsamlı bir soru. Ondan önce belki şuradan başlayabiliriz: İktidar neden yeni anayasayı gündeme getirdi? Sen muhalefet partilerinin anayasa değişikliği üzerindeki çalışmalarına bir atıfta bulundun. Hakikaten de muhalefet partileri, mevcut cumhurbaşkanlığı sistemine alternatif olarak güçlendirilmiş parlamenter sistem üzerinde, onun ana hatları ve ilkeleri üzerinde bir çalışma başlattı karşılıklı görüşmeler üzerinden. Bu parlamenter sisteme dönüş, muhalefet partilerinin temel ittifak konusu şu anda. Muhalefeti birleştiren bir çekim merkezi bu konu. Partiler doğal olarak farklı renkleri, ideolojileri, görüşleri temsil ediyorlar, toplumsal tabanları farklı, birbirleriyle uyuşmayan gruplar var, karşıt konumlanmış kimlikleri temsil ediyorlar. Bu tabloda iktidar karşısında muhalefeti birleştiren en önemli konu, dediğim gibi güçlendirilmiş parlamenter sisteme dönüş.
İktidarın bu yeni anayasa çalışmalarını dillendirmesinin bir sebebi, muhalefet arasındaki bu konudaki birliği biraz gevşetmek, dağıtmak. Bununla birlikte muhalefet gündem yaratmayı da becerdi. Gündeme gelmeyi başardı. Şimdiye kadar hep iktidar gündem belirliyor ve kamuoyunu manipüle ediyordu. Ama bir süredir bu yeteneğini kaybetti iktidar.
Türkiye’de bir yeni anayasa ihtiyacı var ama şu anda bu, toplum kesimleri tarafından acil bir ihtiyaç olarak görülmüyor. Sürekli olarak arka planda duran bir yeni anayasa fikri her zaman oldu. AK Parti’nin daha demokratik adımlar attığı döneminde geniş bir talep oluşmuştu. Siyasi partiler buna dahil olmuş, Meclis’te epey madde üzerinde uzlaşılmıştı. Sonra kadük kaldı, herkes birbirini suçladı. Ama yine de orada toplumun farklı kesimleri işin içine dahil edilerek mesafe kat edilmişti.
Şu anda ise toplumun gündeminde yeni bir anayasa yapmak yok. Cumhurbaşkanlığı sisteminin sıkıntıları ortada, bu sistemden geri dönüş muhalefeti birleştiren bir şey ama bu temelde diğer ekonomik ve sosyal sorunlarla birlikte dile getiriliyor. İşsizlik, enflasyon, sağlıkta kötü yönetim, intiharlar vs. Yani muhalefetin tamamı bu gündeme odaklı değil. Tam tersi, ekonomi ve sosyal meselelere daha fazla odaklı. Güçlendirilmiş parlamenter sistem biraz daha geleceğe yönelik, muhalefet partilerinin iktidarı elde ederse ne yapacaklarına yönelik bir konu.
İktidar temel ekonomik ve sosyal sorunları çözmek konusunda ciddi bir sıkıntı yaşıyor. Bazıları bunun bir gündem değiştirme olduğunu düşünüyor. Bu amaca da fayda ettiğini düşünmekle birlikte iktidarın yeni anayasa çıkışındaki temel motivasyonun bu olduğunu düşünmüyorum. Bence burada asıl amaç muhalefetin elindeki birleştirici mıknatısı almak. Bilemiyoruz, iktidar belki parlamenter sisteme dair bir şey de söyleyebilir sırf bunun için. Her şey olabilir, bunu akılda tutmakta fayda var.
Türkiye’de defakto olarak işleyen, tüm güçlerin bir elde toplandığı bir sistem var. Bu tipik başkanlık sistemi değil. Başkanlık sistemi sert kuvvetler ayrılığına dayanır. Bu sistemi yazılı hale getirme gayreti olduğunu düşünüyorum ben. Bunun sebebi de, AYM’nin kararlarının, Sayıştay’ın raporlarının vb kuvvetler ayrılığı uygulamalarının iktidarda büyük rahatsızlık yaratıyor olması.
Darbe anayasası denilen bu anayasa bile, mevcut yönetimin onca yetkisine rağmen bazı noktalarda elini kolunu bağlayabiliyor, hoşuna gitmeyen sonuçlar çıkartabiliyor ortaya. Yeni anayasa tasarısında örneğin AYM’nin kaldırılması düşünülebilir, böyle bir öneriyle gelebilirler. Çünkü neden olmasın? Bahçeli bu konuda birtakım açıklamalarda bulundu, bu aslında bir işaret. Yürütme istediği gibi istediği şeyi yapamıyor diye düşünebilirler ve AYM, Sayıştay gibi kurumları kaldırabilirler. O zaman da anayasal yönetim yerine, anayasalı bir yönetime geçilmiş olur. Buna ihtiyaç duyuyor olabilirler.
***
Şu iklimde yeni bir anayasa yapılamaz diye düşünüyorum. Hele iktidarın yani AK Parti ve MHP’den oluşan ittifaktan demokratik ve daha özgürlükçü bir anayasa çıkma umudu neredeyse hiç yok. Böyle bir umut içerisinde olan varsa hiç umut etmesinler. Böyle bir anayasa çıkmayacak. Zaten halihazırda yönetim anayasaya uyma gibi bir kaygı ya da motivasyon taşımıyor. Dolayısıyla şu andaki iktidarın böyle bir şeye niyeti olmadığını rahatlıkla söyleyebiliriz. Zaten buna uygun ortam da yok. Anayasalar daha geniş çoğunlukla yapılacak sosyal sözleşmeler. Bütün toplum kesimlerinin olmasa bile büyük bir çoğunluğun içine sinen bir metin olması lazım. Şimdi, toplumun kabaca yarısını ötekileştiren, düşmanlaştıran bir iktidarın yeni bir anayasa çalışmasında toplumun büyük çoğunluğunu kapsayıcı bir şekilde konuyu ele alma ihtimali neredeyse hiç yok.
Programın tamamını Serbest TV’de izlemek için:
SerbestPod’da dinlemek için: