Onur Erkan
Mustafa Destici’nin “terörün tüm unsurları” ilan ettiği 25’inci parti GAAP: Sinan Oğancı, 30 üyesi var, Facebook’ta aktif, Erdoğan’ı destekliyor
BBP Genel Başkanı Mustafa Destici, 25 siyasi partinin logolarını koyarak, “Terörün tüm unsurlarına karşı topyekun mücadele edilmeli” tweeti atmıştı. 25 parti arasında adı ilkkez duyurulan bir parti dikkat çekti: GAAP (Güven Adalet ve Aydınlık Partisi) 30 üyeye sahip GAAP’ın genel başkanı Zeynep Göksu, Facebook’ta yaratıcı kolaj görselleriyle politik mesajlar veriyor. Göksu’nun paylaşımlarına bakılırsa GAAP, “Sinan Oğancı” denebilecek bir siyaseti savunuyor. GAAP, Oğan’ın ikinci tur öncesi Erdoğan’a destek vermesinden bu yana da Destici gibi Erdoğan’ı destekliyor.
Seçil Erzan fon davasında avukattan hakime: “Denizbank Genel Müdürü ile yardımcısı tanık olarak bile dinlenemiyor, dokunulmazlıkları mı var?”
Seçil Erzan davasında Semih Kaya, Fırat Özdemir, Tanın Yılmaz, Merve Yılmaz, Candaş Gürol tanık olarak dinlendi. Kaya ve Özdemir, fazla para aldıkları ve Erzan’a baskı yaptıkları iddialarını reddetti. Müşteki avukatlarından Rezan Epözdemir, Denizbank Genel Müdürü Hakan Ateş ve Denizbank Genel Müdür Yardımcısı Mehmet Aydoğdu’nun tanık olarak çağrılmamasına tepki gösterdi: “Tanık olarak bile çağrılamıyorlar. Tutanağa isimleri bile yazılamıyor. Bu kişiler yargılamadan vareste midir? Dokunulmazlıkları mı vardır?” Dava, 8 Mart’a ertelendi.
Denizbank’tan Rezan Epözdemir’in idddiasına yalanlama: Tatil fotoğrafları Fransa’daki Megeve’den değil, Palandöken’den
"Fatih Terim Fonu" davasında müşteki avukatı Rezan Epözdemir, Seçil Erzan’ın Whatsapp yazışmalarında geçen; ‘Megeve’de tatil yapmakta olan, yüzde 50 kazandırdığı’ ve “no3” ile “no4” diye bahsettiği kişilerle ilgili mesajlarını hatırlatarak, o tarihlerde Ateş’in bir kayak merkezinde tatil yaptığı fotoğrafları göstermiş ve Erzan'ın mesajlarında bahsi geçen kişilerden birinin Hakan Ateş olup olmadığını sormuştu. Denizbank'tan yalanlama geldi: "Fotoğraf, ilgili yazışma tarihinden tam 2 yıl önce, 29 Ocak 2021 – 31 Ocak 2021 tarihleri arasında, Erzurum Palandöken’deki kayak merkezi Sway Hotels önünde çekilmiş." Epözdemir: "Denizbank Genel Müdürü Hakan Ateş, turizmci olan bir müvekkilim vasıtasıyla onu bitireceğim, ona soruşturma açtıracağım şeklinde tarafıma haber yollamıştır. Muhalif medyada kredi ve ticari iliski içerisinde olduğu ve maaşının anılan banka üzerinden alan bazı basın ve yayın organlarının patronlarını arayarak beni yayınlara çıkarmamak ve Denizbank lehine haberler yaptırmak için baskı uygulamıştır."
“Fatih Terim Fonu”nun ikinci duruşması: Seçil Erzan: “Banka müdürü olmasaydım para vermezlerdi”
“Fatih Terim Fonu” davasının baş sanığı Denizbank eski şube müdürü Seçil Erzan: “İnsanlar verdiklerinin üzerinde paralar aldı. Hesapları incelensin. MASAK araştırsın. (…) Semih Kaya'ya bu kadar faiz almasaydı sorun olmayacaktı, sistem bozuldu. Semih Kaya'ya 4.5 milyon dolar fazla para verdim. (…) Banka müdürü olmasaydım elbette vermezlerdi.” Duruşmanın yapıldığı salonun mikrofon ve ses sisteminde problem nedeniyle gazeteciler ve dinleyiciler duruşmada konuşulanları güçlükle duyabildi.
