Yıldıray Oğur
İki salla, bir bağla, üç salla, bir eğil ve aman unutma!
Kaymakam’ın Arapça ezan okunduğunu tespit edip mahkemeye sevk ettirdiği imam ve ihtiyar heyeti kendini “o gün hava muhalefeti sebebiyle okunan Türkçe ezanın Arapça anlaşıldığını söyleyerek” savundu.
Katı olan her şeyin buharlaştığı bir ramazan
AK Parti, anti-muhalefet söylemle varolan bir reaksiyon parti olmadığı için, tam tersine muhalefet partilerinin en ilgi çeken malı anti-AK Parti ve anti-Erdoğan siyaseti olduğu için bu temaslardan eğer biri kaybedecekse bu AK Parti olamayacak. Hatta AK Parti, karşısındaki katılığı tamamen buharlaştırmak için her muhalefet partisiyle 6 aylığına koalisyonlar yapabilir.
Kesin baraj altında kalacak silahlar…
Baraj inşaatını durdurmak için savaş başlatan bir silahlı örgütü dünyanın en radikal ekolojistlerine bile anlatmak biraz zor olacaktır. Dün Ardahan Göle’de bir vatandaşın ölümü ile sonuçlanan olayları başlatanın, bozulan su hattını tamire gelen belediye çalışanlarının bölgeden ağaç kesmesine kızan PKK’lıların onları tartaklayıp, araçlarına el koyması olduğunu anlatmak da…
Dinleme iftiraları bir bir çökerken…
Bütün Türkiye’nin YouTube’tan dinlediği dört kişinin konuştuğu toplantının ortam dinleme kaydı meğerse Hakan Fidan’la bir yüksek rütbeli subay arasındaki telefon konuşmasıymış.
‘Eee barajı geçtik şimdi ne yapacağız?’
Artık merkez medya da Demirtaş’a dizisi yayından kalkmış star muamelesi yaparken, çocuğunu Galatasaray Lisesi’ne sokmaya çalışan veli telaşıyla CHP’yi bir koalisyona yerleştirmeye çalışıyor.
Bağımsız Jüri’nin en büyük ödülü…
AB’nin koskoca bağımsız jürisinin bir yalan habere büyük ödül verdiğini söyleyemeyiz. Eski yalan haberden geriye kalmış bir fotoğraf sadece? Haberin sonunda bir cümle de olsa şöyle denmiş zaten: “TIR’ın kendilerine ait olduğu öne sürülen İHH da 'Aracın bizimle ilgisi yok' dedi.”
Açık renkli, tenteli, spor arabanın şoförü
Her şey o eğlenceden sonra geceyarısı 2’de Ayazpaşa’daki Barlı Apartmanı önünde meydana geldi...Olga, ilk ifadesinde Muzaffer Kayalıbay’ı ezen otomobilin “açık renkte, tenteli, spor” olduğunu söylemişti.
Siyasi tekfircilik de öldürür…
Muhtemel bir AK Parti-CHP iktidarı, intikamcı cemaatin, “yargılanacaksınız”cı Gezicilerin ve AK Parti’yle koalisyon yaparsanız köşemde kendimi yakarımcı emekli liberallerin huzur bozucu, can sıkıcı şahinler olarak marjinalleştiğine, “ya bir dakika ama” diye azarlandıklarına şahit olabiliriz.
‘Çok yakışıksız iddialar’ üzerine…
İsmet Paşa şanslı sayılır. Oğluna Paris’ten gümrüksüz sipariş verdiği spor arabanın fiyatını “1 milyon frank” diye kafadan sallayacak başkanı olacak Ankara Mimarlar Odası’nın kurulmasına daha 14 yıl varmış.
Yemin ederken ayağını kaldıranlar koalisyonu…
CHP’li ve MHP’li vekillerin çoğu bayram törenlerinde şiirini okuyan öğrenci misali coşkuyla okudular metni. HDP'liler önlerindeki kâğıttan, başlarını kaldırmadan hızlıca okuyup bir an önce sıralarına koştular.
