Kontrolsüz ve plansız siyaset, sonunda toplumsal tepkiselliği beraberinde getirmiş durumda. Zaten büyük bir ekonomik sıkıntı içinde olan, işsizlik yaşayan, geçim derdine çare bulamayan halk kesimleri, Suriyeli sığınmacıyı bütün bu dertlerin nedeniymiş gibi görmeye başladı.
AKP'lilerden gelen "Suriyeliler giderse ekonomi çöker" söylemini veriler doğrulamıyor. Yaklaşık 1 milyon Suriyeli, kayıt dışı ve düşük ücretle çalışıyor. Suriyelilerin kurduğu şirketlerin sayısı ise yüzde 1 bile değil.
Araştırma alanları arasında otoriter rejimler, rejim değişimi, din ve siyaset, darbeler ve anket çalışmaları bulunan Dr. M. Tahir Kılavuz, Perspektif’te bugün yayımlanan makalesinde Tunus’un bundan sonrası için üç ihtimali sıralıyor: Nahda hareketinin baskılanması (Mısır modeli), Cumhurbaşkanı Kays Said’in başkanlığında yarı-otoriter bir rejim, Kays’ın yolsuzlukları ve ekonomik sıkıntıları geriletecek ‘sıkı’ ara rejiminin ardından Anayasal düzene geçiş.
AK Parti’nin ağır sorunları var. Çözüm, öncelikli olarak, rasyonel bir tahlili gerektirir, “wishful thinking”i değil. Gerçi wishful thinking de iyidir ama Yasin Aktay’ın “AK Parti’ye ciddi bir kayış görüyorum” ve “Kopuş varsa da bunun Kürtlükle alakası yok” cümlelerinde olduğu gibi abartıldığında insanın kafasını duvara çarpması ihtimali de yüksektir.