Kapatılma kararı verilen Twitter hesapları için hak ihlali ve 3,5 milyon TL tazminat kararı: “Kararı alanlara ve aldıranlara rücu edilmeli”
Anayasa Mahkemesi (AYM), 2015-2023 yılları arasında sulh ceza hakimliklerinin erişim engeli kararı verdiği, aralarında Av. Levent Mazılıgüney, Murat Aksoy ve Artı TV’nin de hesapları olan 62 Twitter hesabı için hak ihlali kararı verdi. AYM, başvuruculara toplam yaklaşık 3,5 milyon TL tazminat ile 1 milyon TL’nin üzerinde de avukatlık ücreti ödenmesine karar verdi. Av. Levent Mazılıgüney, kararı Serbestiyet’e değerlendirdi: “Bu tazminatlar maalesef yoksul halkın vergileriyle ödenecek. Halbuki bu kararları hukuksuz şekilde veren yargı mensuplarına, aldıranlara rücu edilmeli.”
ÖZEL HABER | Dilan Polat’ın yeni savcısı: İmamoğlu’nun ceza aldığı “Ahmak Davası”nı açtı; ‘rüşvet çarkı’ mektubundaki tahliyeye itiraz etti
Dilan Polat soruşturması savcısının HSK kış kararnamesiyle görevden alınması sonrası dosyaya bakacak yeni savcı Ahmet Çolak oldu. Çolak, İmamoğlu’na YSK üyelerine hakaret suçlamasıyla, 2 yıl 7 ay hapis cezası ve siyasi yasak aldığı davayı açan savcıydı. Çolak, Başsavcı İsmail Uçar’ın HSK’ya sunduğu “rüşvet çarkı” dilekçesinde bahsi geçen, 125 kilo uyuşturucuyla yakalanan şahsın tahliye edilmesine itiraz etmişti. Çolak’ın itirazı reddedilmişti. Tahliye kararını veren hakim ise Uçar’ın dilekçesiyle başlayan HSK soruşturması sonucu açığa alınmıştı.
Dilan Polat’ın avukatından Hürriyet’in “Dilan kremleri köyümüze döktü” manşetine tepki: “Doğayı kirletenlerden biz de şikayetçiyiz”
Hürriyet, Lüleburgaz’a bağlı Eskitaşlı ve Turgutbey köylerinin arasındaki ormana dökülen sıvı hakkındaki haberini, köy sakinlerinden birinin tahminine dayandırarak “Dilan kremleri köyümüze döktü” başlığıyla manşetten verdi. Dilan Polat’ın avukatı Hüseyin Kaya, Serbestiyet’e konuştu: “Haber; kamu yararı, basın etik ilkeleri, haberin içeriğinin doğru olup olmadığına dair ölçütlerin yer almadığı nitelikte bir haber. Gerekli yasal işlemler yapılacak ama savcılıktan da doğayı kirleten kişilerin bulunmasını ve soruşturulmasını talep ediyoruz.”
İtirafçı Kanat: Esat Oktay Yıldıran’ı PKK adına vurdu, Cem Ersever ve Mehmet Sincar’ı JİTEM adına…
Geçen ay adı bir okula verilmesiyle gündeme gelen, 12 Eylül döneminde Diyarbakır Cezaevi’ndeki işkenceleriyle bilinen Esat Oktay Yıldıran; 1988’de PKK’nın düzenlediği bir suikast sonucu hayatını kaybetmişti. Yıldıran’ı, Alaattin Kanat adlı PKK’lı vurmuştu. Ancak Kanat üç yıl sonra itirafçı olmuş ve bu sefer JİTEM adına cinayetler işlemeye başlamıştı. Binbaşı Cem Ersever’e göre Kanat DEP milletvekili Mehmet Sincar’ın cinayetinin organizatörüydü. Susurluk Raporu’na göre ise Cem Ersever’i öldüren ekipteydi. 90’lı yıllarda Yeşil ile birlikte Kürt iş insanlarından haraç aldığı için hapis yattı. Kanat’ın 1991’den 1 Temmuz 1993’teki tahliyesine kadar 11 kere “güvenlik güçlerine yardımcı olma” gerekçesiyle Diyarbakır Cezaevi’nden çıkartıldığı ortaya çıktı. 2002’de tahliye olduktan sonra kayboldu.
