Kuruluşu bugün resmîleşen Yeşiller Partisi Twitter’da 13 ayrı dilde “merhaba” diyerek siyasi hayatına başladı. Partinin ana sayfasında 5 ilke yer alıyor: Karbonsuz ekonomi; su hakkı; iyi, temiz ve sağlıklı gıda; yeşil yeni düzen ve cinsiyet eşitliği.
Trump’ı, Putin’i ve Çin’i aklayanların veya en azından onların yaptıkları mezalim karşısında suskun kalmayı seçenlerin, onlar yaptığında suskun kaldığı şeyler üzerinden Avrupa Birliği’ni ‘kötünün kötüsü’ olarak resmetmesinin makul bir izahı olamaz. Bu, gözbağcılıktır; toplumu bir noktaya kilitleyip el çabukluğuyla bir iş kotarmaktır.
Eğer güçlü bir demokrasi, özgür bir medya, yerleşmiş bir hesap verme ve hesap sorma sistemi varsa o contanın neden yandığı da ortaya çıkarılabilir. İyi sistemler kendi kendilerini tamir edebilenlerdir. İtibar örtbasta değil, kendi hatasını düzeltmekte aranır. Böylece geriye saklanmış hatalar üzerine kurulu çürüyen bir sistem değil, sürekli bazen yıkım pahasına kendini yenileyen dinamik bir yapı kalır. Kurumsal kibir, resmi itibar kaygısı karşısında ahlaklı, şahsiyetli insanlar bulur ve onlardan korkmaya başlar.
İhvan Rehberlik Konseyi Vekil Başkanı İbrahim Munir, El Cezire’ye verdiği söyleşide, rejimin İhvan’ın Sisi’yi cumhurbaşkanı olarak tanıması karşılığında arkadaşlarının salıverilmesi teklifiyle ilgili olarak şöyle dedi: "Dürüst olacağım, bu kararı elinde tutanlar hapistekilerdir, dışarıda olanlar olarak bizler bunun sahibi değiliz…" Anadolu Ajansı’nın konuya dair haberi şöyle:
“Burası cennet olmalı”ysa filmin adı, cennet de, huri de “zeytinlikteki kadın”da gizli olmalı. Suleiman’ın filminde o kadına rastladığı uzun ama dar patikanın da bir tarafı tümüyle kaktüsler, diğer tarafı boydan boya zeytin ağaçlarıyla örtülü. Hem zeytin ağacının cennetten çıkma olduğuna inanılır, değil mi…