Onur Erkan

RÖPORTAJ | “Kuzey Kıbrıs’a kara para akıyor, Rumlara ait olan mülklerin üzerinde inşaat patlaması var, son iki yılda 100 lüks oto galerisi açıldı

Güney Kıbrıs’ta, “Rum mallarının yasa dışı şekilde el değiştirilmesine aracılık” suçlamasıyla KKTC’li bir avukatın yargılaması başlayacak. Davayı, Kıbrıslı uluslararası ilişkiler uzmanı Prof. Ahmet Sözen, Serbestiyet’e değerlendirdi: “KKTC’de bir inşaat patlaması var. Çoğu eskiden Rumlara ait olan mülklerin üzerinde yapılıyor. Kıbrıslı Rumlar sıradan Kıbrıslı Türklerin değil Rum mülklerinin satışında aracılık yaparak inanılmaz karlar elde edenlerin peşinde. Kıbrıs’ta sadece son iki yıl içinde belki 100 tane oto galeri açıldı. Kuzey Kıbrıs’a rüyanızda göremeyeceğiniz kadar kara para akıyor. Bu para vatandaşın cebine girmiyor. Bundan 3-5 kişi kazanıyor. Ülkeye bu kadar kara para girince fiyatlar yükseldi. 3+1 daireler 300 bin paund oldu.”

ANALİZ | “Kent uzlaşısı” somutlaştı. DEM Parti’den CHP’ye İstanbul’un 12 kritik ilçesinde ‘sessiz’ destek: Üsküdar, Beyoğlu, Eyüpsultan, Fatih…

İstanbul’daki tutumu aylardır yerel seçim tartışmalarının merkezinde olan DEM Parti, İBB adaylarından sonra İstanbul’da aday göstereceği ilçeleri de açıkladı. Seçimin galibinin kim olacağına kesin gözüyle bakılan 17 ilçede aday gösteren DEM Parti, Cumhur İttifakı’nın kaybetme riski olan 12 ilçede aday göstermedi. DEM Parti’nin CHP’yle varılan bir uzlaşı sonucu bu adımı attığı değerlendiriliyor.

Batman DEM’de kadın kotası, demokrasiye karşı: Ön seçimde yüzde 80 alan Mehdi Öztüzün, “Kadın özgürlüğünü tartışmak özel savaş saldırısıdır” açıklamaları sonrası resmi aday olamadı

DEM Parti’nin Batman’de yaptığı önseçimde oyların yüzde 80’ini alan eski parti yöneticisi ve Öcalan’ın avukatı Mehdi Öztüzün’ün resmi adaylığına kadın kotasından seçilen eşbaşkan Gülistan Sönük’ü resmi aday yapmak isteyen parti yönetimi izin vermedi. Batman’daki DEM teşkilatları, ildeki dernekler ve yerel medyanın desteğiyle ısrar eden Öztüzün bu kez karşısında örgüte yakın medya ve kadın örgütlerini buldu. Örgütün haber sitesinde yayınlanan Kürdistan Halk İnsiyatifi imzalı bildiride “Erkek egemenlikli kimi anlayışlar her türlü provokasyonu ve manipülasyonu devreye koymaktalar” dendi. DBP, “Kadın özgürlük çizgisini tartışmak özel savaş saldırısıdır” başlıklı bildiri yayınlandı. Bu tepkiler üzerine Öztüzün pes etti: “Eksikliklerimiz oldu. Özeleştirimizi veriyoruz”

ÖZEL HABER | Türkiye, Müslüman Kardeşler’e ‘Sisi’yle normalleşme sizi etkilemeyecek’ güvencesi verdi

Müslüman Kardeşler’in İstanbul’da yaşayan lideri Mahmud Hüseyin’in de aralarında olduğu bazı Müslüman Kardeşler yöneticilerinin Türkiye vatandaşlıkları iki ay önce iptal edildi. Gayrimenkul alımı yoluyla vatandaş olan Müslüman Kardeşler yöneticileriyle ilgili bu kararın nedeni, gayrimenkul alımı süreçlerinde tespit edilen bir hata oldu. Hükümet, Müslüman Kardeşler’e, Sisi’yle normalleşmenin kendilerini etkilemeyeceği güvencesini verdi. Müslüman Kardeşler yöneticilerinden bir heyetin yakın zamanda Erdoğan’la görüştüğü öğrenildi.

