Ceren Kenar
Gezi’yi kim kazandı?
Gezi olayları başladığında Türkiye'de seküler muhalefet bir kimlik krizi içindeydi. Klasik Kemalist söylemin itibarsızlaşması, ahlaki ve entelektüel üstünlüğü mutlak kaybetmesi üzerine, seküler entelijansiyada yeni bir söylem ihtiyacı ortaya çıkardı. Gezi hareketinin beklenmedik popüleritesi ile bu söylem ihtiyacı, "Gezi ruhu" olarak tanımlanan, belirsiz, içi boş, yarı-mistik bir kimlikle giderildi.
Gezi’yi kim kazandı? -1-
Gezi hareketi Türkiye'de yaşanan “kültür savaşları”nı keskinleştirerek, kutuplaştırma üzerinden bir siyasi kazanç edinmeye çalıştı. Bu siyasi oyunun kazananı ise sayıca üstün olan kutup oldu.
PKK’nın çocuk savaşçıları
Kendi çocuklarına acımayan, merhamet etmeyen, onların geleceğini umursamayan bir örgütten özgürlük ve demokrasi fedaisi oluşturmak konusunda çaba gösteren herkes bu çocukların geleceğinin çalınmasından mesul.
Dünya İnsani Zirvesi İstanbul’da
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın dün İngiliz Guardian gazetesinde yayınlanan makalesinin anahtar cümlesi ise, “Dünya Suriye'de yetersiz kaldığında, Türkiye yardıma koştu. Şimdi diğerleri yardım etmeli” idi.
PYD’nin Rakka kumarı
Askerî açıdan büyük kayıpların verileceği açık. Siyaseten ise asla hak iddia edemeyecekleri ve yönetemeyecekleri bir Arap şehrine girmenin PYD için maliyeti yüksek olacak.
12 puan Kırımlı Cemile’ye
“Bana şarkımın içeriğinin siyasi olduğunu söylüyorlar. Ben hiç öyle düşünmüyorum. Bu şarkı anılarla ilgili, yaşananları anmayla ilgili. Binlerce Kırım Tatarı'nı anmakla ilgili. Büyük büyükannemi anmamla ilgili. Ve bütün bunlar da benim için siyasetten çok daha önemli...”
Bütün barışları bitiren bir barış: Rus Ruleti
İngiltere ve Fransa açısından bu belgenin yayınlanması büyük bir skandal oldu. Araplar bu plana sert tepki gösterirken, Siyonistler de bu anlaşmanın ortaya çıkmasından huzursuz oldu.
Bütün barışları bitiren bir barış: Osmanlı toprakları paylaşılırken…
Sykes-Picot anlaşması hiçbir zaman uygulanmadı. Zaten bu süreçlerden bağımsız olarak İngilizler Musul-Kerkük bölgesini de Fransızlara bırakmadı. Bugün Türkiye’de kalmış Şanlıurfa, Gaziantep de Fransızlara yâr olmadı. Modern Orta Doğu’yu hukuken çizen anlaşmalar Sevres ve Lozan oldu.
Bütün barışları bitiren barış: Mösyö Picot
Picot, Arap coğrafyasında bir Fransız işgalinin kolayca gerçekleşeceğine o kadar inanmaktaydı ki Osmanlı’nın savaşa girmesinin ardından Beyrut’u terk ederken "iki hafta sonra görüşmek üzere" diyerek ayrılmıştı limandan.
Bütün barışları bitiren barış: Mister Sykes
Sykes, henüz bir muhafazakâr milletvekili iken, 1911 yılında yaptığı bir konuşmada güçlü ve birleşik bir Türk imparatorluğunun, İngiltere'nin ticaret ve stratejisi konusunda gerekli olduğunu söylüyordu. Ancak Osmanlı İmparatorluğunun Almanya ile birlikte 1. Dünya Savaşına girmesi Sykes'ın fikrinin değişmesine neden olmuştu.
“Bu dava benim sağlığımı bozdu!..”
Kumpası düşünürdüm de o kadar güçlü olduklarını düşünmedim. Çünkü yanında başka kişilerde olur diye düşündüm ama bunlar o kadar güzel tertipler yapmışlar ki o kadar güzel ele aldılar ki kurumları yani, dışarıdakilerin ses çıkarma şansı kalmadı gibi bir şey. Herkesi bağladılar. Bir hakime etki etmek için hakimler kurulunu bağladılar.
“Örgüt oluşturmaya çalıştık!”
Dava açanlar, onu destekleyenler kimlerse. Kişilerin içlerinde belki suçlular olabilir, ancak o suçlardan yargılandıkları suçlardan değil. Yargılandıkları olaylardan değil, başka olayların failleri olabilirler. Ama iddianameye girmiş suçlarla bir ilgileri yok yani.
Geri kabul anlaşmasının yan etkileri: Azalan Arap turist ve yatırımcı
Özellikle turizm sezonu başlamışken bu yönde teşvik edici politikaların uygulanması konusunda zaman kaybetmemek gerekiyor...
FBI, Türkiye’nin hacklenmesi talimatı mı verdi?
Tam Gezi olayları sırasında, Türkiye'deki siyasi kamplaşmayı daha da derinleştiren bir istihbarat operasyonunun arkasında FBI'ın olduğu, bu operasyondan sorumlu hackerın ise Preet Bharara tarafından ödüllendirildiği iddiası belgelerle doğrulanabiliyor.
