Joe Biden’ın zaferini ilan etmesinin ardından dünyanın her yerinden tebrik mesajları geldi. Yeni ABD başkanını şu ana kadar tebrik etmeyen liderler listesinde Putin, Suudi kralı, Çin lideri Xi Jinping, Bolsonaro, Orban ve Obrador ile birlikte Cumhurbaşkanı Erdoğan da var. Bugün Gine'de 18 Ekim'de gerçekleşen seçimlerin kesinleşmesi üzerine bir tebrik mesajı yayınlayan Dışişleri Bakanlığı da ABD'deki seçimlerle ilgili henüz bir açıklama yayınlamadı.
Joe Biden: İrlanda göçmeni. Katolik. 30 yaşında senatör seçildi. Seçimden bir ay sonra eşi ve bir yaşındaki kızını trafik kazasında kaybetti. Kazadan kurtulan oğlu da, 2015’te, kendisi başkan yardımcısıyken 46 yaşında kanserden öldü. 1987’de ve 2008’de iki kez başkanlığa aday oldu, kazanamadı. Körfez Savaşı’na karşı çıktı, Bosnalı Müslümanlara silah ambargosunun kaldırılmasını savundu. 2003’te Irak savaşını destekledi. 2011’de Irak’tan çekilmeyi destekledi. Alkol kullanmıyor. Üç çocuğu ve beş torunu var. 12 Kasımda 78 yaşına girecek. ABD tarihinin en yaşlı başkanı.
Biden ve Harris seçim zaferi konuşmaları için kürsüye çıktı. Biden: Benim için mavi ve kırmızı eyaletler yok, Amerika var. Bu gece şimdi ve burada acımasız şeytanlaştırma devrini kapatalım dedi. İlk kadın, ilk siyah, ilk Asyalı (annesi Hindistanlı) ve ilk Pasifikli (babası Jamaikli) başkan yardımcısı unvanlarını alan Kamala Harris: Bu göreve gelen ilk kadın olabilirim ama sonuncusu olmayacağım. Biden’ı henüz tebrik etmeyen liderler arasında Putin, Suudi kralı, Çin lideri Xi Jinping, Bolsonaro ve Orban ile birlikte Erdoğan da var.
Ağır yazıya hafif başlangıç. 1999 Türkiye Kupası’nın 3. turunda Fenerbahçe Pendikspor’la eşleşmiş ve 2-1 mağlup olmuştu. Kendisi de hasta Fenerli olan rahmetli Tosun (Terzioğlu), daha beni kapıda görür görmez gardını almıştı: “Hiç üstüme gelme, Anayasa Mahkemesine gidiyoruz.” Son günlerin aynı absürd havadaki iki güzel esprisi: (1) Trump seçimleri iptal ettirmek için Amerikan mahkemelerini bırakıp YSK’ya başvuracakmış. (2) Gene de yeniletmese iyiymiş, çünkü bu sefer fark 800,000 olurmuş.
Çoğunlukla Polonyalı bir Yahudi olduğu düşünüldüyse de 7 Kasım doğumlu Marie Curie filmde kendisini kötü bir Katolik olarak tarif ediyor. Peki ben neden ‘’Madam Curie Müslüman mıydı?’’ diye bir başlık koydum bu yazıya? “Başlıkta sahtecilik” olarak değerlendirebilirsiniz tabii hiç alınmam. Hâlâ okuyorsanız merakınızı daha fazla istismar etmeden asıl sorumu soruyorum; Neden Müslüman coğrafyadan Madam Curie’ler çıkmıyor?