Yıldıray Oğur
O binbaşı ihbar için neden MİT’e gitmişti?
Darbeyle ilgili Türkiye’deki bütün kurumların hesap vermesi, sigaya çekilmesi, postmortem yapması, kendini düzeltmesi gerekli. Özellikle istihbarat zaafının sorgulanması bundan sonrası için hayati. Keşke bunun için ABD’nin 9/112'den sonra yaptığına benzer bir komisyon kurulsa ve bütün devletin bir check-upı çekilebilseydi.
Büyükada’da aksayan vapur seferleri üzerine…
Büyükada, sadece onların değil, bir ülkenin kendi kendisine nasıl gol attığının da trajik hikayesi olarak hatırlanacak. Halbuki Büyükada deyince aklımıza gelecek tek olumsuz haber, fırtınadan dolayı aksayan vapur seferleri olarak kalmalıydı.
Ehliyet, liyakat, sadakat, Diyanet
Ulul emre itaatle, iyiliği emredin kötülüğü menedin arasında bir denge tutturmak her zaman kolay olmayabilir. O yüzden Görmez’in veda konuşmasındaki özerk Diyanet vurgusu kritik bir vurgu.
Hürriyet, musavvat, uhhuvet, adalet…
Ne yazık ki Türkiye’nin 67 yıllık hürriyet, adalet, eşitlik ve kardeşlik hikayesi onların hayatları kadar huzurlu ve mutlu geçmedi. Yine de benzerlikler yok değil. Bazı zamanlarda çok parıldayan, sonra bir anda spot ışıklarının üzerinden çekilmesiyle gözlerden kaçan, sonra tekrar hatırlanan...
FETÖ’den ‘soruşturulan’ ilk bakan
Evet doğrudur, bir toplumu paranoyak hâle getirecek gizem ve yöntemler kullanan bir örgütle sınanıyor Türkiye. Ama o örgütle mücadelede paranoya işe yarasaydı, her yerde paralel aranan zamanlarda, elde orduda da örgütlü olduklarını gösteren onca bilgi, istihbarat varken, darbe ima eden onca söz, yazı TV’lerde, sosyal medyada açıkça dillendirilirken birileri şüphelenir, 2015 yılının Kasım ayından, Temmuz 2016’ya kadar Ankara’nın ortasında ve neredeyse her ay yurt dışına çıkarak darbe organize etmeleri, devletin en zirvesinin hemen yanına kadar silahlı adamlarını sokmaları engellenirdi.
Atatürk’e babasından miras kalan kitap
Vasilis Dimitriadis’in “Bir Evin Hikâyesi” muhakkak kitaplığınızda olmalı. Kitabı okurken, borç içindeki keresteci babasından az bir parayla birlikte bir tasavvuf kitabı miras kalmış, dedesi Mustafa’nın adını taşıyan, iyi bir dinî eğitim almış güçlü bir annenin himayesinde yetişmiş Mustafa Kemal’in şahsında bütün bir 200 yıllık sorunlar, travmalar gözlerinizin önünden geçiyor. Mustafa Kemal, 23 Nisan 1920’de Meclis’i açarken arkasındaki levhada Şûrâ suresinin 38. âyeti asılıydı: “Ve emruhum şûrâ beynehum”... Orada emredildiği gibi işlerimizi hâlâ istişare ile yürütmeye, daha çok konuşmaya, birbirimizi anlamaya ihtiyaç var. Çünkü ortak bir hikâyenin çocuklarıyız
Atı alıp Üsküdar’da biraz dinlenmek…
Hem siyaseten meşruiyet sorunlarını çözmek, toplumsal uzlaşmaya katkı yapmak hem de daha pragmatik bir gerekçeyle iki yıl sonraki ilk başkanlık seçimlerinde yüzde 50 çıtasını daha kolay yakalamak için iktidar, “Hayır” diyenlerin bu paketle ilgili hassasiyetlerinin bir kısmını, yüzde 51’in onayını almış ana gövdesini bozmadan, paketle ilgili Meclis’ten çıkarılacak uyum yasalarında karşılayabilir.
15 Temmuz İddianamelerinden öğrendiklerimiz -10
Ne darbe ne de Cumhurbaşkanı’na yönelik suikast planı kontrollüydü. O gece Türkiye’yi kontrol dışına çıkmış halk ve karargahlar içinde direnen subaylar kurtarmıştı.
15 Temmuz İddianamelerinden öğrendiklerimiz -9-
Grubu kapatma kararından 40 dakika sonra vazgeçip “Tiran yurt dışına kaçtı, herkes devam edecek” mesajı atılması ki ‘tiran’ kelimesi çok tanıdık, ilginç bir detay. Buna en sonunda dönmek üzere, küçük bir parantez açalım. Çünkü iddianamedeki bir ifade, kendini yıllarca saklayacak inanmış bir dini ‘cemaat’in mensubu askerin nasıl bu kadar cinayete, kötülüğe ikna edilebildiği hakkında bir fikir veriyor.
Âdeta bir iddianame ve herkes için adalet
İddianamedeki 19 sanıktan sadece birinin telefonunda bylock bulunmuş. O da jeansbiri twitter hesabının sahibi olan FETÖ’ye bağlı Elazığ’daki kolejde öğretmenlik yapan kişi. Onun diğer sanıklarla hiçbir ilişkisi yok. 18 çalışanı ile birlikte yargılandığı Cumhuriyet’le ilişkisi ise AKP’lilerin silahlandığıyla ilgili attığı tweetin Cumhuriyet’te haber yapılmış olması.
15 Temmuz İddianamelerinden öğrendiklerimiz -8-
İddianameden “Mahrem İmamlar”la ilgili ayrıca bir soruşturma yürütüldüğünü de öğreniyoruz. Belki o soruşturma darbenin esas beyni olan ve örgüt içinde bile yakın ailevi ve iş ilişkileriyle kapalı devre örgütlenmiş “mahrem” yapı hakkında daha net bilgiler verecek.
15 Temmuz iddianamelerinden öğrendiklerimiz -7-
Daha ilginç olan yine iddianameden anladığımız Öksüz telefonunu Akıncı Üssü yakınlarında yakalanmasından sonra da kullanmış.
15 Temmuz iddianamelerinden öğrendiklerimiz -6-
Türkiye’nin başta devlet olmak üzere, bu 9 ayı iyi geçirdiği söylenemez. 9 ay sonra bunca kanıta rağmen hâlâ içeride ve dışarıda darbenin arkasında FETÖ olduğuyla ilgili şüphesi olan insanlar için ikna edici malzeme üretememiş olmak bu ihmallerden en ciddisi olmalı.
15 Temmuz Çatı İddianamesi’nden öğrendiklerimiz -5-
Dişli eğer 16 Temmuz günü saat 16.30’da Akar’ın talimatıyla gözaltına alındıysa, bu saatten çok daha sonra olduğu anlaşılan bir vakitte, Ankara’daki darbeci gözaltılarını yapan Özel Kuvvetler ve Emniyet’in başındaki isimlerinden bundan niye haberi yok? Neden aralarında yakalanmasını konuştular? Yoksa Dişli, 16 Temmuz günü Çankaya Köşkü’nden evine gitti ve ancak ertesi gün mü Aksakallı ve Emniyet arasında geçen bu konuşmalar üzerine mi yakalandı?
15 Temmuz Çatı İddianamesi’nden öğrendiklerimiz -4-
Mehmet Dişli, Hulusi Akar’ın odasına girdi: “Tümgeneral Mehmet Dişli darbe teşebbüsü başladığında ilk önce Hulusi Akar Paşa'nın odasına kendisinin tek başına gireceğini, ona darbeyi tebliğ edeceğini, onun kabul etmesi halinde darbe faaliyetinin başına geçirileceğini söyledi. Bunu söylerken de kendilerine "Genelkurmay Başkanına ‘sen Kenan Evren olacak mısın, olmayacak mısın diye soracağım’ dedi…
15 Temmuz Çatı İddianamesinden öğrendiklerimiz -3-
Fidan’ın karargahtan ayrılmasından sekiz dakika sonra erkene çekilen darbenin düğmesine basıldı. Saat 20.30’da Hava Kuvvetleri Harekât Merkezi’nden, Silahlı Kuvvetler Harekât Merkezi’nin emirlerini refüze edecek şekilde, ulaştırma uçakları için uçuşların serbest bırakıldığına dair emir yayınlandı.
15 Temmuz Çatı İddianamesi’nden öğrendiklerimiz -2-
İddianame ilk kez somut bilgiler ve rakamlarla FETÖ’nün ordu içinde 1974’ten 2016’ya kadarki 42 yıllık hikâyesini anlatıyor. “Mahrem Hizmetler” ya da “Çok Hususi Hizmetler” adı verilen ordu içindeki FETÖ faaliyetleri hakkında 1980 öncesine ait bilgiler sınırlı.
15 Temmuz Çatı İddianamesi’nden öğrendiklerimiz…
Peki, darbe ihbarı nasıl alındı, o kayıp dört saatte neler oldu? Bu soruların cevapları da iddianamede net biçimde veriliyor.
Millî Referandum Tarihi -2-
Evetlerin bu kadar yüksek çıkmasının sebeplerinden biri halkın 12 Eylül öncesi politik şiddetten gerçekten de korkmuş olmasıydı. Ama evet aynı zamanda hayıra göre daha pragmatikti. Anayasa onaylanırsa seçimli demokrasiye dönülecekti. Evren de bu yüzden son miting ve televizyon konuşmalarında ısrarla ordunun kışlalarına dönmeye hazır olduğu mesajını vermişti.
Millî referandum tarihi
Hayırların bu kadar yüksek çıkması Ankara'da şaşkınlıkla karşılandı. Millî Birlik Komitesi üyeleri "Anayasayı halka anlatamadık" derken, gazetelerde AP'lilerin yalan propagandalarından, halkın cehaletinden dem vuran yazılar yayınlandı.
Taksim’e caminin uzun hikâyesi…
...ey bu caminin ruhu: bize mucize göster mukaddes huzurunda el bağlamayan bu yer / bir gün harap olmazsa türkün kılıç kınıyla, baştan başa tutuşsun göklerin yangınıyla!..
