Oral Çalışlar
Roller değişiyor mu?
İktidarın ve muhalefetin psikolojik motivasyonlarının değiştiğini söylemek mümkün. İktidar çevrelerini, düne kadar mağduriyet söylemi motive ediyordu. İktidarda değil muhalefetteymiş gibi bir dili tercih ediyorlardı. Şimdi, “ezeceğiz, hesap soracağız, yanlarına bırakmayacağız” psikolojisi ağır basıyor...
Kendine güvenli ve coşkulu
Dün farklı bir hava vardı. Muhalefet kendini haklı hissetmenin güven ve umudu içindeydi. 16 Nisan’da başlayan ve AK Parti’yi şaşırtan bir rüzgar esiyor. Eski AK Partili bakan Ömer Dinçer’in deyimiyle roller değişiyor belki de.
Kılıçdaroğlu iyi korunuyor
Eğer CHP'yi bir suç örgütü gibi tanımlar, devlet güçlerini bu anlayış doğrultusunda yönlendirirseniz; rejimin de ötesinde, ülkenin meşruiyetini tehlikeye atarsınız...
‘Beka’ Sorunu ve Ordu
Çare, muhalefetin kendini rahat hissedeceği bir ortama dönmekten, iktidarın sakinleşmesinden geçiyor. “Adalet” yürüyüşüne, tehdit değil, demokratik zenginlik olarak bakılabilirse; normalleşme adına bir kazanım olur.
Ömer Dinçer’in itirazı
Ömer Dinçer'in duruşunun kişisel olmanın ötesinde bir nitelik taşıdığını, bir eğilimi yansıttığını, kim reddedebilir? Umarız, bu uyarıların etkisi olur ve bu gidişatın zararlı etkileri görülebilir.
Kürtler, YPG’li Kürtler ve Türkiye
Obama ve ardından Trump yönetimi, sözkonusu stratejinin uzun soluklu bir tercih olduğunu belli etti. Türkiye'ye de bunu bir şekilde hissettiriyorlar. Ankara süper devletler arasında bir denge sağlayarak çıkış yolu arıyor. Ancak şimdiye kadar bir sonuç yok.
Batı’ya tepki ve Avrasyacılık
Batı, insanlığın uygarlık birikiminin merkezi olma özelliğini koruyor. Madalyonun diğer yüzü: Batı'nın kibirli, üstten bakan, sömürgeci tabiatı haklı olarak öteki dünyanın öfkesine neden oluyor. Şu açık: sosyal, kültürel tercihler; öfkelerle, tepkilerle belirlenemez. Kendilerine özgü bir ritim ve dengeleri vardır.
CHP’nin ‘Adalet’ yürüyüşü fırsata çevrilebilir
İktidar, CHP'yi ötekileştirerek, yanlış bir tercihte bulunuyor. Bu yürüyüşü, bir tehlike olarak göstermek yerine, birlik fırsatına dönüştürmek, mümkün olabilirdi,olmalıydı.
Nazlı Ilıcak, Ahmet ve Mehmet Altan
15 Temmuz sonrası tutuklamalar konusundaki hata bu davada da sürüyor. Evet şurası bir gerçek ki, bazı meslektaşlarımız FETÖ tehlikesini görmediler. 17-25 Aralık darbe girişimini bir "yolsuzluk operasyonu" şeklinde anlamayı ve anlatmayı tercih ettiler. Ancak, bunların hepsi siyaseten tartışacağımız konular. Hukukun ve yargının alanına girmiyor. Uydu uymadı diyerek, çok sayıda gazeteci ve yazarı tutuklamak, ağır cezalara mahkum edilmelerini istemek, Türkiye'yi bir otoriterleşme sarmalına mahkum ediyor.
Dara harabeleri: Efes kenti gibi…
Dara kentinin kalıntıları şu an bile insanı büyüleyecek kadar çarpıcı. Kazıyı yapan ekip, “Bu ortaya çıkanlar, şehrin yüzde 5'i” deyince, daha çok etkileniyoruz. Dara, bir kıyıda, öylesine, sahipsiz; ilgi bekliyor.
