“Yargıdan gelen, sokaktan gelen, devletten gelen tehdit; tehdidin dili, tehdidin tarifleri, yaptırım tarifleri bir bütün olarak bakıldığı zaman yeni bir merhaleyi tanımlıyor. Bunun bir kutuplaşma politikası ve hali olduğunun herkes farkında. Tayyip Erdoğan'ın bugüne kadar kullandığı siyasi mücadele yöntemini bilenler için bu şaşırtıcı değil.”
Bir tarafta güçlenmeye çalışan bir amiral gemisi, bir tarafta adaylık üzerinden siyaset yürütmeye çalışan bir parti, üçüncü olarak da alana girmeye çalışan küçük siyasi partiler var. Bütün bunlar bize şunu gösteriyor ki, bir ortaklık etrafında buluşmaya doğru ilerlemelerine rağmen bu siyasi partiler temel olarak hâlâ kendi ana siyasetlerinin etrafında dönüyor, diğerlerini buna davet eden bir dizi hamleler yapıyorlar.
“Son 15 yılda önemli gelişmeler oldu. Bunlardan bir tanesi kültürel çatışmalar alanıdır. Bu alanda bir sentez dalgası üredi. Farklı kimlikler hem kendi içlerinde hem kendi aralarında konuştular. Kimlikler içi ve kimlikler arası konuşma çatışma kadar etkileşimi de önemli ölçüde devreye soktu. Bugün geldiğimiz noktada kimlik meselesi hayatımızın sabit unsurlarından biri olmayı sürdürmekle birlikte düne oranla daha az çatışmacı bir duruma işaret ediyor.”
2021 mevcut ittifaka ne kattı? 1. Milliyetçilik ile ekonomiyi Türkiye’de ilk defa iç içe soktu. 2. Milliyetçi ve muhafazakâr kesimlere yeni bir gelecek tasavvuru aktarmaya başladı. 3. İktidardaki mevcut siyasi ittifak üzerine sorulması gereken yeni sorular ortaya çıktı. 2021 Türkiye’yi ciddi bir yol ayrımına getirdi, 2022’de bu resim tamamlanacak. Eğer siyasi iktidar ya da iktidar bloğu önümüzdeki dönemi kazanır ve bu söylemi siyaset başarısına, seçim başarısına dönüştürebilirse nasıl bir Türkiye’de yaşadığımız yukarıda sorduğum 3 soru ile doğrudan ilişkili olacaktır. Bunun ihtimali nedir? Az bir ihtimal değil.
“Muhalefet mevcut krizi, onun da ötesinde Türkiye’yi nasıl bir çerçevede kuşatarak seçimlere doğru gidecek? Muhalefet içi tartışmalara baktığımız zaman iki ana eksen oluşmaya başladığını görüyoruz. Bunlardan biri daha kişi merkezli bir tartışma. Diğer tartışma ekseni ise ‘kolektif bir program’ hamlesi olarak karşımıza çıkıyor.”