ÖZEL HABER | 6 Şubat’ta 78 insanın hayatını kaybettiği Hakimbey Apartmanı’nda ‘sümen altı’ şüphesi: “2020’de ağır hasarlı raporu yok edildi”

Malatya’da 6 Şubat depreminde yıkılan, enkazında 78 insanın hayatını kaybettiği Hakimbey Apartmanı’na, apartman sakinlerinden 32 yaşındaki Gülen Öner’in dilekçelerine ve çabalarına rağmen 2020’deki Elazığ depreminden sonra hasarsız raporu verildi. Ancak iddiaya göre, 2020’de Çevre ve Şehircilik Müdürlüğü’nden gelen ilk hasar tespit ekibi, apartman sakinlerine bina için “ağır hasarlı” diye kayıt tutacaklarını söylemişlerdi. Hakimbey enkazında iki kardeşi Gülen Öner ve Fatma Öner’i kaybeden Yunus Öner: “2020’de ağır hasarlı raporu verilip verilmediğiyle ilgili görüşemeye gittiğim üst düzey bir yetkili, incelemeler sırasında bina için 2020’de önce ağır hasarlı raporu verildiğiyle ilgili bir ifade gördüğünü ancak bu ibareyi gördüğü materyali yeniden bulamadığını söyledi.”

RÖPORTAJ | Şebnem Korur Fincancı: “Bir gün herkes Şebnem Korur Fincancı’nın işkence değerlendirmesine ihtiyaç duyacak”

Şebnem Korur Fincancı, 140Journos’un Adnan Oktar belgesinde hakkındaki iddialara Serbestiyet’te cevap verdi: “‘7 yıl önceki işkenceyi nasıl belgeledi’ diyor. Bu tıp bilgisinin olmamasıyla ilgili bir şey. 7 yıl önceki bir olay değil 30 yıl önceki olaylarla ilgili tanı koyma yeterliliğine de sahibiz. Rapor, sanıkların beyanlarıyla değil muayene edilerek, Çapa’nın diğer hocalarından görüş alınarak hazırlandı.” “Kızım 2016’da evlendi. Eşinin bu bağlantı nedeniyle görüşmediği bir ablası olduğunu öğrendim. Ama ben tanımıyorum o kişiyi.” “Göz yaşı bezinin, göz yaşı kanalına düştüğü görülüyor, bu travmatik bir durumla bağlantılı.” “İnsanlar, suçsuza işkenceye karşı ama suçluya işkence yapılabilir diye bakılıyor. Uğur Mumcu davası sanıkları için dönemin rektörü, ‘Bazılarına işkence yapılabilir’ demişti. Herkes bir gün Şebnem Korur Fincancı’nın işkence değerlendirmesine ihtiyaç duyacak. Spinoza’nın bir sözü var: ‘Istırap görüldüğünde sona erer.’ Ben gören gözüm, ıstırabı sonlandırmak üzere”

ÖZEL HABER | AYM suçlanmıştı. DHKP/C’li saldırganın cezasını bugünkü Yargıtay 3. Ceza Dairesi bozmuş: Yeniden yargılamada tahliye edildi

Çağlayan Adliyesi’ne düzenledikleri saldırıda öldürülen iki DHKP/C’liden Pınar Birkoç’a verilen 19 yıl hapis cezası kararını 2021’de Yargıtay 16. Ceza Dairesi’nin bozduğu ortaya çıktı. Birkoç, Yargıtay kararının ardından yapılan yeniden yargılama sırasında Şubat 2022’de tahliye edildi, Mart 2022’de 11 yıl 8 ay hapis cezası aldı. Yeniden tutuklanmayan Birkoç’a yurt dışına çıkış yasağı getirildi. Birkoç hakkındaki cezayı bozan Yargıtay 16. Ceza Dairesi, Temmuz 2021’de Yargıtay 3. Ceza Dairesi olarak değişen ve Can Atalay için hak ihlali kararı veren AYM üyelerine Kasım 2023'te suç duyurusunda bulunan Yargıtay dairesi.

