Hiçbir papanın yapamadığını yaptı, Katolik Kilisesi’ni yumuşattı daha sevimli bir hale getirdi. Küresel bir hayranlık kazandı. Vatikan Sarayı yerine iki odalı basit bir apartman dairesinde yaşamayı seçti. Geceleri korumasız olarak yoksul mahallelere giderek insanlarla ekmeklerini paylaştı.
Ali Babacan, kabine toplantısı sonrası 'ekonomik kurtuluş savaşı' ifadesi kullanan Cumhurbaşkanı Erdoğan'a cevap verdi: "Bu ülkenin tertemiz insanlarını aldatmayın. Evet, halkımız, bu vatan için her türlü zorluğa göğüs germeye hazırdır. Ancak bu milletin fedakârlığını, cefakârlığını istismar etmeyin. Yeter artık. İktidarınızın süresini uzatmak için, şahsi bekanız için, milletimizin tertemiz duygularını kirletmeyin!"
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, kabine toplantısının ardından konuştu: "Ülkemizi denklemin dışına itmek isteyenlerin kur, faiz ve fiyat artışları üzerinden oynadıkları oyunları görüyoruz. Ülkemizi bunca tuzaktan, badireden nasıl çıkardıysak Allah'ın yardımı ve milletimizin desteğiyle bu ekonomik kurtuluş savaşından da zaferle çıkartacağız", “Mandacı iktisatçıların reçetelerine bunun için itibar etmiyoruz. Fahiş fiyat artışları yapan fırsatçılara da göz açtırmayacağız, hepsinin tepesine tepesine bineceğiz."
Bolu’da yabancı uyruklulara yönelik su fiyatlarının dolar kuru üzerinden tahsil edilmesi ve yabancıların nikah ücretlerinin 100 bin TL olmasını içeren maddelerin de bulunduğu fiyatlandırmalar belediye meclisinde oylamaya sunuldu. Oylamada AK Partili ve MHP'li meclis üyeleri red oyu verirken, 2 CHP'li meclis üyesi çekimser oy kullandı. Diğer CHP'li ve İYİ Partili meclis üyeleri ise karara kabul oyu verdi. Karar mecliste oy çokluğuyla kabul edildi.
Kazakistan'da katıldığı bir toplantıda konuşan 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül: "Sadakati liyakate, parti politikalarına itaati ise düşünce özgürlüğüne önceleyen otoriter hükümetler zaman içinde canlı bir sivil toplumu ve yaratıcılığını kaçınılmaz olarak yok edecektir. Bu kaçınılmaz olarak sınırlı inovasyona, daha yavaş ekonomik büyümeye ve daha az refaha yol açacaktır. Başka bir deyişle, toplumu kontrol etmeye yönelik katı otoriter önlemler, sürekli ekonomik büyüme ve müreffeh bir toplum meydana getiremez."