Broşür dağıtırken gözaltına alınan İYİ Partili Tolga Akalın’ın oğlu: “Meğer afişi sivil polise vermişiz. Babam bizi karşılayan partililere ‘Sabaha kadar tutun o eşekleri’ demiş”
Üzerinde Erdoğan ve Bahçeli’nin fotoğraflarının olduğu, "Türkiye'nin Araplaşması için oyunuzu bize vermeye devam edin" yazılı broşürler dağıttıkları için gözaltına alınıp bırakılan İYİ Partili üç gençten, İYİ Parti GİK Üyesi Tolga Akalın’ın da oğlu olan İYİ Parti Gençlik Kolları İstanbul İl başkan yardımcısı Baturalp Akalın, o günü Serbestiyet’e anlattı: “115 tane afiş yaptırmıştım, 60’ını dağıttık birini sivil polise vermişiz, ‘gençler gelin bakalım’ diye seslendi. (…) Babamın yapacağımızdan haberi yoktu. Serbest bırakıldıktan sonra bizi karşılayan partiden arkadaşlara ‘Sabaha kadar tutun o eşekleri orada’ diye takılmış.”
Diğer İsmail Aydemir’den sükûnet çağrısı: “Birilerinin gazına gelmiş bir genç, Ege gibi gençler bu ülkeye lazım”
Elindeki tevhid bayrağı nedeniyle saldırıya uğrayan İsmail Aydemir’in tweetleri olduğu iddiasıyla başka bir İsmail Aydemir’in 29 Ekim’de ve 10 Kasım’da attığı tweetler dolaşıma sokulmuş ve yumruk meşrulaştırılmaya çalışılmıştı. Atatürk ve Cumhuriyet’e eleştirel tweetleri atan diğer İsmail Aydemir, Serbestiyet’e konuştu ve adaşı İsmail Aydemir’e yumruk atan Ege Akersoy’un tutuklanmasına tepki gösterdi: “Neticede bir genç. Belli ki birinin gazına gelmiş. Ege gibi gençler lazım bu ülkeye, onları yetiştirmek tabii ki biz ve topluma bilgi aktaranların samimiyeti ve gerçekliği ile alakalı. Biz hatayı Ege’de değil burada aramalıyız.”
RÖPORTAJ | Doğan Gürpınar: “Yeşil, Cem Ersever, Esat Oktay Yıldıran’ı kahramanlaştıran sosyal medyadaki alfa kültü, PP ihtiyacı”
Yeşil, Cem Ersever, Esat Oktay Yıldıran gibi karanlık figürleri ikonlaştıran milliyetçi sosyal medya eğilimini Doğan Gürpınar ile konuştuk: “Sosyal medyanın polarizasyondan beslenen doğasında en keskini, en savunulmayı savunmak bir nişan haline geliyor. Bu da savunmayacak insanları savunulur hâle getiriyor. Mesela solda da benzer bir Sovyet kültü ortaya çıktı. Tüm bunları mümkün kılan sosyal medyadaki PP (Profil fotoğrafı) ihtiyacı. İnsanlar kendilerini anonim kılarak bir profil açacaksa, oradaki personasına ana karakteri verecek şey olarak görüyor bunu. Bu alfa kültü, erkeklik kültü, bu alt-right kültü. Esat Oktay Yıldıran da buraya oturuyor. Şu anda herkesin öfkelerine göre simgeleştirdiği figürler bunlar. Ne Atatürk tarihsel kişiliğinde ne Stalin. Ne Esat Oktay Yıldıran ne Yeşil ne de mesela Nihal Atsız…"
“Meseleyi saldırıdan çıkartıp, hilafet ve Hizb-ut Tahrir meselesine çevirmeye çalışıyorlar”
1 Ocak’taki Gazze yürüyüşünden dönen İsmail Aydemir’in saldırıya uğramasının ardından sosyal medyada Aydemir’le ilişkilendirilerek “Filistin hilafetle kurtulur” pankartı açılan bir mitingden görüntüler paylaşıldı. Ancak görüntülerin İsmail Aydemir ve 1 Ocak eylemiyle ilgisi olmadığı, Hizb-ut Tahrir’in 17 Aralık’taki mitinge ait olduğu ortaya çıktı. Hizb-ut Tahrir Türkiye Medya Bürosu Başkanı Mahmut Kar, Serbestiyet’e konuştu: “Meseleyi saldırıdan çıkartıp, hilafet ve Hizb-ut Tahrir meselesine çevirmeye çalışıyorlar. Hizb-ut Tahrir, 1953’te Kudüs’te kurulmuş ve İngiltere, Almanya, Danimarka, Belçika dahil kırkın üzerinde ülkede faaliyeti olan bir parti. Hizb-ut Tahrir’in metodu, fikri ve siyasi mücadele. Hiçbir neşriyatında, amacına şiddet ya da silahlı mücadeleyle ulaşacağına dair bir açıklama bulamazsınız. 1967’den bu yana başlayan davalarda beş yüzün üzerinde insan sanık oldu. Türkiye’de şu an Hizb-ut Tahrir davalarından hapis yatan yok. En son cezaevinde bulunan arkadaş, Mayıs 2023’te cezasını tamamladı ve çıktı.”
