Ceren Kenar

Ali Ekber Haşimi Rafsancani: Kendi devriminin kurbanı

Bu sene İran, Cumhurbaşkanlığı seçimlerine gidecek. Rafsancani'nin ölümü reformistlerin bir kaybı olarak görülüyor. Ilımlı olarak resmedilen Ruhani'nin bu gelişme ile bir müttefikini kaybedeceği konusunda İran uzmanları hemen hemen hemfikir.

İran ve Rusya ittifakı, nereye kadar?

Donald Trump'ın nasıl bir dış politika izleyeceğini kestirmek zor. Lakin kadrosunu oluşturma aşamasında dikkat çeken iki dış politika eğilimi var. Trump, ekibini anti-İran ve Rusya yanlısı isimlerden seçiyor.

PKK Sincar’dan çekiliyor

İran'ın amacı İran'dan Akdeniz'e ulaşan, Irak ve Suriye'den geçen kesintisiz bir kara hattına hâkim olmak. Bu hem askerî, hem ekonomik açıdan İran'ı bölgede inanılmaz güçlendirecek bir girişim.

DEAŞ Türkiye’ye niye saldırıyor?

DEAŞ da Suriye'de alan kaybettikçe, Türkiye'nin terörle mücadele azmini kırmayı hedefliyor. Bunu Türkiye'de seküler ve mütedeyyin kesimler arasına nifak sokacak şekilde bir eylemle gerçekleştirmeye çalışıyor.

En acı imtihan: Terör

Reina'nın kapısında içeri girenlerin yeterince zengin ve güzel olup olmadığını belirlemek dışında bir görevi olmadığı anlaşılan güvenlikçilerden biri saldırı sonrası gazetecilerin “ne yaptınız” sorusu üzerine şu cevabı veriyor: “Kaçtık, ne yapalım?”

Orta Doğu’yu ve dünyayı değiştiren yıl: 1516 (2)

Memlükler sadece askerî açıdan değil, yönetim kapasitesi açısından da kaybetmiş. Yolsuzluk ve zorbalıktan illallah demiş Halep ve Şam ahalisi, Osmanlı yönetimini teveccüh ile selamlayacaktı: “Mercidabık savaşından sonra Halep’ten Şam’a geçen Sultan Selim’i Halk büyük bir coşkuyla karşıladı...”

Orta Doğu’yu ve dünyayı değiştiren yıl: 1516

Bu kolay zafer sonrasında Yavuz Sultan Selim'in hedefinde Kahire vardı. Mercidabık hezimetinin haberi Kahire'ye üç hafta içinde ulaştı. Hızlıca toplanan Memlük ileri gelenleri yeni sultan olarak Tomanbay'ı tanıdı. Yavuz Sultan Selim, Tomanbay'a Şam'dan yazacaktı: ya teslim ol, ya da yok ol...

Senin İran’ın seküler bir kurtarıcıydı yavrum

İran devriminden beri radikal ve mezhepçi bir politikanın ihracı üzerinden dış politika geliştiren İran, ABD'nin desteğini alarak bölgede en güçlü zamanlarını yaşıyor. Fakat bu yayılmacı politikalar, bölgeye ne barış, ne de istikrar getiriyor.

Halep ateşkesinin kodları

Arap ülkelerinin ismi anılmıyor. Ne Suudi Arabistan, ne de Ürdün masada değil. ABD ve Batı bloku da müzakerelerde yoklar. ABD'den gelen timsah gözyaşları, boş sözler bir şey ifade etmiyor. İran anlaşması için Suriye'yi İran'a peşkeş çeken Obama yönetimi bu katliamlardan birinci düzeyde sorumlu. Bu anlamda Türkiye'nin insani kaygılarla, Rusya ve İran'a baskı yapan tek aktör olduğu kayda geçirilmeli.

Güya Kürtler için, Kürtlere rağmen vahşet

Kürtlere rağmen güya Kürtler için terör saçan bu örgütü sadece askerî ve siyasi anlamda değil propaganda açısından da yenmeli...