Seneye Beyaz Saray’da görüşmek üzere…
Cumhurbaşkanı Erdoğan seneye Beyaz Saray'ı ziyaret ettiğinde orada Obama olmayacak. Belki de Andrew Mellon Auditorium'da konuşurken gündemi Obama döneminde kevgire dönen NATO ittifakının binanın tarihine yakışır şekilde nasıl güçlendirilebileceği üzerine olacak.
Yaşadığın ülkeyi sevmemek cool mu?
Türkiye'de bombalar patlarken acı üzerinden hükümete çakan solcular ve sözde liberaller, bombalar Brüksel'de patlayınca "acımız ortak" söylemine geçti. Kendi ülkesinden nefret etmek ilerici ve cool olmanın ana koşulu haline geldi.
Bana sekülerler radikalleşiyor dedirttiremezsiniz!
Seçilmiş hükümetleri silah yolu ile devirmeye çalışan her eylem sadece iktidara değil, bu sistemin parçası olan, oy veren her vatandaşın hakkının gasbedilmesi demektir...
Muasır medeniyet demişken
Şimdi Türkiye’yi düşünün. İntihar bombacısı anmasına giden vekil. Terör övgüsü yapan üniversite hocası. İntihar bombacısı öven gazeteci. Muasır medeniyet demek teröre, barbarlığa, vahşete sıfır tolerans demek.
Frederik Hof: ABD’nin Suriye politikası “amaçsız ve tutarsızdan da tutarsız”
Hof geçtiğimiz hafta "Simdi ve Burada" programına çarpıcı açıklamalarda bulundu. Obama'nın Suriye politikasındaki yanlış neydi? Türkiye ile ABD arasında Suriye konusunda neler yaşandı? Obama hükümetinin kimyasal silah konusundaki kırmızı çizgisi ilk defa ne zaman ihlal edilmişti. Hof tüm bu soruları cevaplandırdı...
Türk pazarında alışveriş
Avrupa'da artan İslamofobik ve ırkçı eğilimler, AB'yi Türkiye'nin karşısında boyun eğmek durumunda bıraktı. Türkiye ise alması gerekeni aldı.
Amerika nasıl kurtulur?
Trump’ın yükselişini açıklama iddiasındaki bir başka analiz ise, Trump’ın popülaritesini şovmenliğine borçlu olduğu yönünde. İnsanlar Trump’ın mitinglerini izlemekten bir komedi veya reality show keyfi alıyor.
Uluslararası medyada 28 Şubat
Bugün, New York Times gazetesinin bu konudaki çizgisi farklı, Kenan Evren'in ölümünden sonra yayınlanan yazıda Evren'i neredeyse "İslamcı" olarak takdim ediyordu. Lakin darbe olduğu zaman bambaşka bir yayın politikası izliyordu.
Kürtleri kaybeden HDP
HDP'nin Türkiye'de Rusya'nın bölge politikasının halkla ilişkiler ayağını yürüttüğünü görmek için bir kristal küreye de ihtiyaç yok. Ankara'nın göbeğinde onlarca kişiyi öldüren bir saldırının failinin anmasına katılan bir partiden insanlık, izan ve yerlilik bekleme gafletine düşmemek lazım elbette.
Salih Müslim’in ağabeyi kardeşini anlatıyor
PYD’nin fikirleri PKK’dan farklı değil. İzledikleri yöntemler farklı olabilir. Bununla birlikte Türkiye, Irak ve İran’da aynı gerilla savaşını kullanıyorlar. Suriye’de ise Afrin ve Kobani’de daimi orduları var. Hazırlık kampları, silahları vesaire var. Alenen, gizlenmiyorlar. Fakat ideolojileri ve doğrultuları aynı. Bir fark yok.
Neden Rus mühendisler Suriye’de DAEŞ’in kontrol ettiği bir gaz rafinerisinde çalışıyor?
DAEŞ'e karşı savaşma gerekçesi ile Suriye'yi bombalayan Rusya'nın DAEŞ'le bağlantısı konusunda bugüne kadar çıkan en somut bulgulardan biri oldu bu haber.
“Beyler ülke yönetiyoruz, ülke!”
AB, Türkiye için bir şey yapmadı. Verileceği söylenen para Türkiye'ye değil mültecilere veriliyor. 53 yıldır Türkiye bekliyor. Hâlâ AB fasılları açma konusunda Türkiye'ye oyalıyor.
PYD kimin muhalifi?
Ve elbette asıl soru şu: PYD böyle bir karneyle nasıl olur da Cenevre görüşmelerine muhalefet sıfatıyla katılmayı isteyebiliyor?
Umarız HRW geç olmadan uyanır
Öncelikle HRW raporu bu yaz bozulan ateşkesi bozan failin ismini vermiyor. PKK'nın ateşkesi bozan eylemlerinden bahsetmiyor. Çoğu uluslararası medya kurumunun kullanmayı tercih ettiği bir ifade ile ateşkesi bozan failin kim olduğunu gizliyor.
Ele verir talkını…
Uzun vadede Türkiye-ABD ilişkileri için bu sömürge ülkesi muamelesinin olumlu bir katkı yaptığını düşünen bir yetkilinin dış politika yetkinliğini sorgulamak lazım.
İşgalci güç işgal edilirken
Rusya ile Suriye arasında imzalanan güvenlik anlaşması bu hafta medyaya yansıdı. Buna göre Rusya uçaklarını ve askerlerini bu ülkede “istediği kadar” tutabilecek ve Rusya anlaşmaya tek taraflı olarak son verebilecek. Ve muhtemelen tarih son derece acı bir şekilde tekerrür edecek.