Programın tamamını izlemek için:
Dış politikada gündem önceki haftalardan pek farklı değil; Suriye, Ukrayna, Yunanistan ama en önemlisi İsveç ve Finlandiya’nın NATO’ya katılma isteği.
Sondan başlayalım. Türkiye hariç hemen herkes bu iki ülkenin NATO’ya katılmasından yana. Rusya bile itirazını yumuşatmış ve ‘yeter ki sınırımıza NATO askeri gelmesin’ diyor.
Burada sıkıntı şu ki bu iki ülke AB üyesi. Eğer onların NATO’ya girmelerini veto edersek, muhtemelen AB bize bir ambargo koyacak. Bu tabii ki Türkiye’yi çok zor duruma düşürür. Ayrıca ABD Kongresi’nde F-16 satışı konusu çok ciddi tehlikeye girer.
Yani Türkiye’nin uluslararası arenada imajını bozar. Çünkü İsveç ve Finlandiya uluslararası planda imajı çok yüksek, barışsever olarak bilinen ülkeler.
Biz bu ülkelerin PKK’yı, PYD’yi desteklediğini söylüyoruz. Bu bir iddia. Bu iddiamızı kanıtlamamız lazım. Yani ortaya birtakım belgeler, kanıtlar, bir şeyler koymamız lazım. Sadece sözle iddia etmek yeterli değil. Çünkü hükümetimiz Boğaziçi’ndeki talebelere de ‘terörist’ demişti.
İkinci konumuz Suriye. Suriye’ye bizim tekrar girmemize ABD, Rusya ve İran -ki bu üç ülke Suriye’de önemli oyuncular- karşılar. Benim korkum şu; devamlı girip çıkıyor ve şehitler veriyoruz. Çok üzülüyorum. Şehit vermeyi kanıksamış gibiyiz. Kanıksamamız lazım. Bunlar bu ülkenin evlatları. Üç-beş diye gidiyor ama ölen insanlar bizim insanımız. ‘Kanları yerde kalmayacak’ demek bir mana ifade etmiyor. Kanları yerde, öldüler, ölüyorlar…
Üçüncü konu Yunanistan ile yaşanan gerginlik. Çok iddialar var o adaların egemenliğinin şartlı verildiği ile ilgili. Öyle bir şey yok. Üç milin dışındaki adalar Yunanistan’ın. Ve Türkiye bunu yıllarca kabul etti. Şimdi bunu tehlikeye sokmak, diplomaside Türkiye’yi mütecaviz bir devlet durumuna düşürür.
Diyoruz ki, ‘Lozan’da şu adayı saymadılar, bu adayı saymadılar.’ Eğer yanlış hatırlamıyorsam Akdeniz’de 2400 küsur ada ve adacık var. Bir anlaşmanın bütün bu adaların listesini sayması söz konusu değil. Hiçbir yerde görülmemiştir.
Diplomaside dil çok önemli. Sizin imajınızı bozduğu gibi, hukuken de sizi yanlış yere oturtabilir. Milliyetçilik güzeldir ama akılcı olması ve belgelere dayanması lazımdır. Kuru sıkı atarak ‘adalarımızı işgal ediyorlar’ demek yetmiyor. Çünkü işgal ediyorlar derseniz, ‘Git işgali durdur’ derler. Lozan, üç milin dışındaki adaları beğenelim ya da beğenmeyelim Yunanistan’a vermiştir.