Oral Çalışlar

Kerkük, İran’a teslim mi?

Barzani karşıtı cephe (İran-Irak- Türkiye), belli ki ilk iş olarak Kerkük'e yöneldi. Bu hamlenin ilk kazananı İran sayılabilir. Şii milislerin Kerkük'e yerleşme olanağı çok yüksek. Bu, şehrin ve bölgenin etnik, mezhebi dengelerini altüst edebilir._x000D_ _x000D_

Batı’yla neden dikiş tutmuyor?

Geçmiş iktidarlar döneminde de, Batı ile Ankara arasında kırılmalar yaşandı. Krizler, askeri darbelerin hazırlanmasına yataklık edecek kadar derinleşti de. Ancak, her şeye rağmen, bunlar, yapısal olmaktan çok, konjonktürel yönü ağır basan krizlerdi. Bu kez, çok farklı bir sarsıntının ortasındayız. Batı, Ankara'ya egemen olan zihniyeti; Batılı değerlere, demokrasiye karşı bir yerde konumlandırıyor.

Riskli sularda yelken açıyoruz…

Rusya, Türkiye'nin Batı kampıyla artan gerilimini görüp, belli konularda askeri işbirliğini geliştirici yolları açık tutuyor. Ancak bir süper devlet olarak Moskova'nın da sınırları var. Rusya- Türkiye ilişkileri, düşünülen noktada değil: Rusya Türklere vizeyi kaldırmadı. Barzani'ye ambargo uygulamak, vanayı kapatmak gibi yollara başvurulmasını istemiyor. Kürtleri tamamen karşı kampa iten bir çizgi içine girmiyor.

Seçimle gelmişlerdi…

Seçmenler olarak, belediye başkan adaylarının oy pusulaları üzerindeki isimlerinin üzerine mühür basarak, seçimimizi yapıyoruz. Bir yurttaş olarak, "Benim seçtiğim başkanı değiştirme hakkı, (onların bağlı olduğu parti yönetimlerinin değil), benim hakkımdır." diye düşünüyorum. Demokrasinin özünde, yerellik vardır. Yaşadığın sokağın, mahallenin, şehrin yönetimi üzerinde etkili olabildiğin oranda, demokrasiden söz edebilirsin.

AK Partili Kürtler

Bütün bu süreçlerin en yakın takipçileri hiç şüphesiz Türkiye Kürtleriydi. Barış çabalarının en güçlü destekçisi, onlardı. Şimdi bir hayal kırıklığı yaşıyorlar. Gelinen çizgiye razı değiller, kullanılan dili, öne çıkarılan bakış açısını doğru bulmuyor ve değişmesini istiyorlar._x000D_ _x000D_

Barzani Türkiye’yi böler mi?

Bölgeyi ve Kürtleri uzun yıllardır takip eden ve yapılan anketlerdeki birlikçi tercihleri bilen bir gözlemci olarak, Türkiye Kürtleri'nin önemli çoğunluğunun, bu ülkede Türklerle birlikte yaşamaktan yana olduğunu görebiliyorum. Öte yandan, Türkiye Kürtleri’nin çok büyük kesiminin, Barzani'nin çıkışını duyarlılıkla izlediğini, desteklediği de, açık. Ankara'nın sert çıkışları, onları hayal kırıklığına uğratıyor. İnciniyorlar.

Barzani’ye karşı Irak-İran tercihi

Ankara, Barzani'nin referandumuna duyduğu tepkiyle, bölgedeki yeni söylemini, Irak Kürdistanı'nı baş hedef haline getiren bir gramere oturtmaya başladı. Kürtler, Irak'ta kendi kaderlerini belirlemek ve kendi kendilerini yönetmek amacıyla önemli bir adım attılar. Kendi içlerinde birlik oluşturdular.

Beş çocuk annesi Frauke

Fransa'da ve gelişmiş/zengin Avrupa ülkelerinin önemli bir kısmında olduğu gibi, Almanya’da da, milliyetçiler; ırkçılığa, İslam düşmanı eğilimlere, gelenek vurgusuna yöneliyorlar. AfD’nin öncü kuvvetlerinin, hatta seçmen kitlelerinin, okumuşlardan ve hali vakti yerinde olanlardan oluştuğu yönünde gözlemler de var.

Irak Kürdistanı ve Türkiye

Böylesine bir bağımsızlık ne gibi sonuçlar doğurur, sakin bir şekilde düşünmek, dünyadaki ve bölgedeki gerçekleri iyi tartmak gerekiyor. Ancak, son günlerde, Bahçeli'nin "Bu bir savaş sebebidir" yaklaşımının alıcısı daha çok. Sonuç olarak, bir halk, kendi kaderiyle ilgili karar verecek..._x000D_ _x000D_ _x000D_ _x000D_ _x000D_ _x000D_

Sonu bilinmez bir yolculukta mıyız?

