Kanada’nın yatılı okullarından sağ kurtulan yerliler, kurtulamayanların hikâyelerini anlatıyor: “Rüzgârlı bir sonbahar sabahı, Saskatchewan’ın Barry Kennedy pitoresk Qu’Apelle Vadisi’nin aldatan manzarasına gözyaşları içinde bakıyor: Tarladan 751 çocuğun kemikleri çıkarılıyor. Altında yatan tarihin en acı hikâyelerinin aksine vadi, ilk bakışta insana muhteşem bir doğal güzellik sunuyor. Altında ise insanlığın en dramatik hikâyelerini gizliyor.”
Temmuz ayının başlarında, İsviçreli biyolog Wilson Edwards, sosyal medya hesaplarından Covid-19’un kökenleriyle ilgili tartışmada ABD’yu suçlayan bilgiler paylaştı. Bu süre zarfında Çin devlet medyasına bağlı kuruluşlar Edwards'ın yorumlarına geniş bir biçimde yer verdi. Ardından Edwards’ın yorumlarını yaymak için Çin devletiyle bağlantılı 500’ü aşkın hesaplık bir ağ devreye girdi. Sonra anlaşıldı ki Wilson Edwards diye bir biyolog yoktu, onu Çin yaratmıştı. Hikâye, önceki gün Facebook’un 524 Facebook hesabını, 20 sayfayı, 4 grubu ve 86 Instagram hesabını kapatmasıyla sona erdi.
İHD Eş Genel Başkanı Avukat Eren Keskin'in evi 2,5 yıl önce Dersim’de yaptığı konuşma nedeniyle başlatılan soruşturma kapsamında polis tarafından basıldı. İHD Keskin'in gözaltına...
2022 ABD seçimlerinin senatör adayı Dr. Mehmet Öz Türk kimliğini ve Türkiye geçmişini açıkça belirtmemeyi tercih ediyor. Aday olmadan önce Türk kimliğini sık sık vurgulayan, özellikle pandemi döneminde ‘Türk usulü el yıkama’yı ABD halkına gösteren isim olarak öne çıkan Dr. Öz’ün kampanyasının internet sitesinde bu konuda hiçbir bilgi yer almıyor. Tanıtım videosunda ailesinin göçmen olduğu vurgulanıyor ama nereden göç ettiği belirtilmiyor. ABD’li Ermenilerin Öz aleyhine başlattığı kampanya ise tam tersine onun Türklüğünün hatırlatılması temeline dayanıyor.
O kadar büyük bir olay, muazzam bir viraj, gerçekten tasarlanmış bir vizyon mu söz konusu? Cumhuriyet tarihinde mi, mevcut iktidarın yokuş aşağı yuvarlanmasında mı bir dönüm noktası? Hep ne yaptığını bilen ve herkesten daha iyi düşünen bir hükümetle mi yüzyüzeyiz? Dünyadan kopma ideolojisine, çok önceden karar verilip sadece adım adım açığa vurulan bir tür takiyye stratejisiyle mi gelindi? Yoksa mecburiyetten kaynaklanan bir sıkışmışlık ve çaresizlik mi yaşanıyor?