PKK’daki değişim ve Batı
Türkiye, bölgenin en dinamik ülkesi olarak, Kürtlerle birlikte yeni bir enerji oluşturabilir. Olumsuz bir yerden konuşacağına çözümün öncüsü olabilir.
Bu bir siyasi meseledir
Öncelikli olarak iktidarın, ortamın yumuşamasını sağlayacak yeni bir inisiyatif göstermesine gerek bulunuyor. Umarım, Berberoğlu'nun tutuklanması bir hukuk hatası olarak görülür ve kısa sürede düzeltilir.
Kadri Gürsel’in adresi yok mu?
Türkiye, darbeyi OHAL olduğu için mi püskürttü? O zaman böyle bir yönetim yoktu. 15 Temmuz'lara dur demenin yolu daha çok otoriterleşmek değil, toplumun değişik siyasi ve sosyolojik farklılıklarına, muhalefetine söz hakkı vermek, kendini ifade etme imkanı tanımaktır.
Seküler mahalledeki karamsarlık
Eğer muhalefet yönünü şaşırmaz, demokrasi dışı müdahalelere umut bağlamaz ve haklı zeminde özgürlükleri savunursa, değişim mümkündür. 15 yıllık iktidar yorgunluğu ve yıpranmışlığı önemli bir handikap. Ekonominin teklemesini, iktidarın giderek bir azınlık yönetimine dönüşme eğilimini seçmen görebiliyor.
‘Arap Baharı’ndan ‘Katar Kışı’na…
Arap Baharı Tunus’ta patlayınca ve bölgeye yayılınca; Batı dünyası, başlangıçta bu hareketlere olumlu yaklaştı. Diktatörlükler birer birer yıkılıp, seçimlere dayalı yeni iktidarlar oluşurken, yeni oluşan yönetimler, Batı’ya uzak bir çizgi tutturdu.
İran-Trump ikileminde Katar sorunu
Türkiye, Katar'la samimi bir ilişki içinde. Bu ilişki son dönemde daha da gelişti. Türkiye'nin de Mısır'daki darbeci yönetimle sorunları var. (Suudi Arabistan'ın Sisi darbesine arka çıktığı sır değil.) Trump, bölgede, S.Arabistan ve Mısır ağırlıklı bir yol izliyor. Bu, Ankara açısından sıkıntılı.
Ayşe Bilge Dicleli, Metin Göktürk
Güler yüzlü ve sabırlıydı. Etrafına güven verdi, pozitif enerji saçtı. Ayşe Bilge Dicleli ile bugün Zincirlikuyu camiinden öğle namazının ardından vedalaşacağız. Kızı Zeynep, torunu Hazal, eşi Zülfü’ye sabırlar diliyorum.
Hulusi Akar ve istihbarat zaafı
Toplumun ezici kesimi darbeyi reddederken, kuvvet komutanları da darbeye direndi. Tabii, esas mesele (ve esas zor olan); demokratik normları yerleştirerek, liyakata ve yetkinliğe dayanan bir sistem kurabilmek. Cemaat, devletteki bu zafiyetten yararlandı. Bu zaafiyetin başka düzeylerde hala varlığını koruduğunu söyleyebiliriz.
AK Parti’deki “metal yorgunluğu”
Metal yorgunluğu bir iktidar yorgunluğu. 15 yıl bir partinin iktidarda bulunması, bu sürecin yarattığı imkanlar, rantın paylaşılması, siyasi iniş çıkışlar, başlı başına yıpratıcı ve yozlaştırıcı bir durum anlamına geliyor. AK Parti kadroları, üst üste yapılan seçimler, referandumlar nedeniyle de yorgun. Tanıdığım bir çok AK Partili yorgunluğunu açıkça ifade etmekten çekinmiyor.
Kültürel hegemonya…
İslam alemi, neden kültürel üretimde geri kalıyor? Bunun üzerine daha derinlemesine düşünmeye ihtiyaç bulunuyor.