RÖPORTAJ | Dilan Polat’ın avukatı Hüseyin Kaya: “Savcı neden alındı bilmiyorum ama gizli soruşturma avukatlardan önce medyaya sızıyordu”
Türkiye’nin en ilgi gören soruşturmasının savcısı geçen hafta HSK Kış Kararnamesi ile Erzurum’a gönderildi. Dilan-Engin Polat çiftinin avukatlığını yapan Hüseyin Kaya, davadaki son gelişmeleri Serbestiyet’e değerlendirdi: “TMSF, şirketleri faaliyete geçirdi, e-ticaret sitelerindeki satışlar başladı. Bu vesileyle bir ay sonra, ‘Bu paranın kaynağı ne’ sorusunun yanıtı da ortaya çıkmış olacak. Savcının görevden alınmasında etken ne oldu bilmiyorum ama yorum yapabilirim. Gizli soruşturma; avukatlardan, ilgililerden önce medyaya, dışarıya sızıyor.” Röportaj şimdi Serbestiyet kanalında.
RÖPORTAJ | “Kardeşim Diyarbakır Cezaevi’nden yarım bir insan olarak çıktı”
12 Eylül döneminde üç yıl tutuklu kaldığı Diyarbakır Cezaevi’nde gördüğü işkenceleri kamuoyuna anlatan ilk isim olan Mehmet Selim Dindar’ın ağabeyi, AK Partili eski milletvekili Mehmet Emin Dindar; Esat Oktay Yıldıran’ın adının bir okula verilmesinin ardından başlayan tartışmalarla ilgili Serbestiyet’e konuştu: “Bu tip olaylar, işkence görenlerin yakınları olarak bizlere o günleri hatırlatıyor. Yanlıştan dönülmesi memnuniyet verici. Kardeşim, gördüğü işkenceleri medyaya yansıtabilen bir yüreğe sahipti. Cezaevinden yarım bir insan olarak çıktı. Ellerine, ayaklarına çiviler çakılmış, kaç sefer ölümün eşiğine gelmiş.”
Öteki Sabancılar: “Ablam Güler Sabancı, beni görünce çıldırdı, ‘Bunun burada ne işi var’ diye bağırıp cam kapıyı kırdı”
Sakıp Sabancı’nın ağabeyi, Güler Sabancı’nın babası İhsan Sabancı’nın uğruna ailesini karşısına aldığı ikinci eşi Nevin Tenik’ten olan kızı Sevgi Sabancı, “Adana’da Piç Olmak: Öteki Sabancılar” kitabında, üvey ablası Güler Sabancı ile karşılaştığı günü anlattı: “Ablam Güler büroya uğradı. Beni görünce çıldırdı, deliye döndü. ‘Bunun burada ne işi var? Bunu buraya neden getirdiniz’ diye bağırmaya başladı ve aynı hiddetle yan odaya geçip cam kapıyı çok sert bir şekilde çarptı. Cam kapı kırıldı. Sakıp amcasını aradı ‘Bu kızı Adana'dan çıkarmayın. Ne işi var fuarlarda? Buna neden bu kadar yüz veriyorsunuz?’ dedi.”
ÖZEL HABER | HSK Kararnamesi: Başsavcılığındaki yolsuzlukları HSK’ya şikayet eden Anadolu CB Uçar kaldı ama yakın ekibi dağıtıldı. Dilan Polat savcısı Erzurum’a
HSK’nın Kış Kararnamesi çıktı. İstanbul Anadolu Adliyesi’ndeki hakim ve savcıları HSK’ya mektupla şikayet eden İstanbul Anadolu Başsavcısı İsmail Uçar yerinde kaldı, ancak Uçar’a yakın üç savcının görev yerleri değiştirildi. Uçar’ın HSK’ya bildirdiği dosyaları toparlayan Başsavcı vekili Mesut Erdinç Bayhan, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ne atandı. Diğer Başsavcı vekili Önder Yaman ise Bakırköy Cumhuriyet Savcısı oldu. Dilan Polat soruşturmasını yürüten savcı Gökalp Kökçü ise Erzurum’a gönderildi. Uçar’ın mektubunda şikayet ettiği İstanbul Adalet Komisyonu Başkanı da yerinde kaldı.
