Fırat Erez

Kilis’e “düşen” roketler

Türkiye için geçerli önlem, TSK envanterinde de bulunan ABD ve Alman yapımı ateş tespit radarlarından, İHA’lardan, topçu bataryalarından ve gözlem uçaklarından oluşan bir sistemi koordineli şekilde kullanmak. Böyle bir sistem, Türkiye topraklarını hedef alan bir roketi havada etkisiz hale getiremese de, atışın yapıldığı noktayı kesine yakın bir doğrulukla tespit edip karşı roket atışı veya topçu salvolarıyla caydırıcılık oluşturabilir.

İncirlik’ten kalkan bir A-10’un anlattıkları

Türkiye, PKK ile kendi sınırları içinde sürdürdüğü savaşın sonuna yaklaşırken, Suriye konusunda baştan beri sürdürdüğü ve her geçen gün doğruluğu kanıtlanan tezlerinde ısrarcı: (a) ABD’nin Rusya’yı ikna ettiği/kabule zorladığı bir “uçuşa yasak hava sahası” altında kurulacak “güvenli bölge”; (b) muhtemelen Erdoğan tarafından açıklandığı gibi inşa edilecek bir kent; ve (c) PYD tekeli yerine tüm grupların ortak kontrolündeki (aslında, ABD’nin ve Türkiye’nin, ama daha çok Türkiye’nin kontrolündeki) bir saha.

PKK’nın sürgün yeri ve masa

Tüm bu dengeler sonucu, asla ilan edilen federasyon sınırlarında değil, ama büyüklüğü ile yeri, Suriye’de yerinden oynamış taşların tekrar oturmasına kadar belli olamayacak bir bölge, belli ki şu veya bu biçimde PYD kontrolünde kalacak. İşte burası da PKK’nın sürgün yeri olacak.

Kutuplaşmaya karşı

Öncelikle sabır gerekiyor, çünkü muhalefet geneline yayılmış bu stratejinin uygulayıcıları sürekli kan kaybetmekteler. Sürdürülebilirliği olmasa da fazlasıyla uzun zamandır muhatap olunan ve çoktan bıktıran bu “siyasetsizlik siyaseti” karşısında toplum, ağır ama düzenli bir biçimde öte tarafa akıyor.

50 milyon CHP

Altı yıl öncesine ait oluşuyla yıkıcı olmaktan yeterince uzaklaşmış, fakat etkisizleşecek kadar da uzaklaşmamış bir veritabanının servisiyle, geçişine engel olunamayan bir yasanın ve sunucusu il muhtemel uygulayıcısının hedef alındığı güzel bir tezgâh. İdeal ve yerleşik CHP usulü.

7 Haziran’da HDP’nin oyunu patlatan “IŞİD” bombaları

Tam seçim öncesi HDP binalarına bombalı saldırı düzenleyen bir IŞİD’ci, tüm eylemi neredeyse hiç kimse zarar görmeyecek şekilde planlamış, bomba düzeneklerini ona göre hazırlamış, saldırı sonrası daha önceden sıkça girip çıktığı Suriye’ye kaçmış ve aylar sonra da YPG tarafından canlı ele geçirilerek esir alınmış!

Persona non grata

Gazetecilerin, yürüttükleri operasyonun kanaatlerdeki yeri itibarıyla suçlu oldukları; rezil, yalanlarla dolu ve ayrıca da ülke hilâfına bir eylem gerçekleştirdiklerinin net olduğu; ancak tutukluluk için somut kanıtların gerektiği unutuluyor. Böylece AK Parti cephesinde, ne kanıtların yeterliliği, ne de iddianamenin özensiz hazırlanıp hazırlanmadığı sorgulanıyor. Suçlu çabucak bulunuyor: “AYM’yi ele geçirmiş lânet olası paraleller…”

Terör örgütlerinin legal yüzü (2)

Artık Türkiye içindeki varlığıyla PKK’nın “terör örgütü olup olmadığı” tartışmasını geride bıraktığımız bu günlerde, örgütün elinde veya etki alanında halen kazanılması gereken bir kitle var. PKK’nın bu kitle üzerinden legal alanda gösterdiği varlığı -- örgütün silâhlı unsurlarıyla sürdürülen son savaşın devletin ezici zaferiyle sonuçlanacağının belli olduğu bu günlerde -- giderek daha çok göze batıyor.