94 yıllık bir tartışmanın tarihi -5-
Demirel Meclis’i fesih yetkisi olan güçlendirilmiş iki turlu seçimle seçilen bir cumhurbaşkanı ve bakanların Meclis dışından seçilmesi önerilerini görev süresinin bitimine kadar savundu.
94 yıllık bir tartışmanın tarihi -4-
Muhalefet liderleri İnönü ve Demirel, Özal’ı o sırada çok yakın olduğu Bush’a imrenmekle suçluyordu. Özal’ın başkanlık tezlerini sert sözlerle eleştirilerden biri de başkanlık sistemini MNP, MSP programlarına koymuş Refah Partisi lideri Necmettin Erbakan’dı:
94 yıllık bir tartışmanın tarihi-3-
Özal, sekiz yıl önce darbe yapmış Cumhurbaşkanı’ndan sonra koltuğa o kadar kolay oturamayacağının farkındaydı. 1988’in ilk günlerinde Hürriyet gazetesine konuştu: "Cumhurbaşkanı’nı halk seçsin."
94 yıllık bir tartışmanın tarihi -2-
27 Mayıs 1960 darbesiyle Türkiye ilk defa Cumhurbaşkanı ve Başbakan yerine yeni bir pozisyonla “Devlet ve Hükûmet Başkanı” adlı bir çeşit askerî başkanlık tipiyle tanıştı. İronik olan Cemal Gürsel’e bu unvanı veren Geçici Anayasa’yı hazırlayan İstanbul ve Ankara Üniversitesi hocalarından bir kısmının Yassıada’daki idam kararlarını veren Yüksek Adalet Divanı kararının teorik kısımlarını yazmasıydı. O bölümlerde aynı hocalar, Demokrat Parti’yi “kuvvetler ayrılığı” ilkesini ihlal etmekle suçlamışlardı.
94 yıllık bir tartışmanın tarihi -1-
Kriz zamanlarından birinde yakın çalışma arkadaşlarıyla Ankara Garı’nda toplantılar düzenleyen Mustafa Kemal Paşa, Cumhuriyet’in ilanına bir ay kala niyetini Viyana merkezli Neue Frei Presse gazetesinin Ankara temsilciğini yapan Hans Joseph Lazar’a anlatmıştı.
Darbeciler Meclis’i neden bombalamıştı?
150 yıllık yakın tarihimizin kalbi Meclis’tir. Ne kadar aşağılansa, kapatılsa, yetkileri elinden alınsa, “el kaldır, indir” muamelesi yapılsa da siyasi tarihimiz bu Meclis’te yazılmıştır. Yerli ve millî, genlerimize yerleşmiş bir siyasi model aranıyorsa çok eskilere, Bilge Kağan, Tonyukuk, Kanuni’ye gitmeye gerek yok, bugün var olan bütün ideolojilerin doğduğu son 150 yıllık tarihin gösterdiği gibi o Meclis’ti.
Saldırıyı DEAŞ yapmış olabilir mi?
Sonuç itibarıyla bu katliamı DEAŞ üstlenmiş olmasına rağmen DEAŞ’ın yaptığına pek inanan yok. DEAŞ bile yapmış olsa peki DEAŞ’ın arkasındaki güç bize ne demeye çalıştı diye bitiyor cümleler. Paris, Brüksel, Berlin katliamlarından sonra Fransızların, Belçikalıların, Almanların aramadığı, bulamadığı cevapları biz buluverdik işte. Onların sormaya çekindiği soruları biz soruyoruz. Bizim gazetecilerimiz, uzmanlarımız DEAŞ’ın arkasında ABD’yi tespit ediverdiler, Fransız, Alman bunu yapamazdı, eli kolu bağlıydı ya da işbirlikçiydi.
Cuma hutbesinden katliam çıkarmak
Hâlbuki katliamla Türkiye’de yıllardır muhafazakâr kesimlerde süren yılbaşı karşıtı kampanyaları birbirine bağlamak ucuzluğuna düşmeden, bazı gazete ve kurumların yılbaşına karşı takındıkları yakışıksız ve saldırgan tavır eleştirilebilirdi, bu eleştiriye muhafazakâr kamuoyundan da katılacak çok sayıda insan bulunabilirdi. Yine kutlama mesajı yayınlayan liderlerden, evinde mandalina soyup, TV izleyen vatandaşa ve dışarıya çıkıp eğlenenlere kadar çeşitli şekillerde yılbaşı kutlayan insanların varlığını kabul edip, onların aynı zamanda cuma ya da en azından bayram namazlarının da müdavimi olabileceği Diyanet’e hatırlatılabilirdi.
Birlik ve beraberliğe en çok ihtiyaç duyduğumuz 2017
Şayet birbirimizi sakince ve ön yargısız dinleyebilseydik, birbirimizden ölesiye nefret etmeseydik, eleştirilere daha tahammüllü olsaydık, 7 Şubat 2012’ye rağmen 17/25 Aralık 2013, 17/25 Aralık’a rağmen de 15 Temmuz 2016 yaşanmayabilirdi.