PORTRE | İstanbulspor’u sahadan çeken başkan Ecmel Faik Sarıalioğlu: Oflu Saral-Sarialioğlu ailesinden: “Saral ailesine çete denmesine izin vermeyiz”
İstanbulspor’u, Trabzonspor’la oynadığı maç sırasında sahadan çeken Başkan Ecmel Faik Sarıalioğlu; Trabzon Of’un ünlü Saral ailesinden. Aile olarak İstanbulspor’u 2008’de Saffet Sancaklı’dan devraldılar. 2015’te amcası Ömer Sarıalioğlu’nun vefatı üzerine başkan oldu; 3. Lig’de aldığı takımı 7 yıl sonra Süper Lig’e taşıdı. Daha önce “’Saral-Sarıalioğlu' soyadını taşıyan sülalemizin 'çete' diye adlandırılmasına izin vermeyeceğiz” demişti. 2016’da rakipleri olan Bandırmaspor’un takım otobüsünün kurşunlanması sonrası ifadesi alındı.
Ümit Özdağ, “Şeyh Said’i teslim aldığını” iddia ettiği ‘dedesi’nin rolünü güncelledi: “İsyanı bastırmaya giden birliklerden birinin komutanı”
Ümit Özdağ, önceki yıllarda yaptığı açıklamalarda “Şeyh Said’i teslim alan ve idam edilmek üzere Diyarbakır’a götüren birliğin komutanının dedesi “Yüzbaşı Mikail” olduğunu iddia etmişti. Ancak, gerçek Serbestiyet’in haberiyle ortaya çıkmıştı. Ergün Aybars’ın “İstiklal Mahkemeleri” kitabına göre, Şeyh Said’i Diyarbakır’a götüren birliğin komutanı Yarbay Ali Rıza (Artunkal). Şeyh Said’in bacanağı Binbaşı Kasım’ın hatıratına göre, ilk teslim alan müfrezenin başındaki kişi Yüzbaşı Abdullah Bey. Özdağ, yeniden açılan Şeyh Said tartışmasında dedesinden bu kez “Şeyh Sait isyanını bastırmaya giden birliklerden birisinin komutanı” diye bahsetti.
PORTRE | Faruk Koca: Balalı Kürt, balyozla hayatını kurtardığı Erdoğan’ın ev sahibi, Fethullahçılar “İran ajanı” dedi, Gökçek’le yıldızı hiç barışmadı
Hakem Halil Umut Meler’e maç bitiminde yumruk atması sonucu tutuklanan ve Ankaragücü Başkanlığı’ndan istifa eden Faruk Koca, Erdoğan’ın eski ev sahibi ve eski AK Parti milletvekili. Koca, Ankara Bala’ya bağlı Kürt köyü Derekışla’da doğdu. Atman aşireti mensuplarının yaşadığı köyün Kürtçe adı “Xeçaniya”. Fethullahçı polisler Selam Tevhid Soruşturması’nda “Hakan Fidan ile İran istihbaratının bağlantısını kuran kişi” diyerek telefonlarını dinledi. Melih Gökçek ve AK Parti Ankara İl Başkanı ile yıldızı barışmadı. Erdoğan’ın isteğiyle başkanı olduğu Ankaragücü’nün altyapısını güçlendirmek için “Karl Marks’ın dediği gibi altyapı olmadan üst yapı tamamlanmaz” dedi.
Hayır, gayrimenkul satışıyla vatandaşlık yönetmeliği genişletilmedi, daraltıldı: “Türkiye 2. Filistin oluyor” paniği
Yabancılara vatandaşlık için gayrimenkul alımı yönetmeliğinde, “400 bin dolar tutarındaki kat mülkiyeti veya kat irtifakı kurulmuş ya da üzerinde yapı bulunan arsa vasıflı taşınmaz” ifadeleri eklenerek daraltmaya gidildi. Ancak haber sosyal medyada, zaten bu zamana kadar yönetmeliğin dahilinde olan arsa satışının eklenerek genişletildiği şeklinde yayılınca aralarında milletvekilleri, parti liderleri, çok okunan köşe yazarlarının da olduğu geniş bir kitle, toprak satışı tehlikesine dikkat çekerek “Türkiye Filistin oluyor” kampanyası başlattı. Ümit Özdağ: “Bu düzenleme ile hedeflenen köylerin yabancılara satılmasının önünün açılmasıdır. Türkiye 2. Filistin oluyor” Yılmaz Özdil: “’Arsa’ların vatandaşlık almak isteyenlere satılması için yönetmelik çıkardı” Metin Ergun: “Düne kadar daire alanlara verilen Türk vatandaşlığı, bugünkü Cumhurbaşkanı Kararı'na göre artık arsa alanlara da verilecek.”