Bu toplum, dinamik ve değişken bir toplum. “Otoriter psikoloji”, ve “gelenek vurgusu”; bu çağda, böyle bir topluma, uzun vadeli olarak egemen olamaz. Eğer, toplum, varolan iktidarı ve yaşadığı hayatı değiştirmeye karar verirse, bunu engellemek mümkün olmaz.

Barzani’nin bağımsızlık referandumu

Barzani’nin, böyle bir hamleye girişirken, Türkiye ile ilişkilerini zedelememeye özen gösterdiği anlaşılıyor. Türkiye ile çok yönlü bağlara sahip. PKK konusunda da benzer kaygılar var. Sonuçta, bölgenin bir numaralı yatırımcısı da, Türkiye. Türkiye için de bu ilişki bölgedeki dengeler açısından önemli. KYB ile gerilim oluşursa, bölgede ABD ve Rusya ile büyük sorunlar yaşayan Türkiye'nin hareket kabiliyeti, iyice zayıflayabilir.

Malatya Yeşilyurt’ta ‘Darbeler’i konuşmak

Malatya'ya bir kez de Hrant’la geldik. Arguvan Festivalinde konuşma yaptık. Hrant, Malatya’lı. Doğduğu evi gösterdi, eski mahallesinin sokaklarında dolaştı. Bizi akrabalarına, restorasyon projesi çıkmış Çavuşoğlu mahallesindeki kiliseye götürdü. Bir gece, Arguvan’ın bir köyünde bir evin damında uzun bir sohbete daldık. Köylülerden, Ermeni gelinlerin öykülerini dinledik. Acı öykülerdi bunlar.

12 Eylül darbesinden dersler…

Geleneksel askeri ve bürokratik vesayet odakları, büyük oranda, iktidarlarını ve de iddialarını kaybettiler. 12 Eylül’ün, 28 Şubat'ın heybetli generalleri geride kaldı. Darbecilik hükmünü yitirdi. Diğer yandan, darbenin asıl panzehirini içeren demokrasi ve özgürlükler alanında, hâlâ çok yetersiziz. Bu durum da demokrasimizi kırılgan hale getiriyor. 15 Temmuz sonrası oluşan hava, ne yazık ki, demokrasinin genişlemesi yönünde yürümedi. Daha otoriter, daha kutuplaştırıcı uygulamalar, ayrıştırıcı dil, zayıflayan siyaset...

Şerif Mardin’i uğurlarken

Şerif Mardin’in sorgulayan tavrı, uzun bir dönem boyunca, özellikle bazı “laik” çevrelerde “kötü adam” olarak anılmasına neden oldu. Laikliğe karşı bir yerden konuştuğunu düşünenler vardı. Halbuki, “Mahalle baskısı” deyimini kullandığında da, din devlet ilişkisini sorguladığında da; var olan laiklik konseptini eleştiriyordu.

Lefter’in Büyükada’sı sıkıntılı

Büyükada’nın yokuşları çok. Bu başıboşluk ortamında kazasız gün geçmiyor. Son yıllarda sayısı 5 bini bulan akülü araçlar, yeşillik ve denize ulaşmak isteyenlerin kiraladığı bisikletler ve faytonlar ile ortalık adeta mahşer yerine dönüşüyor. Bisikletle akrobasi numarası yapanlar ve selfie çekenleri de eklediğimizde iğne atsanız yere düşmez denilen ortam herkesi rahatsız ediyor.

PKK’ya karşı İran’la ittifak…

Türkiye, bölge Kürtleriyle ilişkilerini yeni bir yola sokabilmeli. Bunun ilk adımlarından birisi Türkiye Kürtleriyle diyalog kapısını yeniden açmaktan geçiyor. Kürt siyasi hareketinin de, güven veren, şiddete açıkça ve cesur bir şekilde karşı duran bir pozisyon alabilmesi önem taşıyor.

Kalemin kalitesi düşerken…

 Köşe yazarlarımızın birçoğunu şahsen tanıyorum. Kimini daha yakından, kimini biraz, kimini de uzaktan. Önemli bir kısmının mesleğe girişlerini bile hatırlıyorum.Medyada, her dönemde, köşe yazarları...

Guantanamo taklidi ‘tek tip’ elbise…

Türkiye’de Guantanamo’yu örnek alan giysiler, tutuklulara giydirilecek. Henüz suçluluğu kanıtlanmamış şüpheliler, toplumun önüne turuncu tulumlarla çıkarılacaklar. Aşağılanacaklar.

FETÖ tehlikesi: Kurgu ve gerçek

FETÖ'yle mücadelede bir şeylerin yanlış gittiği hissiyatı yaygınlaşıyor. Suçlu suçsuz ayırt etmeden (daha önce FETÖcülerin kumpas davalarında yaptığı gibi), insanları aynı sepete koymak, gerçek suçluların bir mağduriyet zırhı takınmasına yol açacaktır. Biraz daha sakin ve serinkanlı düşünmeye ihtiyaç bulunuyor.