Girenin çıkamadığı bir ölüm tarikatı: Adliye saldırganı hapiste sağlık için tahliye istedi, dışarıda açlık grevi yaptı

Çağlayan Adliyesi’ne düzenledikleri saldırıda öldürülen iki DHKP/C’liden Pınar Birkoç, 18 yaşında hapse girdi, 5 yıldan uzun süre kaldığı cezaevinde sağlık sorunları nedeniyle tahliyesini talep eden mektuplar yazdı, haber oldu, tahliyesi için kampanyalar yapıldı. Ama sağlık sorunları yüzünden tahliyesinden hemen sonra DHKP/C’nin yönlendirmesiyle açlık grevine başladı. Ablası da DHKP/C’den tutuklu.

ÖZEL HABER | Santa Maria rahibi saldırıyı anlattı: “Seslendim kimse cevap vermedi. Herkes öldü sandım, ölü kuzuları sayan bir çoban gibi hissettim”

Pazar ayini sırasında saldırıya uğrayan Santa Maria Kilisesi, dün akşam birçok kiliseden temsilcilerin katılımıyla düzenlenen kefaret ayiniyle yeniden ibadete açıldı. Vatikan Büyükelçisi, kutsallığına yapılan saldırı nedeniyle Kilise’yi kutsal suyla takdis etti. Rahipler, saldırıda öldürülen Tuncer Murat Cihan için dualar ederken cemaatten hıçkırıklar duyuldu. Kilise’nin rahibi Anton Bulai, saldırıyı anlattı: “Saldırı sonrası sıralar arasında dolaşıp ‘İyi misiniz’ diye sordum. Kimse cevap vermedi. Ölü kuzularını sayan bir çoban gibi hissettim. Tuncer, annesinin söylediği gibi bir melekti.”

PORTRE | İYİ Parti’nin Ordu adayı Enver Yılmaz: AK Parti’nin ilk il başkanı, ilk milletvekillerinden, Ordu’nun ilk büyükşehir başkanı

İYİ Parti, eski AK Partili Ordu Büyükşehir Belediye Başkanı Enver Yılmaz’ı Ordu adayı gösterdi. 2001’de AK Parti Ordu Kurucu İl Başkanlığını, 2002-2014 arası AK Parti milletvekilliği yapan Yılmaz, 2014’te Ordu’nun ilk büyükşehir başkanı seçildi. Yılmaz’ın AK Parti’yle ilişkileri, hakkındaki FETÖ iddialarıyla bozuldu. Numan Kurtulmuş’un da etkisiyle 2018’de belediye başkanlığından istifa ederek aktif siyaseti bıraktı. Yılmaz, siyasete İYİ Parti’yle dönüyor.

Katolik Kilisesi’ndeki pazar ayininde öldürülen Bayburtlu Alevi Tuncer Murat Cihan’ın hikayesi: Bayburt’ta bir Alevi köyü Maçur

Sarıyer’deki Santa Maria Katolik Kilisesi’ni Pazar ayini sırasında basan iki IŞİD militanı, ayine gelenlerde Tuncer Murat Cihan’ı öldürdü. Yüzde 80 zihinsel engelli Bayburtlu Cihan, Nurtepe Cemevi’nden son yolculuğuna uğurlandı. Katolik Kilisesi, Bayburt, Cemevi’ni biraraya getiren bu trajik hikaye Bayburt’a bağlı bir Alevi köyü olan Harmanözü’nde başladı. 500 yıllık Harmanözü’nün eski adı Maçur. Muhafazakar ve milliyetçi bir şehir olan Bayburt’a bağlı 10’un üzerine Alevi köyü bulunuyor.