Kasım Süleymani’nin tuhaf temasları

Malum, İran'ın bölgedeki askerî operasyonlarını meşhur istihbarat şefi Kasım Süleymani yönetiyor. Kasım Süleymani'nin son zamanlarda ilginç temasları olduğu söyleniyor.

‘PKK derhal Sincar’dan çekilmeli’

Siyasi aktivizm ile gençlik yıllarında tanışan Hawrami, Irak Kürdistan yönetiminin hem Batı’ya açılan yüzünü temsil ediyor, hem de Kürdistan halkı ile sıcak ilişkileri ile tanınıyor. Irak Kürdistan’ın bölgesel ilişkileri konusunda en yetkin isimlerden olan Hawrami ile Erbil’de konuştum.

Pers koridoru kurulurken…

İran bölgede emperyal bir düzen kurma girişimlerine devam ederken, PKK bunun bir parçası olarak kullanılıyor. Ve dibimizde kurulmaya çalışılan bir Pers koridoru Türkiye'nin bölgedeki çıkarları ve güvenliğini tehdit ediyor.

Kimlik siyasetinin çöküşü…

İşin ilginci ABD seçimlerinden sonra Clinton destekçisi kanaat önderleri, gazeteciler ve siyasetçilerin seçim sonuçlarına tepkisi Türkiye'deki seçim sonrası duruma paralel gelişti. Trump'a oy verenleri suçlayan, bu insanları aşağılayan, halkı küçümseyen bir söylemle avuntu bulmaya çalışan Amerikan liberalleri teselliyi “biz güzeliz, iyiyiz ama halkımız bizi anlamıyor”da buldu.

Türkiye, Obama’nın gidişini kutluyor

Bugünlerde hep "yeni bir dünya düzeni kurulur ve Türkiye orada yerini alır" dedik. Türkiye bu baskılara boyun eğmedi. Bu bölgenin yolcusu değil, hancısı olduğu bilinciyle hareket etti. Ve doğru yaptı. Sonuçta 2016 yılında ABD'de Obama hükûmeti artık yok. Türkiye'de ise Erdoğan tüm gücünü ve desteğini koruyor.

Obama’nın yenilgisi

Sekiz yıllık Obama iktidarı arkasında kutuplaşmış bir ABD ve öfkeli bir seçmen kitlesi oluşturdu. Ve bu seçmen kitlesinin tepkisi sessiz ama derinden oldu.

ABD’nin yeni İstanbul Başkonsolosu Jennifer Davis’e bazı sorular

Türkiye ile ABD arasındaki iletişim sorununu çözmenin yolu belki de kamuoyundaki hassasiyetleri komplo teorisi diyerek geçiştirmektense, şeffaf ve doyurucu açıklamalar getirmek ile sağlanabilir...

Kürt meselesine dair çöken tezler ve yeni bir paradigma ihtiyacı

Devlet otoritesini korurken ve terörler etkin mücadeleye devam ederken, hâlihazırda hem PKK ve HDP'ye, hem de devlete öfkeli Kürt halkı nasıl kazanılabilir?

Telafer meselesi

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, geçtiğimiz hafta sonu Telafer konusunda Türkiye'nin kırmızı çizgisini bir kere daha hatırlattı. Sahadan gelen haberler sonucu, Türk tanklarının sınıra konuşlanması bu yüzden sürpriz olmadı. Etkin bir dış politika geliştirmenin en önemli unsurlarından biri caydırıcılık gücünün gerektiği zamanlarda kullanılması. Türkiye Musul operasyonunda istediklerini kararlı duruşu ile edindi.

15 Temmuz’dan sonraki ilk Cumhuriyet Bayramı kutlaması

Türk milletinin tanklara, F-16'lara karşı koruduğu, önünde katliam yaşanan Cumhurbaşkanlığı Külliyesi artık yeni bir anlama sahip. Cumhuriyetin, demokrasinin kurtarıldığı, bunun uğruna kan dökülen bir demokrasi anıtı olarak tarihe geçecek...

