Ah Ali Bey, siz bilmezsiniz, belli ki artık ikrah edip bir noktada kesmişsiniz izlemeyi; bu konu asıl eskiden, Erdoğan’ın ani dönüşlerinin yeni yeni başladığı zamanlarda çok zevkliydi. “Troller, kuşlar, yandaşlar” artık öğrendiler kiminle dans ettiklerini, öyle hemen dolduruşa gelip öne atmıyorlar kendilerini; yakında yeni bir dönüş olur, temkinli olalım diyorlar. İnanın, yok bu işlerin eski tadı.
Diyarbekir’e de bir haller olmuştur. Şehir, eski şehir değildir. Kıbrıs’ta cereyan eden hadiseler ahengi bozmuş, şehrin üstüne kara bulutlar toplanmıştır. Kıbrıs'ta Rumların Müslümanlara yaptıklarının faturası Diyarbekir'deki gâvurlara çıkarılır. Neticede bir tarafta Müslümanlar, diğer tarafta gâvurlar vardır ve herkes tarafını seçmek zorundadır.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun, 21 Nisan 2019 tarihinde Ankara’nın Çubuk ilçesinde katıldığı piyade sözleşmeli er Yener Kırıkçı'nın cenaze töreninde saldırıya uğraması ile ilgili...
Sonunda milletvekili olmadım, gazeteci oldum. Tarsus gibi bir taşra kasabasında o günün koşulları içinde uzaklardaki ulusal gazetelerde yazar olmak, hayalin bile ötesindeydi. Ben gazeteci olarak mesleğimden memnunum.
27 Kasım tarihli “İktidar olmak böyle bir şey” başlıklı yazımın bir bölümü şöyleydi: “AK Parti İstanbul Milletvekili Ahmet Hamdi Çamlı, restore ettirdiği tarihi Vezir Çeşmesi’nin kitabesine babası Zeki Ahmed Çamlı’nın ismini ekletmiş, bunun için yeni bir kitabe yazdırmış.” Ahmet Hamdi Çamlı aradı. Söz konusu haberin İstanbul Büyük Şehir Belediyesi ekibinin bir iftirası olduğunu ifade etti.