Bugün Gazze'de yaşanan korkunç insan hakları ihlalleri ve insani krizdeki diplomatik yardakçılık, uluslararası hukukun üstünlüğü ve küresel insan hakları sistemindeki yıllar süren aşınmanın bir doruk noktasıdır. Adeta Holokost'un ve İkinci Dünya Savaşı'nın ibretlik ahlaki sonuçları ve bu korkunç sonuçlarla birlikte onlarca yıllık "Bir Daha Asla" ilkesinin özü de unutulmuş gibi: Bu ilkenin mutlak evrenselliği, herkesi koruduğu ya da hiç kimseyi korumadığı ve koruyamayacağı düşüncesine dayanır. Gazze'nin yıkımında ve Batı'nın buna verdiği tepkide açıkça görülen bu çürüme, kurallara dayalı düzenin sonunu ve yeni bir dönemin başlangıcını işaret ediyor.
Eski Başkan Donald Trump'ın damadı ve başkanlığı sırasındaki Ortadoğu danışmanı Jared Kushner, Gazze Şeridi'ndeki sahil mülkleri için "değerli" dedi, “İsrail'in Filistinli sivilleri ülkenin güneyindeki Necef Çölü’ne taşıması gerektiğini” söyledi.
İrlanda Başbakanı, Saint Patrick günü için Beyaz Saray’da buluştuğu İrlanda asıllı Biden’ın yanında konuştu: "Dünyadaki liderler bana sık sık İrlandalıların Filistin halkına neden bu kadar empati duyduklarını soruyor. Cevabı basit. Onların gözlerinde tarihimizi görüyoruz.”
Gazze Alimler Heyeti, dünyadan 100'den fazla İslam alimi ve vaiziyle 'Gazze Fetvası' yayınladı: “Gazze’ye başlatılan saldırılardan önce yapılmış olsa dahi işgalcilerle yapılan her türlü ticari anlaşma şer’en hükümsüzdür ve haramdır. İsrail’i ve onları destekleyenlerin ürünlerini boykot etmek farz, onlardan mal almak ve onlara mal satmak haramdır.”
Türkiye-Suriye sınırı arasındaki İdlib bölgesini kontrol eden Heyetu Tahriru’Şam (HTŞ) örgütü, Suriye Ordusu karargâhına düzenlediği baskında bir T-72 tankına el koydu.
Bu son dört yılda militanların eline geçen ilk Suriye Ordusu tankı. İran askeri analiz sitesi Suriye ordusunu beceriksizlikle suçladı.