Obama’nın Halep planı

Halep'in düşmesi konusunda Türkiye'nin sessiz kaldığı yönünde bazı iddialar dile getiriliyor. Bunu üst düzey bir yetkiliye sordum ve kesin bir ret cevabı aldım. Türkiye'nin Suriye politikası konusunda güvenlik öncelikleri değişse de kırmızı çizgilerini ihlal etmeyeceğini görmek mümkün. Şu notu düşmek lazım elbette: Türkiye açısından Obama'nın bölge politikası asla ve asla bir müttefik ilişkisi içinde kabul edilecek şekilde gelişmedi.

Türklerin vizeyle, Batılı makamların ise terbiye ile imtihanı…

Türkiye'de muhalif olarak bilinen gazeteciler konusunda ifade özgürlüğü konsepti altında verilen destek, ne yazık ki diğer görüşlerde olan kişilere sunulmuyor. Aksine, Alman Konsolosluğu ve büyükelçiliği özelinde görüldüğü gibi müthiş bir ayrımcılık ve edepsizlik söz konusu oluyor.

Niye Türkiye Musul meselesine müdahil oluyormuş?

Türkiye'nin bölgede çıkarı yapısal olarak istikrardan, demokratikleşmeden, kalıcı çözümlerden ve farklı etnik ve mezhep grupları arasında barıştan geçiyor. Ve bu yüzden Türkiye Musul'a müdahil oluyor...

Musul nasıl kurtulur?

Eğer Musul Sünni güçleriyle özgürleştirilirse bu Sünnilerin kendine güvenini yerine getirir. Hâlâ güçleri olduğunu ve yakın gelecekte harekete geçebileceklerini görmüş olurlar. Ama eğer kaybedersek bölgede tümü mülteci olur ve daha da fazla radikalleşirler. Radikallerin sayısı artar...

Müstemleke Valisi

Ülkesinde terörle mücadele adı altından bir etnik temizlik yapılırken, tam da bu yüzden DAEŞ'e karşı bugüne kadar en etkin mücadeleyi vermiş ülkeyi, yani Türkiye'yi hedef alıyor.

Musul nasıl düştü?

Türk yetkililerin Maliki konusunda uzun zaman süren uyarılarını dikkate almayan ABD ancak DAEŞ Musul'u işgal edince Maliki'nin mezhepçi ve despot politikalarının oluşturabileceği yıkımı gördü. Şimdi ise DAEŞ ile mücadele adı altında devam eden operasyonların bölgedeki Sünnileri DAEŞ'ten medet umar hâle getirdiğini görmek istemiyor.

Amaç üzüm yemek mi?

Şimdi Musul'da operasyon gündemdeyken, Türkiye'nin IŞİD'e karşı mücadelesi itibarsızlaştırılmaya çalışılıyor. Musul'da IŞİD'e karşı en güçlü kale olan Başika hedef alınıyor. Neden? Belki de amaç üzüm yemek değil de ondan.

Ahlaki üstünlük ele geçerken…

Türkiye içinde tribünlere oynamak işin en kolay ve popülist kısmı. Ancak 15 Temmuz'da yazılan demokrasi destanının Batı kamuoyunun reddedemeyeceği bir şekilde her ortamda, dilde ve fırsatta anlatılması gerekiyor. Hâlihazırda son 4 senedir yoğun şekilde devam eden Türkiye karşıtı propagandaya karşı mücadele edilmesi gerekiyor.

Türkiye’de kadın istihdamı düşüyor mu?

Avrupa Birliği'nde kadın istihdamının en yüksek olduğu ülke İsveç (%72,5) en düşük %39,9 ile Yunanistan. AB ortalaması ise %58,8. Yani Türkiye bu ortalamadan 22 puan geride. Ancak Türkiye’de kadın istihdamı azalmıyor, aksine artıyor.

‘Yenikapı Ruhu’ üzerinde toplumsal mutabakat

Darbe sonrası oluşan millî birlik ortamına verilen destek ise çarpıcı. “Darbe girişimi sonrası başta Cumhurbaşkanı Erdoğan olmak üzere iktidar ve muhalefet partileri arasında bir yumuşuma ve müzakere süreci başladı. Siz bu süreci destekliyor musunuz?" sorusu sorulduğunda, katılımcıların %90.1'i "Destekliyorum" diyor.