Dünya ekonomisi pandemiyle birlikte yaptığı frenden sonra tekrar yükselişe geçmeye başladı; ancak bu beraberinde enflasyon gibi olumsuzlukları getirdi. Enerji sektöründe fiyatlar tarihin en yüksek seviyesine ulaşmış durumda. Doğalgaz fiyatları geçen seneden bu yana 8 kat artarken, kömürde de son aylarda “uçuş” yaşanıyor.
Ancak bu tek başına değerlendirilecek bir durum değil. Kriz, domino etkisi yaratabilecek bir potansiyele sahip. Zira dünya elektrik enerjisinin %60’ı bu kaynaklarla üretiliyor. Doğalgaz ve kömür fiyatları arttıkça elektrik üretim maliyetleri de artıyor. İşin kötüsü petrol de yükselişte…
Konuyu görüştüğüm eski BOTAŞ Doğalgaz Alım Dairesi Başkanı Ali Arif Aktürk, fiyatlardaki artışın, pandemi dönemi sonrası “ötelenmiş” talebin tekrar ortaya çıkmasıyla ve merkez bankalarının salgın boyunca aldığı kararlarla ilgili olduğuna vurgu yaptı. Aktürk, bunlarla birlikte Rusların Ukrayna’yı devreden çıkarma hedeflerinin yarattığı siyasi gerilimin ve LNG (sıvılaştırılmış doğalgaz) ticaretinde Atlantik-Pasifik arasındaki entegre olma hâlinin gaz fiyatlarında spekülatif bir ortam yarattığını düşünüyor.
Bu spekülatif ortam sonucunda mantıkla açıklanamayacak gaz fiyatları ortaya çıktı. Buna Avrupa’da ve Çin, Brezilya, Hindistan gibi yüksek nüfuslu yerlerde yaşanan kuraklıklar da eşlik etti. İklim krizinin sonucuyla yeniden kömüre yönelmek zorunda kalan bu ülkeler 2022’de karbon emisyonu rekorunun kırılmasına yol açabilir. Bu da bir açmaza işaret ediyor.
Enerji uzmanı Aktürk, Glasgow’da gerçekleşecek BM İklim Zirvesi’nde (COP26) alınacak kararların enerjideki krizi önemli ölçüde etkileyeceğini düşünüyor. “Yılbaşına doğru Avrupa’da doğal gaz fiyatlarında bir gerileme yaşanabilir, önümüzdeki sene sıcaklığın yeniden yükselmesiyle birlikte hızlı bir düşüş olur. Şu anki fiyat seviyeleri Avrupa’daki birçok enerji şirketini iflas durumuna getirdi. Burada fiyatlar çok yükselecektir ve bunun sosyal etkileri de ister istemez olacaktır. Türkiye ve Avrupa için zor bir kış olacak” diyor.
Türkiye’de ne olacak?
Dünyadaki bu krize ilişkin “30 yıldır bu sektörün içindeyim. Böylesini görmedim” ifadelerini kullanan Enerji Bakanı Fatih Dönmez, “Doğal gaz fiyatında artış olacak mı?” sorusunu şöyle yanıtladı:
“Fedakârlık yaparak vatandaşa en az şekilde yansıtıyoruz.”
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ise fırsatı kaçırmayarak “ABD’nin, İngiltere’nin hâlini görüyorsunuz değil mi? Benzin yok benzin. Aynı şekilde Almanya’da, Fransa’da kuyruklar. Yiyeceklerini bulamıyorlar. Türkiye’de böyle bir sorun yok” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan “böyle bir sorun yok” dese de Türkiye enerjide dışa bağımlı bir ülke. Merkez Bankası’na yapılan müdahalelerle döviz fiyatlarının rekor kırdığı bir ortamda cari açığı en çok etkileyenin enerji ithalatı olduğunu hatırlatmakta fayda var.
Aktürk, baz enflasyonu doğrudan etkileyen elektrik ve doğal gaz zamlarının, faiz indirme hedefi nedeniyle ötelendiğini söylüyor. Bunların maliyetinin bütçe dengesinde önemli yük yarattığını ve sonuç olarak yine de bizim cebimizinden çıktığını belirten Aktürk, enerji maliyetlerinde çok kısa vadede düşüş olmazsa bunun zam dışında başka bir yolla finanse edilemeyeceğini söylüyor. Merkez Bankası hamlelerinin “ağır faturayı” kabarttığını söyleyen Aktürk, “zamları yansıtmama” hâlinin erken seçim sinyali olabileceğini düşünüyor.
Doğalgaz şirketleri de zammın kaçınılmaz olduğunu belirterek en az %40-50’lik bir artıştan söz ediyor. Domino benzetmesinden anlaşılabileceği gibi doğal gaza gelen zammı elektriğin takip edeceğini tahmin etmek güç değil.