Ali Babacan, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Yerimiz Batı” sözlerini eleştirdi: “Ekonomiyi batırdıklarını anlamaya başlayınca, Avrupa Birliği’nden söz etmeye başladılar. Pabuç pahalı tabii. Senelerce ‘Eyy Batı’ diyerek ülkeyi içe kapattılar. Bu konuda da sözümüze geliyorlar. Lafta kopya çekmeye devam ama icraatta bir şey yok.”
Cumhurbaşkanlığı sözcüsü İbrahim Kalın, Çakıcı’ya sahip çıkan Bahçeli için “kişisel hukuk ile hukukun ortaya koyduğu normlar arasında bir çatışma olmaması gerekir” dedi. Kalın, Bülent Arınç’ın Demirtaş’la ilgili sözleri için de, konunun salt hukuki bir açıdan ele alınamayacağı, işin politik boyutunun da olduğu değerlendirmesinde bulundu.
Böyle imam mı olur? Olur. Tanıdığım böyle bir imam var. Böyle Meryem mi olur? Olur. Tanıdığım bir Meryem var. Öyle psikiyatrist mi olur? Olur. Peri gibi bir doktor tanıdım ben. Evet, geçen haftaki yazının devamı bu. Çünkü bir başkadır benim memleketim. Ama iyi anlamda değil.
“Gazoz olma efsane ol” reklamı bir yana, gazozun gerçekten “efsane” olduğu dönemdi o yıllar. Batı’ya omuz atmamızın tarihinde, İngiltere Kraliçesine geleneksel çay saatinde fincanda gazoz içirdiğimiz reklamın yeri ayrıdır. O gazlı özgüvendir ki, Formula 1 İstanbul’da geleneksel şampanya yerine gazoz patlattırır.
Türkiye'de gazetecilerin yıpranma hakkını basın kartı sahibi olma şartına bağlayan kanun teklifi AYM kararına karşın yasalaştı. Yasaya karşı çıkan meslek örgütleri, bunun "hak gaspı" olduğu görüşünde.