PORTRE | Eymür’ün cenazesine çelenk yollayan Sudi Özkan: Eymür, 1996’da “Seni vuracaklar, kaç” dedi, 2006’da CEO’su oldu

Eski MİT’çi Mehmet Eymür’ün cenazesine çelenklerden biri de Susurluk sonrasında adı gündeme gelen kumarhaneci Sudi Özkan’a aitti. “Kumarhaneler kralı” Ömer Lütfü Topal’ın öldürülmesinin ardından, Eymür’ün Özkan’ı arayarak “Seni de vuracaklar. Yurtdışına kaç” dediği basına yansıdı. On yıl sonra Eymür, Özkan’ın şirketine CEO oldu. Abdullah Çatlı, Sedat Bucak ve Hüseyin Kocadağ ile dönemin İçişleri Bakanı Mehmet Ağar’ın Susurluk’taki kazadan önce aynı tarihlerde Özkan’ın İzmir’deki otelinde kaldığı ortaya çıkmıştı.

AK Parti’nin Mardin adayı Abdullah Erin: DEM Partili Ferit Şenyaşar, “Katliamdan sayesinde sağ kurtuldum” demişti

AK Parti’nin Mardin Büyükşehir adayı, eski Şanlıurfa Valisi Abdullah Erin oldu. Erin, 2018’deki Şenyaşar katliamı sırasında, katliamın yaşandığı Suruç Devlet Hastanesi’ndeydi. Katliamda babası ile iki ağabeyini kaybeden, kendisi de yaralı kurtulan DEM Parti milletvekili Ferit Şenyaşar: “Ben hastaneden sağ kurtulmuşsam Vali Abdullah Erin’in sayesinde. Vali feryat ediyor, olayı önlemeye çalışıyor ama etkisiz kalıyor. Sonrasında görüştüğümüzde Vali'nin bana söylediği cümle; ‘Ben elimden gelen her şeyi yaptım, göğsümü size siper ettim ancak sizi kurtarabildim’ oldu.”

Mustafa Destici’nin “terörün tüm unsurları” ilan ettiği 25’inci parti GAAP: Sinan Oğancı, 30 üyesi var, Facebook’ta aktif, Erdoğan’ı destekliyor

BBP Genel Başkanı Mustafa Destici, 25 siyasi partinin logolarını koyarak, “Terörün tüm unsurlarına karşı topyekun mücadele edilmeli” tweeti atmıştı. 25 parti arasında adı ilkkez duyurulan bir parti dikkat çekti: GAAP (Güven Adalet ve Aydınlık Partisi) 30 üyeye sahip GAAP’ın genel başkanı Zeynep Göksu, Facebook’ta yaratıcı kolaj görselleriyle politik mesajlar veriyor. Göksu’nun paylaşımlarına bakılırsa GAAP, “Sinan Oğancı” denebilecek bir siyaseti savunuyor. GAAP, Oğan’ın ikinci tur öncesi Erdoğan’a destek vermesinden bu yana da Destici gibi Erdoğan’ı destekliyor.

Seçil Erzan fon davasında avukattan hakime: “Denizbank Genel Müdürü ile yardımcısı tanık olarak bile dinlenemiyor, dokunulmazlıkları mı var?”

Seçil Erzan davasında Semih Kaya, Fırat Özdemir, Tanın Yılmaz, Merve Yılmaz, Candaş Gürol tanık olarak dinlendi. Kaya ve Özdemir, fazla para aldıkları ve Erzan’a baskı yaptıkları iddialarını reddetti. Müşteki avukatlarından Rezan Epözdemir, Denizbank Genel Müdürü Hakan Ateş ve Denizbank Genel Müdür Yardımcısı Mehmet Aydoğdu’nun tanık olarak çağrılmamasına tepki gösterdi: “Tanık olarak bile çağrılamıyorlar. Tutanağa isimleri bile yazılamıyor. Bu kişiler yargılamadan vareste midir? Dokunulmazlıkları mı vardır?” Dava, 8 Mart’a ertelendi.

