Adı, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu’nun (BDDK) haklarında suç duyurusunda bulunduğu 26 kişi arasında yer alan ekonomist Güldem Atabay, bugün (28 Aralık) Politik Yol’da yayımlanan “Bankalarda ‘ikna odaları’ mı kurulacak?” başlıklı yazısında, dün gece Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati’nin AHaber, ATV ve APara ortak yayınındaki sözlerini, o konuşurken yayımlanan Merkez Bankası’nın son tebliğiyle karşılaştırdı.
Tebliğ, bankaları, müşterilerinin döviz hesaplarını bozdurup kur korumalı mevduata (KKM) aktarmaları için teşvik etmeyi amaçlayan maddeler içeriyordu. Atabay’a göre, “Zaten TL’ye koşan döviz mevduat sahibinin böylesi bir teşvike neden ihtiyacı olduğu, tabii yine havada asılı kalan sorulara bir yenisi olarak” eklenmişti.
Havuç…
Neydi peki, dün gece MB tebliğiyle getirilen teşvik? Atabay, şöyle açıklıyor bunu:
“Bakan Nebati’nin açıklamalarıyla neredeyse aynı saatlerde, Merkez Bankası tarafından yapılan açıklamada, döviz mevduat hesaplarının vadeli Türk lirası mevduata dönüştürülmesi halinde, sadece TCMB’nin sağladığı kur farkı desteğinden yararlanmakla kalmayacakları, bir de üzerine söz konusu yeni TL mevduatların ‘zorunlu karşılık tesisinden muaf tutulmasına karar verildiği’ açıklandı.
“Bu büyük ödül elbette daha 20 Aralık gecesi KKM’yi Cumhurbaşkanı’ndan duyar duymaz piyasanın kapalı olduğu saatlerde döviz mevduatlarını koşarak TL’ye dönüştürdüğü bizzat Bakan’ın ta kendisi tarafından açıklanan hane halkını daha da teşvik etmek için verilmişti. Zaten TL’ye koşan döviz mevduat sahibinin böylesi bir teşvike o zaman neden ihtiyacı olduğu tabii yine havada asılı kalan sorulara bir yenisi olarak eklendi.”
Sopaya dönüşebilir havuç…
Merkez Bankası’nın gece sürprizi bundan ibaret değildi ama… MB, müşterilerini dövizden KKM’ye geçmeye ikna etmede başarı sağlayan bankaları ödüllendireceğini, başarısız olanları ise cezalandıracağını açıklıyordu tebliğinde. Güldem Atabay bunu da şöyle anlatıyor yazısında:
“İşin daha da ilginçleştiği yer ise, TCMB açıklaması içinde merkez bankacılığı sınırlarının dışına, polisiye önlemlere doğru taşımasıyla gelmekteydi.
“Eğer bankalar o veya bu şekilde döviz mevduat sahibini TL vadeli mevduata geçmeye ikna edemezlerse, ‘döviz olarak tutulan döviz tutarlarının ABD doları cinsinden mevduat yükümlülükleri için tutulması gereken tutara kadar olan kısmı üzerinden yıllık %1,5 oranında komisyon alınmasına’ karar verilmişti.
“Albayrak dönemini hatırlatan şekilde, kredi yarışına munzam karşılıklara ödenen faiz farkları üzerinden itilen bankalar, bu sefer de hemen daha 21 Ocak 2022’de döviz mevduatlarının %10’unu TL mevduata çevirtme başarısı gösterirlerse, ya da 18 Mart 2022’ye kadar bir de toplam döviz mevduatının %20’sini TL’ye döndürtürlerse, 2022 sonuna kadar söz konusu haraç-vari komisyon oranından muaf tutulacaklardı.”
Güldem Atabay, MB tebliğini böylece aktardıktan sonra, bu bilgileri Nebati’nin konuşmasıyla karşılaştırıyor ve şu yorumu yapıyor:
“Bakan Nebati elbette dün geceki TV açıklamalarında 20 Aralık gecesi itibarıyla başlayan ‘TL’ye koşuşun’ arkasında ‘önceliği Sayın Cumhurbaşkanımızın duruşu, ikincisi ise (hazine ve merkez bankası) uyumlu çalışmamız’ var derken neden böylesi önlemlere de eş zamanlı ihtiyaç duyulduğundan bahsetmedi.
“Halbuki rakamlarla konuşmayı sevenler açısından durum aslında çok basit. Türkiye bankalarında döviz mevduatı tutan hesap kitap bilen birikim sahipleri, politika faiz (%14) üzeri 3 puanla sınırlanmış KKM’de getirisinin yüksek ve hızla daha da yükselecek enflasyon tarafından eriyeceğini çok hızlı kavramış durumda. Dolayısıyla, KKM’a falan yöneldikleri yok. Aksine, BDDK verilerinden izlendiği üzere döviz mevduatları kaya gibi sağlam durmakta. Hatta az da olsa artmakta.”
Güldem Atabay’ın yazısının tümü için: