Sevil Özdemir

‘Kozalar’ın seni korumaya yeter mi?

Zaman zaman okuduğum ve izlediğim eserlerin tarihlerine baktığımda, yüzyıllar önce ya da 45 yıl önce ya da daha yakın tarihlerde ortaya çıktığını düşünüp, nasıl da bazı şeylerin hiç değişmediğini, evrilip bir yerlerden yine benzer konulara dönüştüğüne hayret ediyorum...

Yıkıcı ihtirasın timsali Macbeth!

Shakespeare'in yüzyıllardır güncelliğini korumuş ve korkarım ki çok uzun zaman da güncelliğini yitirmeyecek oyunlarından biri Macbeth...

Bu dünyaya “Bir çocuk yapalım mı?”

Her şey yolunda giderken, kadın ve adam birbirlerine yeterken, belki de dünyanın sonuna yaklaşmışken bu soruyla karşılaşan kadın ve verdiği tepkiler oldukça travmatik...

Bazı insanların sesindeki yara bandı etkisi…

Rice’ın konserin sonuna doğru isteyen seyircilerin sahneye çıkabileceğini söylemesi üzerine neredeyse bütün salonun sahneye yığılması ve yaklaşık 50 kişilik bir grubu çevresine alarak şarkıları beraber söylemesi geceyi unutulmazlar arasına sokan güzel anlardandı...

Güneşin Sofrası’nda ziyafet

Nazım Hikmet ve Brecht tutkusuyla bilinen Genco Erkal, bu sefer sevdiği ikiliyi aynı oyunda buluşturmayı tercih etmiş... Nazım ve Brecht'in şiirleri, Fazıl Say, Zülfü Livaneli, Cem Karaca, Tarık Öcal, Edip Akbayram, Timur Selçuk, Kurt Weill, Hans Eisler gibi müzik ustalanın eserlerine ses veren Tülay Günal'ın güzel sesiyle buluşuyor... İzleyici kendini kaptırıyor, gidiyor...

Bu Macbeth bildiğiniz gibi değil…

Bence Shakespeare oyunları klasik sergilenmeli, "Bu ne biçim Shakespeare oyunu, adamın kemiklerini sızlatmışlar" diye düşünen gruptan değilim. Tam tersine özünü kaybetmediği, bütünlüğünü bozmadığı sürece, alabildiğine farklı yorumlanmalı, aynılıktan kaçınmalı diye düşünüyorum.

Ya sadece ‘Parçacıklar’dan ibaret ise hayatlar(ımız)

Şu an yaşadığımız hayatın başka bir şeklini başka bir evrende de yaşıyor muyuz? Burada bizi üzen bir şey başka bir yerde etkilemiyor olabilir mi? Gerçekten öyle olsaydı, biz bunun farkında olup, istediğimiz evrende istediğimizi yaşasaydık ve daha az hasarla çıksaydık şu hayat gailesinden güzel olmaz mıydı?

Geçmişe açılan “Pencere”

Geçmişe açılan pencerelerle dolu hayatlarımız... Birçok anıda o pencereler dikilir karşımıza... Bazen isteyerek, bazen zorunlu, bazen de tesadüfen o pencereleri açıp bakmışlığımız vardır geçmişe doğru...

‘Ömrüm’ Bir Cem Karaca Öyküsü…

Burada Cem Karaca'yı anlatmaya kalksam buna bilgim yetmez, benim bahsedeceğim bu hafta sonu izlediğim bir gösteri hakkında... Doğumundan ölümüne dek, eserlerinden örneklerle hayatının konu alındığı “Bir Cem Karaca Öyküsü” olarak tanımlanan “Ömrüm” isimli tek kişilik müzikli gösteri...

Muhsin Ertuğrul’a farklı bir bakış: Kim Var Orada?

Kim Var Orada? gibi oyunlar izlediğimde, hafızam tazelenip, bütün o anıların yerini hoş duyguların alması bir izleyici olarak en keyifli anlardan biri...

Tuna’nın ikiye böldüğü şehir

Budapeşte çoğunluğunu yürüyerek keşfedebileceğiniz küçük bir şehir, o kadar da küçük değil tabii siz benim abarttığıma bakmayın 🙂 Ama yine de görülebilecek her yerin yürüme mesafesinde oluşu şehri keşfetmek için ideal bir ölçüt...

Yeni Yılda “Tiyatro” Önerileri(m)

Sizler için, bu sezon izlediğim, yeni yılda da devam eden, seveceğinizi düşündüğüm birkaç oyun seçtim...

Pedofillerin sanal dünyasındaki #Cehennem

Hikaye gelecekte geçiyor. İnsanların sanal gerçeklik bağımlısı olduğu bir dünyada, kendisi gibi pedofillerin fantezilerini istedikleri gibi yaşayabilecekleri sanal bir dünya oluşturan adamın polis tarafından sorgulanma hikayesi...

İki tekerlekli yaşam sürenlerin şehri

Bir bisikletin insanın hayatında, daha doğrusu bir şehir dolusu insanın hayatında bu kadar önemli yer teşkil ettiğini Amsterdam'da gördüm ve gözlerime inanmakta zorluk çektim... Yaklaşık 800.000 kişinin yaşadığı bir şehirde 1 milyondan fazla bisiklet olduğunu söylesem şaka yaptığımı düşünmezsiniz değil mi?

Yunan adalarını sevdiğim doğrudur!

Beyaz boyalı, iç içe geçmiş şirin evleri, daracık sokakları, her çeşit mekanın bulunduğu sürpriz sokaklarıyla Lindos benim Rodos'da en sevdiğim yer olarak hafızama kazındı...

“Annem hasta olsa bakarım ama ölse üzülmem”

“Ben, gazetelerin üçüncü sayfa haberlerinde denk geldiğiniz binlerce kadından biriyim... ‘Hayatımı yazsam roman olur’ derler ya, öyle… Valla...”