1905-1906 yıllarında Türkçe tiyatro oynanması yasaklandı. Hem de Tepebaşı’ndaki yazlık ve kışlık tiyatroyu yaptıran, Avrupa’dan tanınmış grupların gelmesine yardımcı olan Belediye Başkanı Rıdvan Paşa tarafından.
Yasağın nedenini Nesim Ovadya İzrail, yeni yayınlanan “Osmanlı ve Türkiye Tiyatrosunda Şahinyanlar” (Boğaziçi Gösteri Sanatları Topluluğu Yayınları) kitabında anlatıyor: “Rıdvan Paşa (…) tiyatroya aşırı ilgi duyan oğlu Reşat’ın bu konuyla uğraşmasını istemiyordu. Bu nedenle Paşa İstanbul’da Türkçe oyun oynanmasını yasaklamış, sadece yabancı topluluklara, Karagöz ve Meddah gösterilerine izin vermişti. Tiyatro toplulukları çaresizlik içinde İstanbul dışına dağıldılar.”
Peki bu yasak nasıl son buldu? Rıdvan Paşa 26 Mart 1906'da bir suikast sonucu öldürüldü ve yasak kalktı.
Bu kitap Nesim Ovadya’nın üçüncü çalışması. İlk kitabı, 1915'te öldürülen Osmanlı Meclisi Mebusanı üyesi, Ermeni milletvekili Kirkor Zohrab’ın biyoğrafisiydi. (Pencere yayınları) Ovadya, ikinci kitabı “24 Nisan 1915: İstanbul Çankırı Ayaş Ankara” da (İletişim Yayınları) Ermeni aydınlarının başına gelenleri anlatmıştı.
Şahinyanlar
Nesim, bu kez, eşinin de ailesi olan tiyatrocu Şahinyan’lardan yola çıkarak, Ermeni tiyatrosunun tarihini gözler önüne seriyor. İlk kez yayınlanan belgelerle, yakın tarihimizin bilinmeyen bir yönünü tanımış oluyoruz.
Osmanlı ve Türkiye Tiyatrosunda Ermenilerin kurucu rolünü anlatan bu kitap, aynı zamanda azınlıkların tarihine ışık tutuyor.
Kitaptaki ilginç bilgilerden birisi de İkinci Dünya Savaşı günlerinde Nazi yanlısı olmakla suçlanan Başbakan Şükrü Saraçoğlu ile ilgili. Nazilerin teslim olmasının hemen ardından, 5 Eylül 1945 tarihinde Ankara’da Anadolu Kulübü’nde, ilk kez Ermeni basınının da davet edildiği basın toplantısı yapılır. Toplantıda, Saraçoğlu beklenmedik bir tavır sergiler, azınlıkların da artık yedek subay olabileceklerini açıklar. Ermenice yayınlanan Jamanak gazetesinden Suren Şamlıyan Ermenice tiyatro yasağının ne zaman kalkacağını sorar.
Saraçoğlu’nun cevabı ilginçtir: “Böyle bir haberi ilk defa duyuyorum. Ne var ki, Rumca veya başka dilde yapılan oyunların aynısını da Ermenice için yapalım. Azınlıklarla ilgili başka dillere müsaade edildiğine göre, Ermenice oyun veya müzik gösterisi yapılmaması için hiçbir neden yok.”
Hitler’in savaşı kaybetmesi Türkiye’de de etkisini göstermiş, çok partili rejime geçiş süreci başlamıştı.
Nesim’in kitabı, Ermeni tiyatrocuların tarihiyle, demokratikleşme yolculuğumuzun nasıl atbaşı gittiğini belgelerle anlatıyor.