Başkan Biden’ın Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’e “katil” demesinden sonra ABD ile Rusya ilişkileri, Rusya’nın Washington Büyükelçisini geri çekecek kadar gerilmişken, dünya kamuoyu dün bir de ABD ve Çin üst düzey heyetleri arasında Alaska’da başlayan diplomatik görüşmelerdeki laf dalaşına tanık oldu.
Alaska’da karşılıklı suçlamalarla başlayan görüşmede ilk olarak ABD Dışişleri Bakanı Anthony Blinken, Pekin’i “ABD’ye siber saldırılar” düzenlemekle ve “müttefiklere yönelik ekonomik baskı” uygulamakla itham etti. Blinken, Çin’in Tibet, Hong Kong ve Uygurlara uygulanan baskılar ile pandemiye ilişkin politikalarının, küresel istikrarı güvence altına alan kurallara dayalı düzeni tehdit ettiğini söyledi.
Blinken’den sonra söz alan Çin’in en üst düzey diplomatı Yang Jiechi, ABD’ye yönelik 16 dakika süren suçlamalarında “Black Lives Matter” protestolarına atıfta bulunarak, ABD’nin kendi insan hakları sorunları olduğunu söyledi. Yang, “Dünyadaki ülkelerin ezici çoğunluğunun ABD tarafından savunulan evrensel değerleri tanıdığını veya ABD’nin yaklaşımlarının uluslararası kamuoyunu temsil edebileceğini kabul ettiğini düşünmüyorum” diyerek Blinken’a meydan okudu. Yang’ın bu çıkışı Çin sosyal medya kullanıcıları tarafından “Başka kim kendi toprağında ABD’ye böyle karşı çıkabilir?” övgüsüyle karşılandı.
ABD Ulusal Güvenlik Danışmanı Jake Sullivan ile Çin Dışişleri Bakanı Wang Yi’nin de hazır bulunduğu toplantıda, Wang Yi, Hong Kong’daki anti-demokratik politikalar nedeniyle Çinli yetkililere yönelik yeni ABD yaptırımlarını eleştirdi, “Misafirleri karşılama yöntemi böyle olmamalıydı” dedi. Wang Yi, 16 dakika süren eleştirilerini bitirdikten sonra görevlileri medyayı toplantı odasından çıkarmaya davet ederken, Blinken gazetecilerden salonda kalmalarını istedi. Blinken, Wang Yi’ye cevap olarak, ABD’nin “mükemmel olmadığını, hatalar yaptığını” ancak tarih boyunca karşılaştığı güçlüklerle açık bir şekilde yüzleştiğini söyledi. Blinken sözlerini bitirdiğinde medya tekrar salon dışına davet edildi, bu sefer Wang Yi gazetecilerden salonda kalmalarını istedi. Wang Yi, kameralar çalışırken ABD heyetine parmağını sallayarak, Blinken’ı küçümseyici bir tonda konuşmakla ve ikiyüzlülükle suçladı.
Çinli yetkililerin, söz düellosunu Çin kamuoyunu etkilemek amacıyla teatral bir havaya büründürdüğü söylenebilir belki, fakat yaşananlar iki ülke arasında bir süredir artan gerilimin elle tutulur hale geldiğini; Çin’in artık açık açık ABD’ye sertçe meydan okuyacak güvene sahip olduğunu da gösterdi.