Araplardan nefret etmek

Araplar, zengin bir kültürel arka planı olan, değişik renklere ve kültürlere sahip, bir milletler topluluğu. Arapları sadece Türkiye'deki turist-göçmen üstünden “değerlendirmek” ve “yorumlamak”, büyük bir yüzeysellik.

Yetmez ama evet’ yanlış mıydı?

Benim düşünceme göre; 2010 anayasa değişikliğini muhalefet daha iyi okumalı, geliştirici katkılarda bulunmalıydı. Ancak o dönemdeki itirazlar daha çok düzenin korunması yönündeydi, toplumdaki değişim ihtiyacına ters düşüyordu.

2019 gerginliği

Demokratik rejimlerde, partiler iktidara gelir ve gider. Türkiye'de, bunu defalarca yaşadık. Tabii bu kez 15 yıldır iktidar olan bir parti söz konusu… İktidarın nimet ve gücünü kaybetmek kolay değil. Bu ihtimalin sarsıntılara yol açmaması, söz konusu olamaz. Bu nedenle endişeli bir ruh halinden söz etmek mümkün. Siyasette kazanmak da var, kaybetmek de..

‘Metal kahramanlar’ ve ‘metal yorgunlar’

“İçeriden” de sık sık tespit edildiği üzere; AK Parti, teşkilatlarında, ciddi bir yorgunluk sorunu var. Bu yorgunluk ve duraganlık, seçmen kitlesinin desteğinin azalmasına neden oluyor.

Meral Akşener’in çıkışı…

Aldığım sinyaller, Meral Akşener'in kurmaya hazırlandığı merkez sağ partinin, bir beklentiye yol açmakta olduğu yönünde. Geçmişte ANAP, DYP ve MHP'ye oy vermiş, daha sonra 14 yıl boyunca AK Parti'yi iktidara taşımış (merkez) sağ çekirdekte, bir “arayış” var.

CHP Lideri Kılıçdaroğlu: 2019’dan umutluyuz

Kılıçdaroğlu hiçbir zaman gerilimi artıracak konuşma yapmadığını belirterek “Toplumun huzura ihtiyacı var. Gerginlikten, sen ben kavgasından bıktı. Erdoğan toplumu geriyor. Onun, gerginlik üzerinden kendi tabanını bir arada tutmak gibi bir amacı var. İnsanlar bu sert söylemlerden rahatsız oluyor” dedi.

Kılıçdaroğlu, Almanlara ‘gelmeyin’ dedi mi?

Doğrusu şu: Alman gazeteci Frank Nordhausen, Kılıçdaroğlu ile yüz yüze konuşuyor. Konuştuklarını CHP liderine teyit ettiriyor, FOCUS dergisine yolluyor. Dergi, kendi mantığına uygun olarak, Kılıçdaroğlu'nun söylemediği bir cümleyi manşet yapıyor. Bu, iç kamuoyuna, iktidar tarafından "Kılıçdaroğlu Alman turistlere Türkiye'de can güvenliği yok gelmeyin" dedi şeklinde sunuluyor.

Yeni toplum mühendisliği

Toplumu (veya onun bir kesimini) kendi beklentileri doğrultusunda kalıba dökebileceğini düşünenler, her zaman vardı, bundan sonra da var olacaklar. Ancak, hangi akım hangi mühendisliği amaçlarsa amaçlasın, her birey kendi hayatını yaşar. Bireysel dünyaları, bireysel farklılıkları ezebilecek boyutta bir mühendislik; çok mümkün olmadığı gibi, sürdürülebilir de değildir.

Muhafazakarlık, ya da muhafazakarlık

Dini metinleri okurken, dini kaynakları anlamaya çalışırken, nasıl yaklaştığınız önemli. Eğer, adalet istiyorsanız, barış ve kardeşlik istiyorsanız, metinleri o gözle okur, öyle hükümleri öne çıkarırsınız. Tersi de çok görülür: Bazı terör örgütleri, din adına, inanç adına şiddete, zulme başvururken, bazı metinleri kendi istedikleri gibi yorumlarlar.

‘Metal yorgunluğu’nun iç sarsıntıları

Ne zaman "ihanet"le ilgili sözler havada uçuşmaya başlar, uzun tecrübelerimin ışığında söyleyebilirim ki; mesele yalnızca iktidar partisi içindeki bir mesele olmanın ötesinde etkiler yapıyor demektir. Tüm ülkenin huzuru ve dengesi riske girmiş demektir.

İşler tıkırında mı?

Hayati Yazıcı'ya çarpan idam ipi bir örnek. Bir süredir, "İdam cezasını çıkaracağız" diyen bir iradeyle karşı karşıyayız. İnsan hakları örgütlerine dün destek verirken, onların raporlarına gönderme yaparken bugün onları casuslukla suçlayacak noktalara geldik. Dün "OHAL'i kaldırdık" diye övünürken, bugün sonsuz bir OHAL savunucusuna dönüştük...