ÖZEL HABER | Denizbank, olay patlamadan 3 ay önce Erzan’dan şüphelendi mi? Whatsapp mesajları çıktı: “Üstlerim onlardan habersiz iş yaptığımı fark etti”
“Fatih Terim Fonu” davasının bir numaralı sanığı Seçil Erzan’ın bazı mağdurlarla mesajlaşmalarının olduğu bilirkişi raporu ortaya çıktı. Raporda, Erzan’ın olayın patlamasından üç ay önce 11 Ocak 2023’te Diba adlı kişiye attığı şu mesajlar yer alıyor: “Üstlerime bilgi vermem gereken bir konu vardı vermedim. Konu, bu işlerle bağlantılı. Oradan da bir sorun çıkarsa her şey patlar. Fark ettiler onlardan habersiz iş yaptığımı. Olayı büyütürlerse çok kötü olur.” Denizbank, 7 Nisan 2023’e kadar kendilerinin olayla ilgili herhangi bir bilgilerinin olmadığını açıklamıştı.
RÖPORTAJ | AK Parti’nin ilk resmi İBB aday adayı Metin Külünk: “Birilerinin senin kolundan tutup bir yere taşımasını bekliyorsan yola çıkmayacaksın”
Murat Kurum, Fahrettin Koca ve Ali Yerlikaya… Hepsinin adı AK Parti’nin İBB Başkan adaylığı için geçiyor. Ama AK Parti’de ilk resmi aday adaylığı başvurusunu yapan isim Metin Külünk oldu. Külünk, Serbestiyet’e konuştu: “Siyasal mücadele risk alma sanatıdır. Risk almayı sevmiyorsan birilerinin senin kolundan tutup bir yere taşımasını bekliyorsan yola çıkmayacaksın.” “2019’da Binali Bey yalnız bırakıldı.” (Öcalan’dan mektup): “Kim yaptıysa yanlış yaptı.” (Soylu’nun mafyadan 10 bin dolar maaş iddiası): Bu kadar net ben değilim. Kim ben bilmem ki. Ama ben değilim. (Peker ile dostluğu): “Benim dostluklarım zamana sığmaz.”
Uluslararası Gazze’yi Kurtarma Kampanyası, Gazze ablukasını kaldırmak için yola çıkıyor: “İsrail, bu şartlarda insani yardıma saldırmayı göze alamayacaktır”
Dünyanın birçok ülkesinden insani yardım kuruluşları ve insan hakları savunucularının bir araya gelerek oluşturduğu Uluslararası Gazze’yi Kurtarma Kampanyası, İstanbul’da düzenlenen geniş çaplı toplantıyla amaçlarını duyurdu. Kampanya’nın hedefi Gazze’ye denizden ve karadan insani yardım götürmek ile Gazze ablukasına son vermek. Toplantının konuşmacılarından insan hakları aktivisti Gülden Sönmez ve 2010’da İsrail’in Mavi Marmara baskınında babasını kaybeden, Mavi Marmara Derneği Başkanı İsmail Songür, Serbestiyet’e konuştu. Gülden Sönmez: “Dünyada birçok hükümet İsrail taraftarıyken yavaş yavaş pozisyon değiştirmeye başladı. Bunu kesinlikle sokaklardaki o büyük eylemlere yoruyorum. Halklar devletlerin politikalarını değiştirmeyi başardı. Tüm bu çağrılar ve eylemleri düşününce; İsrail, bu şartlar altında insani yardıma saldırmayı göze alamayacaktır.” İsmail Songür: “2010’da başlayan seferimizi artık nihayete erdirmek istiyoruz.”
RÖPORTAJ | Oral Çalışlar: “Aydınlık’ta biz isimlerini yazdık, yanlıştı ama ölümlere yol açan bazı sol gruplar bunun eleştirisini ne zaman yapacak?”
