Oral Çalışlar
Nereye kadar?
Batısında ise Esad rejimi ile Rusya ve İran arasındaki dayanışma... Her iki süper devletle doğrudan karşı karşıya gelinen bir tablo... Biriyle gerilirken diğerinin desteği aramak, acaba ne kadar gerçekçi ve sürdürülebilir bir duruma işaret ediyor? Türkiye şimdilik bu politikasıyla ilgi topluyor olsa da uzun vadede işler tersine dönebilir. Ayrıca iki süper devletten bağımsız çözüm kanalları da açmaya ihtiyacımız var. Bölgenin yerli güçleriyle... Suriye yönetimiyle ve bölge Kürtleriyle...
Savaşçı dilden uzak durmak
Buna karşın, dünyanın dört bir yanındaki yayınlara baktığımızda, Türkiye ile Suriye arasındaki çatışmada Moskova’nın Esed’in arkasında durduğu ve Türkiye’nin İdlib’den çıkarılmasından yana olduğu görülüyor. Türkiye’nin buna karşı daha sert hamlelere başvurması, ne gibi sonuçlar doğurabilir? Suriye’nin kendi başına hareket etmediği ve eninde sonunda bu gerilimin asıl muhatabının Moskova olduğu bir gerçek.
Standardın ‘AB’si…
AB’ye bardağın boş tarafından bakarsak: Ulusal bencillikler, sağ- milliyetçi-ırkçı zihniyetin sürekli yeniden üremesi, dünya yoksulluk ve baskı rejimleri altında acı çekerken, “gemisini kurtaran kaptan” rolünü oynayan hükümetler... Denize dökülen mülteciler... Gıda konusuna dönersek… AB’nin gıda standartları aynı zamanda demokratik bir toplumsal birikimin ürünü.
İnsan hatalarını nasıl önleyeceğiz?
Örneğin Van’da yaşadıklarımız: İlk çığ düştüğünde 8 yolcu yaşamını yitirdi. İlk günün sonunda 2 kişiye ulaşılamadı. Bu kez onlarca kişi, çığdan kurtarma tecrübesi yokken olay yerine koştu. Devlet görevlisi, yapılacak son şeyi yaptı, iş makinesi yolladı. Uzmanların saptadıkları bazı hatalar: İkinci bir çığ ihtimaline karşı önlem alınmadı.
Anayasa Mahkemesi’nden “hukuk” çağrısı
Osman Kavala davasında, benzer bir hak ihlali dikkat çekiyor. 1961 yılından bu yana bütün anayasalarda yer alan bir madde var. 2004 yılında yapılan değişiklikle iyice pekiştirilen bu madde; “bir çelişme halinde uluslararası anlaşmalardaki hükümler esas alınır” diyor.
İdlib: Suriye’de işler zorlaşıyor
Doğu Akdeniz’den, Libya’dan, Suriye’den olumlu sinyaller gelmiyor. Bölgede Türkiye aleyhtarı bir büyük ittifak oluşmuş gibi bir hava var. Bir süre önceye kadar, değişik uluslararası kombinasyonlardan yararlanılarak, ABD-Rusya rekabeti dahil değişik çelişmeler kullanılarak, belli bir yol alınabiliyordu.
Uygarlık insanlığın ortak mirasıdır
Bazı düşünürler uygarlığı bilim üstünden tanımlar, bazı düşünürler akıl. Uygarlığa başka bir tarafından bakınca, görünen manzara “canavarlık”tır.
Fayları değil binaları konuşalım
Elazığ’da, en büyük can kayıplarının yaşandığı binalara bakıldığında, eksik malzemeyle yapılmış, beton dayanma süresi bitmiş, mühendislik hizmeti almadan inşa edilmiş binalar olduklarını görüyoruz. Bölgede inceleme yapan inşaat mühendisleri odalarının temsilcileri, bu eksiklere dikkat çekiyor.
Mor Çatı’ya ‘Mor Çete’ diyenler…
24 sene önce eşcinsellere yönelik saldırı çağrıları yapılınca 16 Ekim 1996 tarihli Cumhuriyet gazetesindeki köşemde bu fanatizme dikkat çeken bir yazı yazmıştım. Başlığı şöyleydi:...
Rahşan Ecevit…
Üzerinde kahverengi tayyör, krem rengi bluzuyla Rahşan Ecevit, kendisini dikkatle dinleyen Bülent Ecevit’e, ‘İyi ki içeridesin Bülent, bu CHP soruşturması yüzünden evimize milletvekilleri doluşacaktı, sen de buradaki kadar rahat savunmanı hazırlayamayacaktın. Bir bakıma iyi oldu tutuklanman’ dedi".