Aşırı yalan söylemekten kaynaklanan ölümler…
IŞİD’in silah olarak kullandığı, özel üretim çelik borular. Irak’ta ABD’nin, Suriye’de Rusya’nın son model silahlarıyla dolu onlarca askeri depoya, büyük karargâha el koymuş, uçurabilse jeti bile olan örgüt ille de yerli silah diyor demek ki.
‘We are going to make you prime minister’
How can it be that for the HDP, the AKP -- which after all is the initiator of the Solution Process -- becomes tolerable only in conjunction with the CHP? What CHP policy or promise is it that makes the HDP feel secure only if they happen to become a partner in government?
‘Seni Başbakan yaptıracağız’
Nasıl oluyor da HDP için çözüm sürecini başlatan AK Parti bile ancak CHP yanına eklenince katlanılabilir oluyor? CHP’nin hangi vaadi, politikasıdır HDP’yi ancak onlar iktidar ortağı olduğunda güvende hissettiren?
İslamköy’den gelip, İslamköy’e dönmek…
Süleyman Demirel’in ordu adlı fille dansı olarak özetlenecek siyasi hayatı aslında o gün başladı. Türkiye’nin yarı askerî bir diktatörlük olduğu o yarım asrın 40 yılında aktif siyasetin içinde olduğu unutularak Demirel hakkında hüküm verilemez.
Frank Underwood’un aklındaki muhtemel koalisyon…
Bu saatten sonra AK Parti’yle Erdoğan’la temas eden herkesi şeytanlaştırma siyasetleri sadece bu şahin grupların mevzi, müttefik kaybetmesine marjinalleşmesine, karşılarındaki cephenin büyümesine sebep olur.
Seçimler sonucunda ortaya çıkan seçimler üzerine…
Bu seçimde HDP’ye oy vermiş AK Partili Kürtler, Gezi ve 17 Aralık’tan sonra 30 Mart yerel seçimlerinde AK Parti’ye, Cumhurbaşkanlığı seçiminde Erdoğan’a oy vermişti.
Zorunlu bir teşekkür yazısı…
Yazıp yazmamak arasında kaldım. Eski Türkiye’deki büyük dramların yanında ne hükmü olurdu ki bunun. (...) Sonunda yazmaya karar verdim. Yazmasam üzerimde bir hak kalacaktı.
Aşırı platonik bir aşk hikâyesi…
KCK operasyonları olurken cemaat çevreleri bu operasyonların Kürt siyasetçileri özgürleştirmek için yapıldığını söylemiyorlar mıydı? Hatırlayalım; KCK’da Osman Baydemir sanık olmayınca, ona yönelik örgüt mahkemesinin ses kaydı üzerinden propaganda yapılınca dünya tarihinin en kibar o küfrünü etmişti.
Deşifre edilmeyi bekleyen gerçekler…
“Hükümetin Türkmenlere gidiyordu” açıklamasına rağmen, gazeteci hiçbir veriye dayandırmadan neden ısrarla “IŞİD’e giden silahlar” der? Ve neden 15 ay önceki haberi seçime 10 gün kala yeniden patlatır?
Bir gün bir adam bir ağaçtan düşmüş…
27 Mayıs günü, 200 imzalı bildiriyi imzalayan aydınların en az 10’u Türkiye İşçi Partisi üyesi olmuş eski kuşaktandı. Silahlı ve külahlı olmayan solun en büyük başarı hikayesini yazmış TİP, darbenin ardından kurulmuştu.
Açılmayan sandıklardan çıkan ilk sonuçlar…
YSK’nın rüştünü ispat ettiği seçimlerden biri de 27 Mayıs darbesinden sonra yapılan 1961 seçimleri. Eğer seçimlerde hile yapılabilseydi, herhalde o seçimlerde askerin kabusu gerçek olmaz, DP’nin devamı olan Adalet Partisi ve Yeni Türkiye Partisi’ne, CHP’den daha fazla oyla çıkmazdı.
