Beşiktaş Belediye Başkanı Ali Rıza Akpolat’ın gözaltına alındığı operasyonla ilgili yeni iddialar ortaya atılıyor. Sabah gazetesi, soruşturmanın merkezindeki Bilginay şirketinin İBB iştiraklerine verdiği büyük ihalelerin de dosyaya girdiğini iddia etti. Milliyet yazarı Zafer Şahin, isim vermeden operasyonun Şişli Belediye Başkanı Emrah Şahan ile İmamoğlu’na yakınlığıyla bilinen Mahir Polat’a, Yalçın Bayer ise Beyoğlu Belediye Başkanı İnan Güney’e uzanabileceğini yazdı.
Dolmabahçe Mutabakatı’nda bulunan, Çözüm Süreci döneminin başbakan yardımcısı Yalçın Akdoğan uzun bir aradan sonra ilk kez konuştu: “Devlet Bey'in konuşmasını duyunca elimdeki çatal yere düştü. Yaptığı yüksek siyasettir. Paradigma seviyesinde yüksek seviyesindedir. Tayyip Erdoğan buradan geri duran bir insan değil. Bu işi hükümet yapıyor. Öcalan birçok gizli servisle düşüp, kalkmış, farklı devletlerin desteğini görmüş bir adamı çok küçümseyip de hata etmemek lazım. Öcalan 'devrimci şiddet yok, silah yok, demokratik siyaset' noktasına geldiyse önemli noktadır. Örgütün blok olarak Apo'ya karşı durabileceğini sanmıyorum. Apo örgüt üzerinde etkilidir. Eğer dinlememe gibi durum olursa iyot gibi ortada kalırlar.
Nasıl oldu? Bu devrim fetişizmi nasıl gelişti? Bir halk ayaklanması olarak devrimden, bir bakıma devrimin inkârı demek olan diktatörlüğe ilk yürüyüş nasıl gerçekleşti? Olası çatışma ve pazarlıkların bir tarafındakilere, “devrimse (devrim olduğuna göre) her şeyi peşinen kabul etmelisiniz” demeye getiren bu öz-kutsallık hissi, nasıl Marksist devrim teorisinin sınırlarını da aşıp tamamen keyfî, sübjektif bir belirsizliğe ulaştı?
Suriye’de çoğulcu bir sosyopolitik düzen ve bir hukuk devletinin inşası adına niyet beyanı en başta gelen doğru adımdı; bu atıldı. Bu beyan ve ilk uygulamalar, yani Suriye’nin çeşitli renklerini oluşturan tüm kesimlerin temsilcileriyle yapılan görüşmeler yeni yönetime bir zaman kredisi de sağlıyor. Bugünden yarına sivil bir anayasa yapılamayabilir. Ancak güven duyulan bir iradenin varlığı ve sürece egemen olduğu yönünde bir kanaat tüm kesimlerde oluşturulabilirse, yoldaki aksaklıklar, kazalar ve yanlışlar, ağırlığından daha fazla bir etki yapıp düzeni bozmaz.
Bahçeli’nin ön ayak olduğu yeni açılımda, devlete egemen akıl, daha büyük bir ağırlıkla açılım istiyor. Laik çevrelerdeki psikolojik iklim ise çok değişken ve dengesiz. “Olmaz kardeşim bu milletle olmaz” karamsarlığı, bir entelektüel duruş gibi sunulabiliyor. “Bu işten de iktidar kazançlı çıkar, biz açıkta kalırız” ruh hali de belirgin. Topluma güvenmeyen, halka güvenmeyen muhaliflik, alttan alta etkili.