Cemal Kaşıkçı 2 Ekim’de saat 13 civarında Suudi konsolosluk binasına girdi. Fakat güvenlik kameraları çıkışını kaydedemedi, çünkü Kaşıkçı o binada işkenceyle öldürüldü.
Aynı gün saat 17:00’de konsolosluk yetkilileri Kaşıkçı’nın dışarıda bekleyen Türk nişanlısına onun konsoloslukta olmadığını ve boşuna beklememesini söyledi. Nişanlısı durumu, Kaşıkçı’nın yakın arkadaşı olan gazeteci Turan Kışlakçı’ya bildirdi
Ertesi günden itibaren gelişmeler şöyle seyretti:
3 Ekim: Turan Kışlakçı, Türk Arap Medya Derneği Başkanı sıfatı ile Suudi Arabistan Konsolosluğu önünde bir basın açıklaması yaparak Cemal Kaşıkçı’nın serbest bırakılması çağrısında bulundu.
4 Ekim: Suudi Arabistan Konsolosluğu görevlileri, Kaşıkçı’nın binadan ayrıldığını açıkladı.
5 Ekim: Suudi Arabistan Veliaht Prensi Selman bin Muhammed konuyla ilgili bir açıklama yaparak Türk yetkililerin konsoloslukta inceleme yapabileceğini söyledi. Ancak Türk yetkililer bu açıklamadan 10 gün sonra konsolosluğa girerek inceleme yapabildi.
6 Ekim: Uluslararası haber ajansı Reuters, Türk yetkililere dayandırdığı bir haberle Cemal Kaşıkçı’nın Suudi Arabistan’ın İstanbul Konsolosluğu’nda öldürüldüğünü duyurdu.
7 Ekim: Cumhurbaşkanı Erdoğan konuyla ilgili ilk açıklamasını yaparak, “Olay tüm boyutları ile inceleniyor” dedi.
8 Ekim: Suudi Arabistan Ankara Büyükelçisi, Dışişleri Bakanlığı’na çağırılarak konsoloslukta arama talebinde bulunuldu.
9 Ekim: Cemal Kaşıkçı’nın yazarı olduğu Washington Post gazetesi Kaşıkçı’nın konsolosluğa girdiği sırada çekilmiş bir güvenlik kamerası kaydını yayımladı.
10 Ekim: Akşam gazetesi, Suudi Arabistan’dan 15 kişilik bir ekibin 2 Ekim’de iki ayrı özel uçakla İstanbul’a geldiğine ilişkin bir haber yayımlandı. Söz konusu haberde gazete, ekiptekilerin kimlik bilgileri ve havaalanındaki görüntülerini de yer alıyordu.
12 Ekim: CNN International, Türkiye’nin elinde Cemal Kaşıkçı’nın öldürüldüğüne ilişkin ses ve görüntü kaydı olduğunu dünyaya duyurdu.
13 Ekim: Türk heyeti ile birlikte ortak çalışma için bir Suudi heyeti İstanbul’a geldi. Aynı gün, ABD Başkanı Donald Trump “Cemal Kaşıkçı eğer konsoloslukta öldürüldüyse bunun ağır bir cezası olacak” dedi.
15 Ekim: Trump, “Olayı seri katiller yapmış olabilir” dedi. Saatler sonra Türk polisi, konsoloslukta çalışma yapmak üzere binaya girdi. 12 saat süren incelemenin ardından polisler binayı boşalttı.
16 Ekim: ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo Riyad’a gitti ve “şeffaflık” çağrısında bulundu. Aynı gün, Cumhurbaşkanı Erdoğan da konsolosluk binasında inceleme yapan polis ekiplerinin yeni boyanmış duvarlar tespit ettiğini söyledi.
17 Ekim: Cumhurbaşkanı Erdoğan, ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo ile Esenboğa Havalimanı’nda görüştü.
18 Ekim: Diplomatik dokunulmazlığı olan Suudi konsolos İstanbul’dan ayrıldı.
19 Ekim: ABD basınında veliaht prensin ekibinde yer alan bir kişinin 2 Ekim sabahı konsolosluğa giriş görüntüleri yayımlandı. Aynı gün Cumhurbaşkanı Erdoğan, Suudi Arabistan Kralı Selman Bin Abdulaziz’le telefon görüşmesi yaptı.
20 Ekim: Riyad yönetimi, Cemal Kaşıkçı’nın konsolosluk binasında öldüğünü itiraf etti. Suud yönetimi Kaşıkçı’nın konsoloslukta yaşanan bir “arbede” sonucunda öldüğünü açıkladı. Riyad yönetimi 18 kişiyi gözaltına aldı. Gözaltına alınanlar arasında ülkenin genel istihbarat başkan yardımcısı da vardı.
Ayrı gün AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, “Türkiye, ne olmuşsa onu ortaya çıkaracak. Bundan kimsenin kuşkusu olmasın” dedi. Trump ise o gün yaptığı açıklamada Suudilerin hesap vereceğini, yaptırım uygulanacağını fakat silah satışlarının iptal edilmeyeceğini söyledi.
22 Ekim: CNN International, Cemal Kaşıkçı’nın konsolosluktan çıktığı tezini ileri sürmek için başvurulan “dublör” görüntülerini yayımladı.
Aynı gün TBMM’de AK Parti grup toplantısında konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan şunları söyledi:
“Cemal Kaşıkçı cinayetinin planlı işlendiğine dair elimizde deliller var. Cinayet günü bu 15 kişi niçin İstanbul’da toplanmıştır? Bu kişiler kimden emir almıştır? Başkonsolosluk binası niçin günler sonra açılmıştır? Öldürüldüğü resmen kabul edilen bir kişinin cesedi niçin hâlâ ortada yok?
“Cesedin yerli işbirlikçiye verildiği iddiası doğruysa, bu yerli işbirlikçi kimdir? Sıradan birisi bu yerli işbirlikçiden bahsetmiyor. Suudi Arabistan’dan yetkili bir kişi bundan bahsediyor. Öyleyse bu işbirlikçiyi açıklamak zorundasın.
“Hiç kimse bu sorular cevaplanmadan meselenin üzerinin kapatılacağını aklından bile geçirmesin.
“Olayı birkaç güvenlik görevlisinin üzerine yıkmak bizi ve uluslararası kamuoyunu tatmin etmez
“Bu siyasi bir cinayet olduğuna göre, varsa diğer ülkelerdeki suç ortaklarının da soruşturmaya dahil edilmesi gerekiyor. “Uluslararası hukukun da, İslam hukukunun da gereği budur. Türkiye olarak bu meselenin sonuna kadar takipçisi olacağız. Kendi hukukumuz ve uluslararası hukukun gereği neyse yerine getirilmesini sağlayacağız.
“Buradan bir çağrı yapıyorum. Bu çağrı Suudi Arabistan Kralı başta olmak üzere üst yönetimedir. Olayın cereyan ettiği yer İstanbul’dur. Bu 15 artı 3 kişinin yargılanmasının İstanbul’da yapılması teklifimdir. Takdir kendilerinindir.”