Terör örgütlerinin legal yüzü

Bu legal düzey ile terör organizasyonları arasındaki ilişkinin oldukça açık ve gözler önünde olmasına rağmen, bir alacakaranlık kuşağı, hukuksal anlamda işleri içinden çıkılmaz bir bataklığa çeviren süreçler yığını ile birlikte geliyor. Açık ki “insan hakları , örgütlenme ve ifade özgürlüğü” gibi temel hakları kullanmak ile terörün açık bağlantısı / uzantısı olmak arasında bir belirsizlik, bir sisli alan yaratan bu durumun bir an önce çözülmesi gerekiyor.

Savaşta üçüncü aşama: Terörle yaşamaya alışmak

Türkiye hükümetinin engellemek için elinden geleni yaptığı, ama gerek ikna gerekse zorlama süreçlerinde yalnız bırakılarak başarısız kılındığı bir dönem sonrası, komşularımız Irak ve daha çok Suriye’de patlayan bu savaş, önce Suriye İstihbaratı, sonra PKK, sonra da IŞİD vasıtasıyla Türkiye içine taşınalı çok oluyor.

Kızılay saldırısından sonra

Bu köşede daha önce iki ayrı yazıyla yorumlanan, Kızılay’dan bir önceki “Ankara servisler saldırısı”ndaki gibi oklar, bir kere daha Suriye istihbaratını işaret ediyor. Putin’in herkesi şaşırtan “Suriye’den çekiliyoruz” kararının Suriye’ye âni bir tepki olup olmadığını ise zaman gösterecek.

PKK kendine vatan ararken

Büyük olasılıkla, Suriye’de her şey bittiğinde PYD’nin (PKK’nın) elinde bir hakimiyet bölgesi kalacak -- ama bu bölge, güneyde nefretlerini kazandıkları Sünni Araplar ile kuzeydeki Türkiye arasında sıkışmış olacak.

Bu nasıl “terörle mücadele” (2)

Sonuçta, bataklığın kurutulması gerekiyor ve bu, nerede, kim tarafından hazırlandığı belli olmayan etkili eylemlerin önünü almaktan başka, bu gibi eylemlere kaynak oluşturan mahalle çeteleşmesi ve feda eylemleri zincirinin koparılmasını da gerektiriyor. Özellikle Bayrampaşa saldırısı türünden “feda eylemleri” zincirinin kırılmasının yolu da ortada; eylemcinin “ölü ele geçirilme”sinden olabildiğince kaçınılmasından geçiyor.

Bu nasıl ‘terörle mücadele’?

Canını dişine takmış güvenlikçiler, Güneydoğu’da tek bir sivil zarar görmesin diye iğneyle kuyu kazıp, 30 yıldır PKK’ya hiç görmediği ve beklemediği bir yenilgiyi tattırırken, İstanbul Bayrampaşa’da taş bile atamayacak iki kıza yenildiler. Kimse, teröre karşı bir savaş verilir ve her gün şehit haberleri gelirken, polise ateş açıp bomba atan iki teröristin hayatta kalıp kalmaması üzerine düşünmüyor ve tartışmıyor.

Çarşamba saat 16:00 çağrısı

Hedeflenen, 23 Temmuz 2015’de resmen başlayan bu son savaşın başından beri istenen, ama bir türlü başarılamayanın aynısı: kitleleri emniyet güçleriyle çatıştırmak; olayların içine daha da çok kişinin katılmasını sağlayacak, infial uyandırıcı bir katliama yol açmak.

Aşırı korumacılık iyi mi?

“Düşman” ve “hainler” kategorilerini daraltacağına habire genişleten sert ve müsamahasız bir anlayış, bir kere cumhurbaşkanına da yarar değil zarar getiriyor. İkincisi, AK Parti’nin demokratik karakteri ve demokratikleşmeci potansiyelini zedeliyor. Üçüncüsü, giderek daha çok sayıda kesimi karşısına alıyor; büyüyen tepkilere hedef oluyor.

Ankara servisler saldırısı – II

Tahminen, TAK tarafından üstlenilen bu saldırı, son tahlilde ne TAK/PKK ve ne de PYD/YPG tarafından düzenlendi. Her iki örgütün de yaklaştıkça daha çok etki alanına girdiği Suriye İstihbaratı ile onun ardında duran İran’ı olağan şüpheli olarak düşünmek daha akla yakın duruyor.