Denizbank’tan Rezan Epözdemir’in idddiasına yalanlama: Tatil fotoğrafları Fransa’daki Megeve’den değil, Palandöken’den

"Fatih Terim Fonu" davasında müşteki avukatı Rezan Epözdemir, Seçil Erzan’ın Whatsapp yazışmalarında geçen; ‘Megeve’de tatil yapmakta olan, yüzde 50 kazandırdığı’ ve “no3” ile “no4” diye bahsettiği kişilerle ilgili mesajlarını hatırlatarak, o tarihlerde Ateş’in bir kayak merkezinde tatil yaptığı fotoğrafları göstermiş ve Erzan'ın mesajlarında bahsi geçen kişilerden birinin Hakan Ateş olup olmadığını sormuştu. Denizbank'tan yalanlama geldi: "Fotoğraf, ilgili yazışma tarihinden tam 2 yıl önce, 29 Ocak 2021 – 31 Ocak 2021 tarihleri arasında, Erzurum Palandöken’deki kayak merkezi Sway Hotels önünde çekilmiş." Epözdemir: "Denizbank Genel Müdürü Hakan Ateş, turizmci olan bir müvekkilim vasıtasıyla onu bitireceğim, ona soruşturma açtıracağım şeklinde tarafıma haber yollamıştır. Muhalif medyada kredi ve ticari iliski içerisinde olduğu ve maaşının anılan banka üzerinden alan bazı basın ve yayın organlarının patronlarını arayarak beni yayınlara çıkarmamak ve Denizbank lehine haberler yaptırmak için baskı uygulamıştır."

“Fatih Terim Fonu”nun ikinci duruşması: Seçil Erzan: “Banka müdürü olmasaydım para vermezlerdi”

“Fatih Terim Fonu” davasının baş sanığı Denizbank eski şube müdürü Seçil Erzan: “İnsanlar verdiklerinin üzerinde paralar aldı. Hesapları incelensin. MASAK araştırsın. (…) Semih Kaya'ya bu kadar faiz almasaydı sorun olmayacaktı, sistem bozuldu. Semih Kaya'ya 4.5 milyon dolar fazla para verdim. (…) Banka müdürü olmasaydım elbette vermezlerdi.” Duruşmanın yapıldığı salonun mikrofon ve ses sisteminde problem nedeniyle gazeteciler ve dinleyiciler duruşmada konuşulanları güçlükle duyabildi.

Kapatılma kararı verilen Twitter hesapları için hak ihlali ve 3,5 milyon TL tazminat kararı: “Kararı alanlara ve aldıranlara rücu edilmeli”

Anayasa Mahkemesi (AYM), 2015-2023 yılları arasında sulh ceza hakimliklerinin erişim engeli kararı verdiği, aralarında Av. Levent Mazılıgüney, Murat Aksoy ve Artı TV’nin de hesapları olan 62 Twitter hesabı için hak ihlali kararı verdi. AYM, başvuruculara toplam yaklaşık 3,5 milyon TL tazminat ile 1 milyon TL’nin üzerinde de avukatlık ücreti ödenmesine karar verdi. Av. Levent Mazılıgüney, kararı Serbestiyet’e değerlendirdi: “Bu tazminatlar maalesef yoksul halkın vergileriyle ödenecek. Halbuki bu kararları hukuksuz şekilde veren yargı mensuplarına, aldıranlara rücu edilmeli.”

ÖZEL HABER | Dilan Polat’ın yeni savcısı: İmamoğlu’nun ceza aldığı “Ahmak Davası”nı açtı; ‘rüşvet çarkı’ mektubundaki tahliyeye itiraz etti

Dilan Polat soruşturması savcısının HSK kış kararnamesiyle görevden alınması sonrası dosyaya bakacak yeni savcı Ahmet Çolak oldu. Çolak, İmamoğlu’na YSK üyelerine hakaret suçlamasıyla, 2 yıl 7 ay hapis cezası ve siyasi yasak aldığı davayı açan savcıydı. Çolak, Başsavcı İsmail Uçar’ın HSK’ya sunduğu “rüşvet çarkı” dilekçesinde bahsi geçen, 125 kilo uyuşturucuyla yakalanan şahsın tahliye edilmesine itiraz etmişti. Çolak’ın itirazı reddedilmişti. Tahliye kararını veren hakim ise Uçar’ın dilekçesiyle başlayan HSK soruşturması sonucu açığa alınmıştı.