Hrant Dink’i kalıcı yapan…
Anadolu’nun dört bir yanında Hrant’ı kalıcı kılan, haklı bir davanın peşinden koşması ve Anadolu topraklarına bağlılığı... 2000 yılının Haziran ayı, Hrant’la birlikte Trabzon’a bir toplantıya gitmiştik. Her zamanki heyecanıyla, “Oral, buralarda bir manastır olmalı, gidelim mi?” dedi. İpek’le (Çalışlar) birlikte üçümüz manastırı aramaya gittik. Sorup soruşturduktan sonra Kaymaklı Mahallesi’nin tepelerindeki Ermeni manastırını bulduk.
İran’da sanatçılar, gazeteciler: “Yurttaş değil esiriz…”
İranlılar sokakta rejim karşıtı gösterilerini sürdürürlerken İranlı ünlü kadın oyuncu, gösterilerde öldürülenlerin anısına, İnstagram'da, kendi fotoğrafını kaldırıp, yas tuttuğunu göstermek amacıyla çerçeve içinde boş bir siyahlık bıraktı. Ardından da eleştirilerini sıraladı.
‘Kanıma dokunuyor’
Ancak ben ne dersem diyeyim, bu “konuşma sanatı” belli ki bu döneme özgü olarak sürecek. Kim daha yüksek sesle bağırır ve “hain kollamak” üzere ortalığa çıkarsa, o daha çok ilgi çekecek. Doz yükseltmek istediğinde önüne mikrofon da konacak. Sorunlu bir tablo…
İran güçlenerek çıkamaz…
Kasım Süleymani’nin cenazesine toplanan yüzbinleri, “yönetim etrafında birleşme” diye okumak gerçekçi değil. ABD'nin Irak Büyükelçiliği’nin basılmasıyla başlayan gerilimi tırmandırma stratejisi Trump’a bir şey kaybettirmedi. Aksine yaklaşan başkanlık seçimlerinde elini güçlendirdi. İran ise bölgede efsaneleşmiş bir askeri liderini kaybetti. Kaybettiğiyle kaldı.
Evrensel militarizm dalgası
Obamaların, Clintonların, Tony Blairlerin vaad ettikleri, neo-liberal dünya artık geride kaldı. Zaman Trumpların, Putinlerin, Boris Johnsonların, ömür boyu iktidarda kalacağını ilan eden Çin Devlet Başkanı Şi Cinping’lerin zamanı.
Kim kaybedecek: Trump mı, İran mı?
Kim kârlı çıktı sorusuna yanıt arayanlardan birisi de İsrail’in etkili gazetesi Haaretz’in Genel Yayın Yönetmeni Aluf Benn’di. Dünkü makalesinin başlığı şöyle: Trump Süleymani’nin hatasından yararlandı, en kârlı çıkan ise Netanyahu oldu. Yazıdan bir paragrafı aktarıyorum: “Süleymani’nin öldürülmesi tekerleği geri çevirdi.
ABD medya kralı tecavüzcü Roger Ailes
“Denge ve adalet getireceğiz” sloganıyla ortaya çıkan Roger Ailes’in, kariyeri yalan haberlerle büyüyor. Sekreterini, haber sunan editörleri, muhabir kadınları aşağılayarak, ezerek, seks yapmaya zorluyor. Bir kadın gazetecinin onu dava etmesi üzerine gerçekler ortaya seriliyor.
Umut belki gelecek sayfadadır…
Her yeni yılı umutla karşılayan iyimserliğimi sürdürmeye çalışıyorum. Bu seferki beklentilerim ve hislerim biraz daha farklı. Geçtiğimiz yıl inişli çıkışlı bir yıl oldu. Maalesef hâlâ düşünceleri nedeniyle, yazıp çizdikleri nedeniyle tutuklananlar var. Yargı-siyaset ilişkisi sağlıksız bir zeminde.
CHP Kürt sorununa yönelirken
Çözüm sürecini iki parti destekliyordu: AK Parti ve HDP. İki parti, kökten karşı çıkıyordu: CHP ve MHP. Süreç kırılıp buzluğa kaldırılınca, denklem değişti. AK...
Yargıyı idareye havale…
Yani tahliye edilecekse bu kararı da Bakanlık versin demiş bulundu. İç hukukun da, bağlı olduğumuz uluslararası hukukun da, "yeter" dediği bir noktadayız. AB ile insan hakları ihlali noktasında ortaya çıkan gerilimde, bu kararın savunulacak bir yanı kaldı mı?
Şahika Tekand’ın İo’su Zeus’a meydan okuyor
Şahika Tekand, Esat Tekand ve kızları Zeynep Gedizlioğlu... Herbiri ayrı yetenek. Sanat dünyasında farklı özellikleriyle bilinirler. Türkiye sınırlarını aşan başarılarını izlediğimizde gururlanırız. Onlar aynı...
