DEVA Partisi lideri Ali Babacan partisinin genel merkezinde düzenlediği haftalık değerlendirme toplantısında konuştu. Babacan’ın gündeminde, enflasyon ve Adalet Bakanlığı’nın Cemal Kaşıkçı dosyasının Suudi Arabistan’a gönderilmesiyle ilgili olumlu görüş bildireceği açıklaması vardı. Babacan’ın konuşmasından öne çıkan bölümler şöyle:
“Biz yaparız, herkes yapamaz”
Türkiye, kronik yüksek enflasyon dönemine girmiştir. Kronik yüksek enflasyon sorununu çözmek her babayiğidin harcı değildir. Türkiye o çukurdan 34 sene çıkamamıştır. Enflasyonun 34 seneden sonra ilk defa tek haneye indiği yıl 2004 yılıdır.
Önümüzdeki seçimlerden sonra bu iş bitecek. Enflasyonu yeniden tek haneli seviyelere indireceğiz. Biz yaparız, herkes yapamaz.
Merkez Bankası yönetimini, Cumhurbaşkanlığı makamının saldırısından kurtararak tam bağımsız hale getireceğiz. Merkez Bankası rezervlerini yeniden inşa edeceğiz.
“Enflasyon Kenya’da yüzde 5.5, Uganda’da 3.7”
Kimi esnaf etikete fiyat yazmaya bile utanıyor. Bir manav, domatesin üstüne ‘Maalesef 20 lira’ yazmış. Çaresiz, ne yapsın? Kartona doğrusunu yazsa, ‘Bu fiyatlar Sayın Erdoğan ve Sayın Bahçeli’nin eseridir, biz ne yapalım’ yazacak. O zaman da başına başka iş geleceğinden korkuyor.
Şu an yıllık enflasyon Kenya’da yüzde 5 buçuk. Uganda’da 3,7. Türkiye’de TÜİK’in örttüğü enflasyon yüzde 61.
“Kaşıkçı cinayetinin üstünün örtüleceği yönünde çok güçlü işaretler var”
Hatırlayın, Sayın Erdoğan, Kaşıkçı cinayetinin ardından ‘Gazetecinin ölümünün tüm yönleriyle aydınlatılıp aydınlatılmayacağı, çocuklarımızın nasıl bir dünyada yaşayacağını belirleyecektir’ demişti.
Belli ki, geldiğimiz noktada, çocuklarımızın nasıl bir dünyada yaşayacağının kararını Suud yargısına bıraktı.
Son aylarda, Erdoğan’ın uluslararası alanda iyice artan U dönüşlerine bir yenisi daha eklendi. Ülkemizin uluslararası alandaki itibarı yine zedelendi.
Sayın Erdoğan, Türkiye’nin ahlaki üstünlüğünün olduğu konuları bile, pazarlık masasında kaybettiğini yine gösterdi.
Suç mahallinin Türkiye olduğu Kaşıkçı cinayetinin üstünün örtüleceği yönünde çok güçlü işaretler var.
“Borç dilendikçe emir alan, emir aldıkça ahlaki üstünlüğünü yitiren bir yönetim…”
Şu aşamada neyin pazarlığının döndüğünü bilemiyoruz. Ancak Türkiye’nin bir süredir tehlikeli bir bataklığa doğru sürüklendiğinin gayet iyi farkındayız.
Ekonomisi zayıfladıkça diğer devletlerden borç dilenen, borç dilendikçe el alemden emir alan, emir aldıkça ahlaki üstünlüğünü yitiren bir yönetimin Türkiye’ye büyük zararlar verdiğini gayet iyi biliyoruz.