Selvi’nin yazısındaki “Prompter işi” başlıklı bölüm şöyle:
Cumhurbaşkanı ile programdan çıktıktan sonra arkada prompter’ın gözüktüğü bir kare üzerinden sosyal medyada linç kampanyasının başlatıldığını gördük.
Ne kadar firari Fetöcü, PKK’lı varsa sosyal medyadan başlamış linç kampanyasına. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu da bu furyaya katılmış. O kadar önemli mesajlar verilmiş, doğru ya da yanlış, onu tartışmak yerine, Kılıçdaroğlu bu trol siyasetinden medet umuyor. O yüzden topluma güven vermiyorlar ya
Demirel ve Özal rakamlara çok hâkim liderlerdi. Buna rağmen basın toplantılarına ya da yayınlara çıkarken dosyalar hazırlatırlardı. Cumhurbaşkanı Erdoğan ise dijital medyayı çok iyi kullanan bir lider. Bazı verileri prompter’a yüklenmiş.
Zaten daha Kanal D ve CNN Türk ekranlarında Cumhurbaşkanı’yla ilgili yayının tanıtımı dönmeye başladıktan itibaren sorular yağmaya başladı. Doğrusu Karadeniz Bölgesi için fındık taban fiyatlarının, yüz yüze eğitim konusunun, kamu işçileri ile toplu sözleşmenin ve Afgan mültecilerle ilgili konunun bu kadar yakıcı bir sorun olduğunu bilmiyordum.
Yayına girmeden önce başlayan mesajlar yayın sırasında da devam etti. Karadeniz bölgesi milletvekilleri, Karadenizli gazeteciler ve fındık üreticileri mesaj bombardımanına tabi tuttular. Tabii ki yayına girmeden önce bu durumu Cumhurbaşkanı’nın ekibine ilettik. Prompter’a yüklü olanlar bu konudaki verilerdi. Türkiye Cumhuriyeti’nin cumhurbaşkanının fındık taban fiyatlarını tane tane açıklaması gerekmiyor mu? Erdoğan da onu prompter’dan okuyarak yaptı.