Sahtekârlığı ölçüsünde korkak ve beceriksiz çıktı. Serserilerini tahrik edip Meclisin üzerine sürdü. Ama kendisi bir Führer olamadı. Başlarında yürüyeceğine, Hitler’in son günlerinde yerin yedi kat altındaki bunkerine kapanması misali, gidip Beyaz Saraya saklandı ve baş sorumlusu olduğu faciayı televizyondan seyretti.
Cumhurbaşkanlığı'nın Boğaziçi Üniversitesi öğrencilerinden oluşan bir grupla görüşmek istediği iddia edildi. Boğaziçi Dayanışma'dan "TÜRGEV kendini ne sanıyor?" başlığıyla yapılan açıklamada talebin reddedildiği belirtildi. TÜRGEV yetkilileri ise iddiayı yalanladı.
Bu mevzu konuşulurken çoğu kez “AK Parti ile HDP’nin arasında” diye ideal bir yer tarif ediliyor. Anlatılmak istenen, yeni partinin bu iki partinin yanlışlarından arınması ve bu partilerden rahatsızlık duyan Kürt seçmenin rağbet edeceği bir yere konumlanması. Temiz, steril ve ideal bir yer! Ne ki böyle bir yer yok.
ABD Başkanı Trump’ın dünkü (6 Ocak) demokrasiyi boğma hamlesi, ABD siyasetinde ve kamuoyunda onu cezalandırma yönünde güçlü bir eğilimin doğmasına yol açtı. ABD Anayasası’na 1967’de eklenen bir madde, Trump’ı 20 Ocak’tan önce başkanlıktan düşürme imkânı veriyor. Amerika Bülteni, dünkü olaylardan sonra 25. maddeyi ele alan bir haber yayımladı. Aktarıyoruz.