Manşet

Hacer Foggo’nun yeni adresi TİP oluyor

Kılıçdaroğlu döneminde CHP’nin Yoksulluk ve Dayanışma Ofisi’nin koordinatörlüğünü yapan Hacer Foggo, CHP’den belediye başkan adayı gösterilmese de siyasete devam edecek. DEVA lideri Babacan’dan gelen teklifi reddeden Foggo’nun Türkiye İşçi Partisi’ne (TİP) katılması bekleniyor.

Can Atalay için neden Anayasa buruşturulup atıldı?

Can Atalay ne yapmış olabilir ki Anayasa Mahkemesi’nin iki hak ihlali kararına rağmen, önce ilk dereceli mahkeme, sonra Yargıtay 3. Ceza Dairesi Anayasa’ya meydan okudu, MHP lideri Bahçeli milletvekilliğinin düşürülmesini Meclis kürsüsünden istedi, TBMM Başkanı bile aylarca direndi ama tepeden bir müdahaleyle Bekir Bozdağ başkanvekili iken karar okutuldu, TBMM, Anayasa Mahkemesi’ni değil, Yargıtay 3. Ceza Dairesi’ni esas aldı, aynı anda AYM, TBMM ve Anayasa buruşturulup atıldı?

DEM Parti: “Başak Demirtaş’ın yaptığı adaylık açıklaması bizim açımızdan resmi başvuru niteliğindedir”

DEM Parti Grup Başkanvekili Gülistan Kılıç Koçyiğit, cezaevinde tutuklu bulunan eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın eşi Başak Demirtaş’ın İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı’na...

“Olmayan bir Yargıtay kararı Meclis’te okutularak milletvekilliği düşürülemez. AYM yine hak ihlali kararı verebilir”

14 Mayıs seçimlerinde TİP’ten Hatay milletvekili seçilen Can Atalay’ın milletvekilliğinin AYM’nin iki hak ihlali kararına rağmen düşürülmesini Anayasa hukukçuları değerlendirdi. Adem Sözüer: “AYM’den sonra TBMM de kurumsal ve kavramsal olarak devre dışı bırakıldı.” Osman Can: “Olmayan bir Yargıtay kararı Meclis’te okutularak milletvekilliği düşürülemez.” Tolga Şirin: “Bugün TBMM; sui generis bir ‘eylemli içtüzük değişikliği’ gerçekleştirmiştir. Madde 85'te öngörülen itiraz usulü üzerine bu durumu 15 gün içinde tespit edebilir. AYM, ihlalin bu yönden de giderilmesi gereğine hükmedebilir”
- Advertisement -

Laik siyaset ve laik sosyolojinin bugünlere gelişteki sorumluluğu (5): 2007 için zemini yumuşatma kampanyaları, 2003-2006

Türkiye'de siyasi iktidarın “geçici” olmadığı, tam tersine başka alanlarda da (ekonomik, sosyal, belki kültürel, vb.) iktidar kaymaları yaratabilecek bir güçte ve kapsayıcılıkta olduğunun ortaya çıkmaya başladığı 2004-2005'ten itibaren yalnız iktidardaki siyasi sınıfa değil onlara oy veren toplumsal kesimlere karşı da korku-nefret karışımı bir duygu oluştu. Bu durumda, siyasal ve sosyal alanlara girmeye başlayan yeni iktidar sahiplerine karşı mücadelenin neye dayandırılacağı da kendiliğinden ortaya çıkıyordu: Bu duyguyu daha da büyütmek, bu yolla mevcut iktidarla onun temsil ettiği sosyal sınıfları düşmanlaştırmak ve sonunda onları geldikleri yere göndermek!

En Son Çıkanlar