Adalar, faytonlar, atlar
Londra’da geçtiğimiz günlerde DPI’ın, yani Demokratik Gelişim Enstitüsü’nün düzenlediği bir yuvarlak masa toplantısındaydık. 2020 yılına girerken, “Yeniden bir çözüm imkanı ortaya çıkabilir mi?” sorusuna...
‘Dindar muhafazakarlık’tan uzaklaşan İslami gençlik…
Hükümetin “dindar nesil” yetiştirme çabaları aslında bir siyasi mühendislik olarak kalıyor. Başını örtenler, yüzde 57-58’den 50’ye düştü. Kasabadaki ‘ayıp-günah’ algıları, metropolde yok. Kültürel iktidarın daha çok laik kesimin elinde olduğu büyük şehirlerde, “Arabesk İslam” veya “Popüler İslam” olarak da tanımlanan yeni bir melez sosyoloji oluşuyor.
Yeni partiler sahneye çıkarken
AK Parti’nin içinden, demokrasi ve özgürlük vurgusu yapan iki siyasi parti birden çıkıyor. Solda da, otoriterlikten demokrasiye yönelen bir iklimin oluştuğunu söyleyebiliriz. Bütün bu tablo, “aradığımız çoğulcu demokrasininin işaretleri” çerçevesinde değerlendirilebilir mi? Hep birlikte göreceğiz. Gelecek Partisi'nin programındaki ilkeler, demokrasi arayışına denk düşüyor. Bunu bir kazanç sayabiliriz.
Tarsus: Erotik mozaiklerin gizemi
Figürlerden, mekanın, o dönemin kültürünü yansıtan bir tesis olduğu, hem erkeklere hem de kadınlara hizmet verdiği saptanmış. Benzerinin sadece Pompei’de bulunduğu biliniyor. Mozaiklerin zarar görmemesi için üstleri yeniden kapatılmış. Nedensiz durdurulan kazının devam etmesi isteniyor...
Batman İstanbul’da…
Batman'da belediye seçilmiş başkan tarafından yönetiliyor. Etkinlikte keyifli saatler geçirdiğimizi söylemeliyim. Batmanlılarla sıcak sohbetler yaparak standları dolaştık. Her ilçe kendisine bir stand açmış, özelliklerini tanıtmaya, İstanbul'daki hemşehrilerini ağırlamaya çalışıyordu. Batmanlılar tanıtım etkinliğinden mutluydular.
Mahsun’un kendisi bir ‘Mucize’…
Aslında Mahsun Kırmızıgül’ün kendisi bir mucize. 22 Çocuklu Diyarbakır’lı yoksul bir köylü ailenin içinden çıkıp gelmiş. Babasız büyümüş, kaçak sigara satmış, amelelik yapmış, İstanbul Teknik Üniversitesi Türk Müziği Devlet Konservatuarı Şan Bölümüne uzanan bir yolculukta sayısız engeli aşabilmiş.
Bayar’ın eşi hapishane yollarında öldü
Kalp ve tansiyon rahatsızlığı çekiyordu... Kayseri’ye gitmesini doktorlar istemiyorlardı... Buna rağmen gitti. Ve Celal Bayar’ın yazdığı son mektupları okuyamadı. Çünkü Reşide Bayar, Kayseri’ye gitmek üzere bindiği yataklı trende Ankara’ya ulaşmadan kalp krizi geçirerek hayata veda etti.
Yavuz Donat
Onun Süleyman Demirel’le dostluğu ve yakınlığı özeldi. Demirel’den “öfke kontrolü” konusunda aktardığı öykü, bugünlere ışık tutabilir: 1970’li yıllar. Konya’nın Sarayönü ilçesi. Demirel konuşuyor: ‘Şunu yaptım, bunu yaptım... baraj köprü yol yaptım’... Kalabalıktan bir adam bağırır ‘babanın parasıynan mı yaptın?’ Demirel’in etrafındakiler adama doğru harekete geçince, Demirel onları durdurur.
44 yıl sonra Tiran’da
Tiran’da İskender Bey Meydanı’nda 20 Şubat 1991 günü toplanan binlerce genç Enver Hoca’nın devasa heykelini yerle bir ettiler. Bu öfkenin arkasında yasaklarla dolu, otoriter bir hayata tepki yatıyordu. Yabancı dil öğrenmek bile “emperyalizmin oyunu” sayılmış, yasaklanmıştı. O günden sonra, kitaplar yeniden yazıldı, tarih yeniden başka bir gözle değerlendirildi.