Oral Çalışlar, 68 Kuşağı ve Aydınlık hareketini anlattığı 68 İsyan Günleri kitabı hakkında Serbestiyet’e konuştu: “1967’de üniversite için yola çıktım, 1983’te mezun olduğumda 7 yıl hapis yatmış, iki tane darbenin sıkıntılarını yaşamıştım”, “1969’da Mihri Belli’nin evinde solda birlik için toplandığımız ‘tarihi gece’de Deniz Gezmiş, Mahir Çayan, Doğu Perinçek, Cengiz Çandar, Gün Zileli, Yusuf Küpeli de dahil neredeyse sol hareketin önde gelen militan lider kadrosu vardı ve o buluşmadan ‘herkes kendi yoluna’ kararı çıktı. Aydınlık hareketini o gece Güvenpark’ta bir bankta kurduk”, “’Aydınlıkçılar, ihbarcılık yapmıştır’ diyebileceğim olaylar var, diyemeyeceğim olaylar var. Hakkında yargı hükmü olmayan kişilerin adlarını yazmamak, resimlerini basmamak gerekiyordu. Öte yandan bütün bu cinayetleri işleyenlerle hesaplaşmak ne zaman olacak? Bunun eleştirisi ne zaman yapılacak?”
ÖZEL HABER | Erdoğan hayranı Mısırlı fenomen, kendisini taklit eden hesabın paylaşımları yüzünden geri gönderme merkezinde
Türkiye’de yaşayan Mısırlı TikTok fenomeni Moaaz Mohamed Elsirafy hakkında, kendi adı ile fotoğrafını kullanan bir hesaptan yapılan Türkiye ve Erdoğan aleyhinde paylaşımlar nedeniyle soruşturma başlatıldı. Elsirafy, mülteci karşıtı hesapların yaygınlaştırdığı bu paylaşımları kendisinin yapmadığını savunsa da geçen ay oturma izni iptal edildi ve hakkında sınırdışı edilme prosedürü başlatılarak geri gönderme merkezine yollandı. Adını kullanan ve Türkiye karşıtı paylaşımlar yapan sahte hesapla ilgili 3 Ağustos’ta savcılığa şikayetçi olan Elsirafy’nin kendi kullandığı 850 bin takipçi orijinal hesabında ise Türkiye ve Erdoğan destekçisi paylaşımları bulunuyor.
ÖZEL HABER | E-mağazalarda satış rakamları, bot hesaplarla da popülariteleri şişirildi. Takipçilerinin yüzde 60’ı ortak ve bot hesap
Polat çifti ve ardından gelen yeni gözaltılarla gözlerinin çevrildiği fenomenlerin ani zenginliklerinin sırrını emniyet araştırıyor. Çoğu birbiriyle tanışan fenomenlerin hikayelerinde ise dikkat çekici benzerlikler var. İddialara göre her şey fenomenlerin büyük online satış platformlarındaki e-mağazalarında “yorum ve derecelendirme hizmeti sunan firmalar” eliyle olumlu yorum sayısının arttırılmasıyla başlıyor. Bu arada takipçi sayıları da bot hesaplarla şişiriliyor. Adı geçen fenomenlerin ortak takipçilerinin oranı yüzde 60’ın üzerinde, bu ortak takipçilerin yarısından fazlası ise bot hesap. E-mağazaları ve kendileri popülerleştirilen fenomenler; “güzellik salonlarında yapılan satışlar” olarak gösterilerek aklanan kara parayı, tıpkı Dilan-Engin Polat çiftinin savcılık ifadelerinde yaptığı gibi e-mağazalarındaki yüksek satışları ve kendi popülariteleriyle açıklıyor. Fenomenlerin para aklama işinden yüzde 20 komisyon aldığı tahmin ediliyor. Polisin elde ettiği bilgilere göre kara paranın kaynağı ise sanal yasadışı bahis.
ÖZEL RÖPORTAJ | İmambakır Üküş: “1959’da Urfa’da doğdum, ismim Harran’daki türbeden, Kıvılcımcıyım, unvanım yok, Kılıçdaroğlu ‘ben de insanım’ dedi”
CHP Kurultayı’nın tartışılan ismi İmambakır Üküş, Serbestiyet’e konuştu: “1981 Tunceli değil, 1959’da Urfa’da doğdum. Adım için sahte diye yazdılar. 12 Eylül sonrası altı ay boyunca işkence yapan polisler de aynısını söylemişti. 2009’da İBB Başkan adaylığı sırasında ilk ‘Kılıçdaroğlu Gönüllüleri’ platformunu kurduk. Doktor Hikmet Kıvılcımlı kültürü, geleneği herhangi bir unvan talep etmeyi ayıp sayan bir kültür. İsteseydim milletvekili de belediye başkanı da olurdum. Benim unvanım bana yetiyor. Harran’da İmam Bakır Türbesi var, bir çoğumuz o türbeye adak çocuklarız. Kılıçdaroğlu CHP’de Alevilere negatif ayrımcılık yaptı. İstanbul, Ankara, İzmir’de Alevilerin il başkanı olma ihtimalinin bile önü bizzat Kılıçdaroğlu tarafından kesildi. Özdağ ile gizli protokolü ben bilmiyorum. Birinci turda Özgür Özel’e oy veren 27-28 delegeyi ikinci tur bize oy vermeye ikna etmiştik; ‘Kılıçdaroğlu çekildi’ haberi yayıldı. Evden çekilme niyetiyle geliyor. Hatta 'çekilmeyelim' diyen arkadaşlardan birine 'Ben de insanım bırakın2 dedi. Videodaki sözler Kılıçdaroğlu’na değil ‘çekilelim’ diyen eski ve yeni bazı genel merkez yöneticilerine. 1 Nisan’dan sonra herkesi isim isim yaptıklarıyla konuşacağız.”