27 Mayıs 1960
Darbeyi aşırı güvenlikçi yöntemler önleyemiyor. Anti demokratik rejimler darbelere yataklık ediyor. Türkiye bu açıdan bir laboratuvar özelliği taşıyor.
FETÖ’den hesap sorarken…
FETÖ’yle mücadele, yaygınlaştırıldıkça, sıradan insanları hedef alıp mağdur ettikçe, amacına ulaşması da zorlaşıyor. Şiddete karışan, devletin kritik kurumlarında tepe noktaları ele geçiren ve manipülasyon yapanlarla, kenarından kıyısından bulaşanları ayırmak gerekir. Onlara değişme ve dönüşme şansı bırakmak, bu mücadelenin başarıya ulaşması açısından önemli...
AK Parti teşkilatları ve dönüşüm
Çözülmesi gereken sorun, politik, sosyolojik ve derin bir sorun. Demokrasi, değişim, reform gibi sözcüklerin içi doldurulamazsa; AK Parti, önümüzdeki dönemde çok daha fazla zorlanabilir.
Kongrede yeni bir şey var mı?
Üst üste çok kongre yapmış, çok seçim yaşamış AK Parti kadrolarında, bir tıkanma seziliyor. Bunu herhalde en yakından görebilen kişi olan Erdoğan; başa geçerek, partiyi yeniden canlandırmaya çalışacak. AK Parti, yeniden özündeki atılımcı ruha dönebilecek enerjiyi üretebilecek mi?
HDP ve Türkiye’yle birlikte çözüm
Hükümetin Kürt meselesindeki zaaflarını, yanlışlarını; milliyetçi, devletçi önyargıların derinliğini hepimiz görebiliyoruz. PKK'nın yaptıklarına ciddi bir tavır koymaktan kaçınarak, yalnızca devlet üzerinden çözüm aramanın gerçekçi olmadığını da, görebilmek gerekiyor. HDP'nin, PKK şiddetiyle arasına, amasız, fakatsız, tereddütsüz şekilde sınır çekmeye karar vermesi ve kendisine 80 milletvekili çıkarabilecek desteği veren birikimi anlaması gerekiyor.
ABD görüşmesi ışığında CHP ve Kürtler
Yıllar önce “çözüm süreci” başladığında yazdığım bir yazıda,"herkes değişecek" demiştim. O günden bugüne ülkede birçok değişim oldu, ama asıl arzulanan değişim gerçekleşmedi. Bazı kazanımlarımızı da kaybettik.
Kürt sorununda yeni sinyaller…
AK Parti’nin olağanüstü kongresi, Erdoğan’ın ABD gezisinden dönüşünün ardından yapılacak. Kongrede, Cumhurbaşkanlığı seçiminin startı verilecek. 16 Nisan’da ucu ucuna kazanan “evet” cephesi adına, belli ki, yeni şeyler söylenecek. Peki, Kürt sorununda, nasıl bir yeni hamle şekillenebilir? Trump-Erdoğan görüşmesinde, böyle bir hamleye ilişkin ne gibi adımlar atılabilir?
ABD, PYD’yi neden destekliyor?
Ankara, PKK'nın bir kolu olarak gördüğü PYD'nin bu ölçüde meşrulaştırılmasını tepki ve öfkeyle karşılıyor. Washington, büyük olasılıkla, şu aşamada, bölgedeki güçlü müttefiki Türkiye’yi tamamen küstürecek bir adım atmamaya özen gösterecek...
İdam üzerinden siyaset yapmayın
İdamı Batı'yla gerilim için kullanmaya kalkmak, bu ülkenin insanını incitir, ruh halimizi bozar. Yapmayın, Türkiye'yi aşağıya çekerek, iç gerginliği artırarak siyaset yapmayın.
CHP’yi doğru anlamak
CHP içindeki muhalif kanat, daha farklı bir çizgi ve yaklaşımın gerekli olduğuna inanıyor. Kılıçdaroğlu, 16 Nisan’da yakaladığı ivmeyi sürdürebilir. Birbirine benzemeyen ama endişeleri ortak olan yüzde 48.6’nın yüzde 50’yi aşması mümkündür.