Türk Amerikan Ulusal Yönlendirme Komitesi (TASC), Dışişleri Bakan Yardımcısı Yavuz Selim Kıran ile Ortodoks Yahudi Ticaret Odası Başkanı Duvi Honig’in birlikte yer aldığı deklarasyon fotoğrafı için özür metni yayımladı.
Deklarasyon metninin duyurulduğu fotoğrafta; TASC’ın eş başkanlığını Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın kuzeni Halil Mutlu ile birlikte yürüten Günay Evinç, Yahudi Ticaret Odası Başkanı Duvi Honig ve imza töreninde bulunan Türkiye Dışişleri Bakan Yardımcısı Yavuz Selim Kıran bir arada görülüyordu.
TASC’ın, Kıran’ın deklarasyonun içeriğine ilişkin bilgi sahibi olmadığını duyurduğu açıklama şöyle:
“Bakan Yardımcısı Yavuz Selim Kıran, Birleşmiş Milletler Genel Kurul haftası sırasında Türk-Amerikan Ulusal Yönlendirme Komitesi TASC’ın düzenlediği yıllık faaliyetin konukları ve organizatörleriyle, faaliyet devam ederken kendilerinin talepleri üzerine fotoğraf çektirme nezaketi gösterdi. Yahudi Ticaret Odası Başkanı Duvi Honig ve TASC Eşbaşkanı Günay Evinç bu sırada önceden planlanmaksızın bu fotoğrafın çekilmesini talep ettiler. Dışişleri Bakan Yardımcısı Yavuz Selim Kıran’a söz konusu sivil toplum girişiminin içeriği hakkında önceden bilgi verme sorumluluğumuzu yerine getirmedik. Fotoğrafta bu deklarasyonu göstermek de bizim hatamızdı. Bakan Yardımcısı Kıran’dan ve kamuoyundan ortaya çıkabilecek herhangi bir yanlış anlama için özür diliyoruz.”
Hükümetin ihanet diye tanımladığı anlaşma
TASC ve Ortodoks Yahudi Ticaret Odası’nın imzaladığı ortak deklarasyonun 4. ve 5. maddeleri tartışma konusu olmuştu.
4. maddede, İsrail veya Türkiye’yi hedef alan boykot yaptırımlarına ve İsrail’e yönelik ambargo hareketi BDS’ye karşı çıkılacağı ifade ediliyordu.
5. maddede ise geçtiğimiz sene ABD’nin öncülüğünde İsrail’in BAE ve Bahreyn ile yaptığı Abraham Anlaşmalarına destek veriliyordu. BAE ve Bahreyn’in ilk kez İsrail’i devlet olarak tanımasına vesile teşkil eden anlaşmalar için Türkiye Dışişleri, “Filistin davasına ihanet” tanımını yapmıştı.
Türkiye Dışişleri’nin Abraham Anlaşmaları’yla ilgili açıklaması şöyleydi:
“ABD, İsrail ve BAE tarafından açıklanan ve İsrail-BAE ilişkilerinin bütünüyle normalleştirilmesini öngören ortak bildiriye ilişkin olarak Filistin halkı ve Yönetimi tarafından gösterilen güçlü ve müşterek tepkiyi haklı buluyoruz.
“2002 yılında Suudi Arabistan öncülüğünde Arap Ligi tarafından geliştirilen ve İslam İşbirliği Teşkilatı’nca da desteklenen Arap Barış Planı’nın BAE tarafından tek yanlı bir tasarrufla ortadan kaldırılmaya çalışılması son derece endişe vericidir.
“Hal böyle iken, söz konusu üçlü bildiriyi Filistin davasına destek olarak takdim etmenin hiçbir inandırıcılığı yoktur. Zaten ölü doğan ve hiçbir geçerliliği olmayan ABD planı üzerinden gizli hesaplar yapmaya çalışan BAE, bu şekilde Filistin’in iradesini de yok saymaktadır.
“BAE liderliğinin Filistin halkının ve Yönetiminin rızası hilafına Filistin adına İsrail’le müzakereler yürütme ve Filistin açısından hayati önem taşıyan konularda taviz verme yetkisi hiçbir şekilde yoktur.
“Kendi dar çıkarları uğruna Filistin davasına ihanet ederken, bunu adeta Filistin için yapılan bir özveri gibi takdim etmeye çalışan BAE’nin bu riyakâr davranışını tarih de, bölge halklarının vicdanı da unutmayacak ve asla affetmeyecektir.”