Evet, İmamoğlu 1988 yılında University College of Northern Cyprus’un girerken ve 1990 yılında İstanbul Üniversitesi’ne geçerken bu üniversite YÖK’ün denklik verdiği bir üniversite değildi. Ama o yıllardaki kurallara göre yatay geçişte denklik şartı muğlaktı ve üniversitelere bırakılmıştı. İmamoğlu gibi 1988-1992 yılları arasında yüzlerce kişi de bu kestirme yolu kullandı. Sonra da bu yol suistimal edilince 1993’te kapatıldı, hepsi sınav sistemi içine sokuldu. Mevzu böyle. Günün sonunda elimizde iki cumhurbaşkanı adayı ve iki diploma var. Sonuçta durum eşitlenmişe benziyor. Hukuku zorlayıp bu eşitliği bozmaya gerek yok.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, İstanbul Üniversitesi Rektörlüğü'ne yazı göndererek, İmamoğlu'nun yatay geçişinin kabulüne ilişkin işlemleri kimlerin yaptığının ve benzer şekilde yatay geçiş yapanların isimlerinin bildirilmesini istedi.
Devlet Bahçeli'nin, Öcalan'a yaptığı çağrı, Türk milliyetçiliği açısından bir mihenk taşı oldu. Milliyetçiler arasında tartışmalar hız kazandı. Bahçeli'ye ağır eleştiriler yapanlar, hatta beddua okuyanlar oldu. Öte yandan milliyetçilerin önemli bir kısmı Bahçeli'nin tutumunu destekliyor. Gerçek milliyetçiliğin, ülkenin zenginleşmesi, dostlarının artması ve yatırımların çoğalması ile anlam kazanacağını savunan Türk milliyetçileri görüyoruz.
Suriye'de yeni Anayasa hazırlanması sürecini konuşmak için farklı kesimlerden 600’ü aşkın temsilcinin davetli olduğu Suriye Ulusal Diyalog Konferansı Şam’da yapıldı. Cumhurbaşkanı Ahmed Eş-Şara, konferansın açılışında "Silahın tek elde toplanması bir lüks değil, farzdır" dedi.18 maddelik sonuç bildirgesinde geçici yasama konseyinin kurulması, anayasanın hızlandırılması, ifade hürriyetinin garanti altına alınması istendi, İsrail’e tepki gösterildi, “Resmi kurumlar dışındaki silahlı oluşumlar yasa dışı gruplar olarak görülmelidir” dendi.