Alman araştırmacı Ulla Johansen’in 1957’de Yörüklerin arasında yedi ay yaşayarak kaleme aldığı araştırma kitabının (2004) önsözünü dünyaca ünlü romancı Yaşar Kemal yazdı. Ne var ki Kültür Bakanlığı bürokratları, “Alevi Kürt” diye bir etnisitenin olmasının imkânsızlığını “bilimsel metotlarla” Yaşar Kemal’e anlattılar ve önsözün çıkartılmasını istediler. Yaşar Kemal ikna olmadı ama sonuçta bürokratlar kazandı, kitap önsözsüz basıldı. İşin ilginç bir yanı da şu: Yaşar Kemal gibi uluslararası üne sahip bir yazarın önsözüne uygulanan sansür o dönemde basında hiç tartışılmamış. Konuyu Yaşar Kemal de gündeme hiç getirmemiş.
Simon Leviev adını kullanan Shimon Hayut’un Tinder’de açtığı hesapta kendisini lüks yaşam tarzına sahip biri olarak gösteren profiliyle çok sayıda kadını kandırdığı ortaya çıkmıştı. Hayut, Netflix’te yayımlanan “Tinder Avcısı” belgeseline konu olmuştu.
Yukarıda soldaki zevatı herkes tanıyor. Ortada İmparator Hirohito (1901-1989). Sağda Mareşal Amiral İsoroku Yamamoto (1884-1943), Pearl Harbor baskınının mimarı, uçağı düşürülüp de ölünceye kadar İmparatorluk Donanması başkomutanı. Seksen yıl sonra bugün, ne âlemi var hepsini tekrar hatırlamanın? Putin’in yarattığı ve sonra kabahati Batı’ya bulduğu Ukrayna krizi, yer yer Hitler’in inatçı ve yalancı saldırganlığını andırmakta. Rusya - Çin yakınlaşması da Avrupa’da kurulan Faşist-Nazi Mihverine, özellikle 1936’daki Anti-Komintern Paktı’yla, Uzak Doğu’da Japonya’nın ortak olmasını çağrıştırıyor.
Washington Post, geçtiğimiz ay Etiyopya ordusunun 59 sivilin hayatını kaybetmesine neden olan sivil kampa saldırısında Türkiye yapımı SİHA’ların kullanıldığını iddia etti. Saldırı sonrası bulunan mühimmat parçalarının Roketsan yapımı MAM-L mühimmatlarıyla uyuştuğu öne sürülen haberde, MAM-L’lerin Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın damadı Selçuk Bayraktar’ın yöneticisi olduğu Baykar tarafından üretilen Bayraktar TB2 SİHA’larında kullanıldığına dikkat çekildi. Hükümete yakın medya Etiyopya’da devam eden iç savaşta Etiyopya devlet güçlerinin Bayraktar TB2 SİHA’ları kullandığını duyuran coşkulu haberler yapmıştı.
Ne olursa olsun ve kim ne derse desin, kutuplaştırmadan yakındığımız bir dönemde, farklı kutuplardaki siyasi partiler, “Birlikte bir şeyler yapabiliriz” diyerek hazırlanıyorlar. Mevcut sistemi değiştirmek konusunda bir mutabakatları var. Bunu muhtemelen ortak Cumhurbaşkanı adayı izleyecek. Sonra da yeni bir anayasa… Siyaset, kısa vadeli ve çözüme yönelik hedeflere kolay yaklaşır. Parlamenter rejime dönüşü sağlayacak bir yol haritası çizmek ana hedef gibi görünüyor.