Ankara servisler saldırısı

Ortaya çıkan bilgiler ışığında ve söylemlerdeki nüanslara bakarak söylenebilecek, PKK, PYD ve Rusya’nın da bölgedeki varlığından kaynaklı kaos’un çok da belirsiz olmayan bir odak tarafından akıllıca kullanıldığı.

Bir yalanın kuyruğunda

Zagros PKK için BMG 50 standartına bir geri dönüş, yani teknik adıyla bir “uçaksavar”. Elbette uçaklar üzerinde isabet kaydedebilme şansı yok, hedefi helikopterler..

Neredeyse bir cennet

Sonunda kendilerini, Kürt halkını ve kazanımlarını ateşe atmaktan çekinmeyen, barışa, insan hak ve onuruna, aklına, kurşun sıkmaktan çekinmeyen bir grup katili savunan akıl dışı bildiriler imzalarken buldular.

Nuray Mert’in kulakları…

Nasıl olur da Cumhurbaşkanlığı Nuray Mert’in kulaklarının duyduğuna çarpıtma derdi? Dememeliydi. Otoriterlikti bu, çünkü Nuray Mert’in kulakları istediğini duymakta özgürdü.

PKK savaşı kaybederken stratejik oyalamalar…

PKK direniş noktalarının neden bütün HDP bölgelerine yayılmayıp da sadece ve nüfus toplamı 500 bini bile bulmayan birkaç yerleşimde yoğunlaştığı sorusu ne soruluyor ve tabii ne de cevaplanıyor.

Mutedil dalgalı vicdanlar

HDP’yi TBMM’ye, dolayısıyla legal siyaset alanına gönderip, PKK’nin onyıllardır süren baskısı ve dayatıp durduğu çatışma koşullarından kurtulmayı uman Kürtlerin verdiği oylar, bilinçli bir çarpıtmayla halkın PKK’ye verdiği destek olarak yansıtılıp, üzerlerine yeni yalanlar inşaa edilir, geçmiş zaman mitleriyle kafaları bulandırılmış Kürt gençleri cephelerde savaş ağaları için ölüme gönderilirken, bugün Kandil, sesini yine savaş için yükseltiyor.

Çoban matı

Aynı satrançta çoban matı hamlesini geç farkeden bir oyuncunun yaptığı gibi Rusya, kendisini mat olmaktan kurtaracak hamleler peşinde kâh Kuzey Kutup Dairesinde S-300 bataryaları konuşlandırıyor, kâh Ermenistan üslerine Hind helikopterleri, Suriye kıyısına cruise füzesi fırlatabilen denizaltılar gönderiyor.

PKK’ye açık mektup

Devlet de serhildanlara sebep olan o 90’ları, kimseye yaşatmayacak. İşkenceler, göçe zorlamalar, infazlar, orman yakmalar olmayacak. Gözlenecek, izlenecek ve avlanacaksınız. Çatışırsanız öleceksiniz ve bazen çatışamadan da öleceksiniz.

Bir ‘Kadın filmi’: Mad Max/Fury Road

George Miller 30 yıl ara verdiği serinin son filmine, verdiği ara boyunca edindiği düşünsel kazanımları, bazen en yüzeyde, bazen ise daha gerilerde kurduğu bir simgesel örgüyle, eklemiş görünüyor. Ve bu örgü hep aynı şeye işaret ediyor; Yaşam=Kadın.

Kadri Gürsel ve (yersiz) denize dökülme korkusu…

Bir yazar-düşün insanının karakterini, eğer kendisini bizzat tanımıyorsak, yazılarına bakarak anlıyorduk geçmişte.

Diyadin olayı ve Baskın Oran

Baskın Oran yazısına; “Demokrasi, hukuk, ahlak ve devlet düzeni açısından bir çöküşün örnek-olayı olarak Diyadin hadisesi mümtaz yer tutacak” diye başlıyor ve devamında konuyla ilgili bilgilerin eksik, karışık ve tutarsız olduğuna göndermeyle asıl vuruşunu yapıyor; “Artık bunların üstüne herhangi bir şey yazmak lüzumsuzdur, fazlalıktır,“zaittir..”

‘Huda-Par Hizbullah’ın devamıdır’

Hür Dava Partisi (Huda-Par) Sözcüsü Sait Şahin, Fırat Erez'in fotoanaliz bölümüne konuk oldu  

Çözüm Süreci’nde sürüklenmeler…

Çözüm Süreci'nde sürüklenmeler…