Dilan Polat’ın avukatından Hürriyet’in “Dilan kremleri köyümüze döktü” manşetine tepki: “Doğayı kirletenlerden biz de şikayetçiyiz”

Hürriyet, Lüleburgaz’a bağlı Eskitaşlı ve Turgutbey köylerinin arasındaki ormana dökülen sıvı hakkındaki haberini, köy sakinlerinden birinin tahminine dayandırarak “Dilan kremleri köyümüze döktü” başlığıyla manşetten verdi. Dilan Polat’ın avukatı Hüseyin Kaya, Serbestiyet’e konuştu: “Haber; kamu yararı, basın etik ilkeleri, haberin içeriğinin doğru olup olmadığına dair ölçütlerin yer almadığı nitelikte bir haber. Gerekli yasal işlemler yapılacak ama savcılıktan da doğayı kirleten kişilerin bulunmasını ve soruşturulmasını talep ediyoruz.”

İtirafçı Kanat: Esat Oktay Yıldıran’ı PKK adına vurdu, Cem Ersever ve Mehmet Sincar’ı JİTEM adına…

Geçen ay adı bir okula verilmesiyle gündeme gelen, 12 Eylül döneminde Diyarbakır Cezaevi’ndeki işkenceleriyle bilinen Esat Oktay Yıldıran; 1988’de PKK’nın düzenlediği bir suikast sonucu hayatını kaybetmişti. Yıldıran’ı, Alaattin Kanat adlı PKK’lı vurmuştu. Ancak Kanat üç yıl sonra itirafçı olmuş ve bu sefer JİTEM adına cinayetler işlemeye başlamıştı. Binbaşı Cem Ersever’e göre Kanat DEP milletvekili Mehmet Sincar’ın cinayetinin organizatörüydü. Susurluk Raporu’na göre ise Cem Ersever’i öldüren ekipteydi. 90’lı yıllarda Yeşil ile birlikte Kürt iş insanlarından haraç aldığı için hapis yattı. Kanat’ın 1991’den 1 Temmuz 1993’teki tahliyesine kadar 11 kere “güvenlik güçlerine yardımcı olma” gerekçesiyle Diyarbakır Cezaevi’nden çıkartıldığı ortaya çıktı. 2002’de tahliye olduktan sonra kayboldu.

Broşür dağıtırken gözaltına alınan İYİ Partili Tolga Akalın’ın oğlu: “Meğer afişi sivil polise vermişiz. Babam bizi karşılayan partililere ‘Sabaha kadar tutun o eşekleri’ demiş”

Üzerinde Erdoğan ve Bahçeli’nin fotoğraflarının olduğu, "Türkiye'nin Araplaşması için oyunuzu bize vermeye devam edin" yazılı broşürler dağıttıkları için gözaltına alınıp bırakılan İYİ Partili üç gençten, İYİ Parti GİK Üyesi Tolga Akalın’ın da oğlu olan İYİ Parti Gençlik Kolları İstanbul İl başkan yardımcısı Baturalp Akalın, o günü Serbestiyet’e anlattı: “115 tane afiş yaptırmıştım, 60’ını dağıttık birini sivil polise vermişiz, ‘gençler gelin bakalım’ diye seslendi. (…) Babamın yapacağımızdan haberi yoktu. Serbest bırakıldıktan sonra bizi karşılayan partiden arkadaşlara ‘Sabaha kadar tutun o eşekleri orada’ diye takılmış.”

Diğer İsmail Aydemir’den sükûnet çağrısı: “Birilerinin gazına gelmiş bir genç, Ege gibi gençler bu ülkeye lazım”

Elindeki tevhid bayrağı nedeniyle saldırıya uğrayan İsmail Aydemir’in tweetleri olduğu iddiasıyla başka bir İsmail Aydemir’in 29 Ekim’de ve 10 Kasım’da attığı tweetler dolaşıma sokulmuş ve yumruk meşrulaştırılmaya çalışmıştı. Atatürk ve Cumhuriyet’e eleştirel tweetleri atan diğer İsmail Aydemir, Serbestiyet’e konuştu ve adaşı İsmail Aydemir’e yumruk atan Ege Akersoy’un tutuklanmasına tepki gösterdi: “Neticede bir genç. Belli ki birinin gazına gelmiş. Ege gibi gençler lazım bu ülkeye, onları yetiştirmek tabii ki biz ve topluma bilgi aktaranların samimiyeti ve gerçekliği ile alakalı. Biz hatayı Ege’de değil burada aramalıyız.”