İlk çok partili seçimlerde çocuklar gibi şendik…
14 Mayıs 1950 seçimleri, 16 Şubat 1950’de bu seçim için kurulan Yüksek Seçim Kurulu’nun da ilk sınavı oldu. Türkiye’de demokrasi 14 Mayıs 1950’den sonra çok yaralar aldı. Ama Türkiye, 65 yıldır demokrasi için bir şeyi çok iyi yapıyor: Seçim...
Hiç komik değil
AA’nın yaptığı HPG’nin tehdit mektubu haberinden espriler çıkaran Selahattin Demirtaş haklı. Balık avlayıp satan köylüleri ekolojik dengeyi bozdukları için şehri terk etmeleri aksi halde cezalandırılacakları konusunda uyaran bir silahlı örgüt komik, hatta trajikomik.
Habertürk’te soruldu: AK Parti’yle koalisyon yapar mısınız?
HDP’nin tabii ki adaletsiz seçim barajını geçmek, daha çok vekil istemesi hakkı. Ama barajın arkasında eski Türkiye’nin aktörlerinin yeniden dirileceği bir cennet ama Kürtler için bir uçurum ihtimali görünüyor. AKP’nin Türkiye’si Kürtler için bir cennet değildi. Başörtüsü meselesinin bile üç yıl önce çözüldüğü bir ülkede Kürtlerin çözümü bekleyen daha çok meselesi var.
Cemil Bayık Samsun’a da çıkacak mı?
İstanbul’un ortasında Özgür Gündem bombalanınca, üçüncü sayfa haberi olarak vermiş merkez gazeteler, Mersin ve Adana’da HDP’ye yönelik bombalamalar hakkında failin AKP olduğunu ilk dakikada, paslı komplo teorileriyle bu yüzden ilan ediverdiler.
Bir zamanlar laiklik tehlikedeyken…
Prof. Ekşi’nin “İrticaya” karşı mücadelesi burada da bitmedi. Gençlerde dini saplantıların arttığına ilk o dikkat çekti, İmam Hatip okullarında okutulan kitapların rejime aykırılığını o tespit etti, kadınlara şeriatçılarla mücadele yöntemleriyle ilgili konferanslar verdi.
Yoksa Evren’in cenazesine ABD elçiliği bir çelenk dahi göndermedi mi?
ABD Başkanı Jimmy Carter’ın darbeyi nasıl duyduğunu herkes biliyor. Washington’da Damdaki Kemancı operasının perde arasında. Haberi opera binasına gelip bizzat veren Dışişleri Bakanı Edmund Muskie. Carter’a “Bizim çocuklar yaptı” dendiği efsanesiyle yetinenler bundan sonrasıyla pek ilgilenmeyebilir.
Yeni Türkiye’den eski bir darbeciyi uğurlarken…
Ölmüş Kenan Evren’den nefret etme yarışı belki bütün bu kötü hatıraları, gönül kaymaları, yeterince nefret ettirmeyen naiflikleri, şapşallıkları, belki de herkesin bir tarafından elinin değdiği suç ortaklığını silme telaşıdır.
Yıkık bir minarenin büyük direnişi…
Yüzlerce yıl savaşlara, toplara, işgallere, depremlere karşı yekvücut direnen surlar birkaç yerden dinamitlerle yıkılıp, şehre hava kanalları açılır. Surların yıkılması halkı kızdırır, itiraz edenler yargılanır. Surları bir Fransız arkeolog kurtaracaktır.
Yirminci yüzyılın 98 yılının hikâyesi…
Suudi Arabistan’da yaşayan 20 bin Rusya göçmeni Müslüman o yıl Sovyetlerden gelen propaganda heyetini domates yağmuruna tutmuş, “siz gerçek hacı değilsiniz” diye sloganlar ve küfürlerle karşılamıştı.