PORTRE | Avustralya’nın uyuşturucu baronu İstanbul’da yakalandı: Comanchero Çetesi’nin lideri Hakan “Reis”
ABD ve Avustralya’nın talebiyle Interpol’un kırmızı bültenle aradığı, uluslararası uyuşturucu kaçakçısı Hakan Ayık, Kafes Operasyonu kapsamında İstanbul’da yakalandı. 1979’da Avustralya’da Türkiye göçmeni bir ailenin çocuğu olarak dünyaya gelen Hakan Ayık, “Facebook gangsteri” olarak girdiği suç dünyasında 2000’lerde bar ve genelev işletmeciliği yaptı, Avustralya’nın en büyük uyuşturucu baronuna döndü, polis ve gümrük memurlarını rüşvetle bağladı. Avustralya polisinin operasyonundan önce Hong Kong’a kaçarak kurtuldu. Sonra KKTC’ye geçti, yasak vücut geliştirme hapı bulundurmaktan tutuklanıp serbest kaldı. Türkiye’de otel açtı, Avustralya’ya uyuşturucu sevkiyatına devam etti. Soyadını değiştirerek adını “Hakan Reis” yapan Hakan Ayık, uluslararası çapta uyuşturucu kaçakçılığını yöneten Comanchero Çetesi’nin liderliğini yürütüyordu.
“Türkiye, Ergun Özbudun’un kıymetini bilemedi. 2007’deki anayasa taslağının arkasında durulsa Türkiye sınıf atlamıştı”
Anayasa hukuku profesörleri Fazıl Hüsnü Erdem ve Osman Can, anayasa hukukunun duayen ismi Prof. Ergun Özbudun’un vefatıyla ilgili duygu ve düşüncelerini Serbestiyet ile paylaştı. Osman Can: “Türkiye, Ergun Hoca’nın kıymetini bilemedi. Politika yapıcılar, İttihatçılıktan pek vazgeçebilmiş değil. İttihatçılık, entelektüelleri politik çıkar elverdiği zaman kullanıp, bu politik çıkara hizmet etmediğini anladığı anda bir kenara atabilen bir siyasi gelenek. 2007’de Ergun Hoca’nın başkanlığında kurulan anayasa komisyonunun hazırladığı taslağın arkasında durmuş olsaydı, anlamsız bir başörtüsü tartışmasına feda etmemiş olsaydı bugün Türkiye sınıf atlamıştı.” Fazıl Hüsnü Erdem: “Hem başarılı bir akademisyen hem de çok iyi bir insan olması boyutuyla… İkisini birden barındıran tanıdığım ender şahsiyetlerdendi. Kendisine bir şeyler sormak için her aradığımda, benim Kürt olduğumu bildiğinden, en azından konuşmanın girişinde birkaç cümle Kürtçe konuşurdu.”
Dilan Polat-Engin Polat’ın patronu Gürcistan’da firari Derkan Başer mi? Tahliye krizinden doğan yasadışı bahis baronu
Polat çifti hakkında yasadışı bahis parası akladıkları suçlamasıyla yürüyen soruşturmada, 5 yıldır Gürcistan’da firari olan yasadışı bahisçi Derkan Başer’in paralarını akladıkları üzerinde duruluyor. 2017’deki Handikap operasyonunda yasadışı bahis baronu Veysel Şahin’in sağ kolu olarak suçlanan Derkan Başer, karar duruşmasından iki hafta önce, saatler sonra bozulan bir tahliye kararıyla serbest kalmış ve Gürcistan’a kaçmıştı. Gürcistan’da eski patronu Veysel Şahin’den koparak kendisi yasadışı bahis baronu olan Derkan Başer’in yine kendisi gibi 2018’de Gürcistan’a firar eden Galip Öztürk’le de iş ortağı olduğu ortaya çıkmıştı.