RÖPORTAJ | Doğan Gürpınar: “Yeşil, Cem Ersever, Esat Oktay Yıldıran’ı kahramanlaştıran sosyal medyadaki alfa kültü, PP ihtiyacı”

Yeşil, Cem Ersever, Esat Oktay Yıldıran gibi karanlık figürleri ikonlaştıran milliyetçi sosyal medya eğilimini Doğan Gürpınar ile konuştuk: “Sosyal medyanın polarizasyondan beslenen doğasında en keskini, en savunulmayı savunmak bir nişan haline geliyor. Bu da savunmayacak insanları savunulur hâle getiriyor. Mesela solda da benzer bir Sovyet kültü ortaya çıktı. Tüm bunları mümkün kılan sosyal medyadaki PP (Profil fotoğrafı) ihtiyacı. İnsanlar kendilerini anonim kılarak bir profil açacaksa, oradaki personasına ana karakteri verecek şey olarak görüyor bunu. Bu alfa kültü, erkeklik kültü, bu alt-right kültü. Esat Oktay Yıldıran da buraya oturuyor. Şu anda herkesin öfkelerine göre simgeleştirdiği figürler bunlar. Ne Atatürk tarihsel kişiliğinde ne Stalin. Ne Esat Oktay Yıldıran ne Yeşil ne de mesela Nihal Atsız…"

“Meseleyi saldırıdan çıkartıp, hilafet ve Hizb-ut Tahrir meselesine çevirmeye çalışıyorlar”

1 Ocak’taki Gazze yürüyüşünden dönen İsmail Aydemir’in saldırıya uğramasının ardından sosyal medyada Aydemir’le ilişkilendirilerek “Filistin hilafetle kurtulur” pankartı açılan bir mitingden görüntüler paylaşıldı. Ancak görüntülerin İsmail Aydemir ve 1 Ocak eylemiyle ilgisi olmadığı, Hizb-ut Tahrir’in 17 Aralık’taki mitinge ait olduğu ortaya çıktı. Hizb-ut Tahrir Türkiye Medya Bürosu Başkanı Mahmut Kar, Serbestiyet’e konuştu: “Meseleyi saldırıdan çıkartıp, hilafet ve Hizb-ut Tahrir meselesine çevirmeye çalışıyorlar. Hizb-ut Tahrir, 1953’te Kudüs’te kurulmuş ve İngiltere, Almanya, Danimarka, Belçika dahil kırkın üzerinde ülkede faaliyeti olan bir parti. Hizb-ut Tahrir’in metodu, fikri ve siyasi mücadele. Hiçbir neşriyatında, amacına şiddet ya da silahlı mücadeleyle ulaşacağına dair bir açıklama bulamazsınız. 1967’den bu yana başlayan davalarda beş yüzün üzerinde insan sanık oldu. Türkiye’de şu an Hizb-ut Tahrir davalarından hapis yatan yok. En son cezaevinde bulunan arkadaş, Mayıs 2023’te cezasını tamamladı ve çıktı.”

RÖPORTAJ | Dilan Polat’ın avukatı Hüseyin Kaya: “Savcı neden alındı bilmiyorum ama gizli soruşturma avukatlardan önce medyaya sızıyordu”

Türkiye’nin en ilgi gören soruşturmasının savcısı geçen hafta HSK Kış Kararnamesi ile Erzurum’a gönderildi. Dilan-Engin Polat çiftinin avukatlığını yapan Hüseyin Kaya, davadaki son gelişmeleri Serbestiyet’e değerlendirdi: “TMSF, şirketleri faaliyete geçirdi, e-ticaret sitelerindeki satışlar başladı. Bu vesileyle bir ay sonra, ‘Bu paranın kaynağı ne’ sorusunun yanıtı da ortaya çıkmış olacak. Savcının görevden alınmasında etken ne oldu bilmiyorum ama yorum yapabilirim. Gizli soruşturma; avukatlardan, ilgililerden önce medyaya, dışarıya sızıyor.” Röportaj şimdi Serbestiyet kanalında.

RÖPORTAJ | “Kardeşim Diyarbakır Cezaevi’nden yarım bir insan olarak çıktı”

12 Eylül döneminde üç yıl tutuklu kaldığı Diyarbakır Cezaevi’nde gördüğü işkenceleri kamuoyuna anlatan ilk isim olan Mehmet Selim Dindar’ın ağabeyi, AK Partili eski milletvekili Mehmet Emin Dindar; Esat Oktay Yıldıran’ın adının bir okula verilmesinin ardından başlayan tartışmalarla ilgili Serbestiyet’e konuştu: “Bu tip olaylar, işkence görenlerin yakınları olarak bizlere o günleri hatırlatıyor. Yanlıştan dönülmesi memnuniyet verici. Kardeşim, gördüğü işkenceleri medyaya yansıtabilen bir yüreğe sahipti. Cezaevinden yarım bir insan olarak çıktı. Ellerine, ayaklarına çiviler çakılmış, kaç sefer ölümün eşiğine gelmiş.”

Öteki Sabancılar: “Ablam Güler Sabancı, beni görünce çıldırdı, ‘Bunun burada ne işi var’ diye bağırıp cam kapıyı kırdı”

Sakıp Sabancı’nın ağabeyi, Güler Sabancı’nın babası İhsan Sabancı’nın uğruna ailesini karşısına aldığı ikinci eşi Nevin Tenik’ten olan kızı Sevgi Sabancı, “Adana’da Piç Olmak: Öteki Sabancılar” kitabında, üvey ablası Güler Sabancı ile karşılaştığı günü anlattı: “Ablam Güler büroya uğradı. Beni görünce çıldırdı, deliye döndü. ‘Bunun burada ne işi var? Bunu buraya neden getirdiniz’ diye bağırmaya başladı ve aynı hiddetle yan odaya geçip cam kapıyı çok sert bir şekilde çarptı. Cam kapı kırıldı. Sakıp amcasını aradı ‘Bu kızı Adana'dan çıkarmayın. Ne işi var fuarlarda? Buna neden bu kadar yüz veriyorsunuz?’ dedi.”

ÖZEL HABER | HSK Kararnamesi: Başsavcılığındaki yolsuzlukları HSK’ya şikayet eden Anadolu CB Uçar kaldı ama yakın ekibi dağıtıldı. Dilan Polat savcısı Erzurum’a

HSK’nın Kış Kararnamesi çıktı. İstanbul Anadolu Adliyesi’ndeki hakim ve savcıları HSK’ya mektupla şikayet eden İstanbul Anadolu Başsavcısı İsmail Uçar yerinde kaldı, ancak Uçar’a yakın üç savcının görev yerleri değiştirildi. Uçar’ın HSK’ya bildirdiği dosyaları toparlayan Başsavcı vekili Mesut Erdinç Bayhan, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ne atandı. Diğer Başsavcı vekili Önder Yaman ise Bakırköy Cumhuriyet Savcısı oldu. Dilan Polat soruşturmasını yürüten savcı Gökalp Kökçü ise Erzurum’a gönderildi. Uçar’ın mektubunda şikayet ettiği İstanbul Adalet Komisyonu Başkanı da yerinde kaldı.

PORTRE | İstanbulspor’u sahadan çeken başkan Ecmel Faik Sarıalioğlu: Oflu Saral-Sarialioğlu ailesinden: “Saral ailesine çete denmesine izin vermeyiz”

İstanbulspor’u, Trabzonspor’la oynadığı maç sırasında sahadan çeken Başkan Ecmel Faik Sarıalioğlu; Trabzon Of’un ünlü Saral ailesinden. Aile olarak İstanbulspor’u 2008’de Saffet Sancaklı’dan devraldılar. 2015’te amcası Ömer Sarıalioğlu’nun vefatı üzerine başkan oldu; 3. Lig’de aldığı takımı 7 yıl sonra Süper Lig’e taşıdı. Daha önce “’Saral-Sarıalioğlu' soyadını taşıyan sülalemizin 'çete' diye adlandırılmasına izin vermeyeceğiz” demişti. 2016’da rakipleri olan Bandırmaspor’un takım otobüsünün kurşunlanması sonrası ifadesi alındı.