Manşet

Narin Davası kararına en üst düzey itiraz: İstinaf mahkemesi başkanının şerh yazısının detayları

Narin Cinayeti Davası’ndaki karar istinafta oy çokluğuyla onandı. İstinaf mahkemesi başkanı, kararın bozularak yerel mahkemeye yollanması kanaatinde olduğunu belirterek şerh düştü. İstinaf mahkemesi başkanının şerh yazısında yerel mahkeme kararının dayanakları olan “daraltılmış baz”, Ulusal Kriminal Büro’nun kamera inceleme raporu ve Nevzat Bahtiyar’ın ifadeleriyle ilgili detaylı incelemeler yer aldı; “şüpheden sanık yararlanır” ve “delilden sanığa gidilir” ilkeleri hatırlatıldı.

RÖPORTAJ | Av. Levent Mazılıgüney: “On binlerce mahpus bayramda aileleriyle kavuşmak üzere eşyalarını toplamıştı”

Av. Levent Mazılıgüney, infaz düzenleme paketinde son dakikada yapılan değişiklikleri Serbestiyet’e değerlendirdi: 60 kişilik bir koğuşta her bir mahpusun eşyalarını topladığını bir mahpus yakını iletti. Mahpus aileleri de bayram için hazırlık yapmaya başlamıştı çoktan. Maalesef siyasetin oluşturduğu beklenti hayal kırıklığı ile sonuçlandı. Mahpusların toplanan eşyaları tekrar dolaplarına kaldırıldı. En az bir milyon kişi bayrama buruk girecek. Suç tipine göre yapılması bile bu aşamada anlamsız olan tartışmaların, aynı suçları işledikleri iddia edilen farklı insan gruplarına yönelik yapılması ne hukuki ne de insanidir.

27 Mayıs Darbesi ile yüzleşebildik mi?

Bu soruya cevap ararken aklıma hep Yassıada (yeni adıyla “Demokrasi ve Özgürlükler Adası”) geliyor. Bu sorunun karşılığını mekanda bulduğunu düşündüğüm için. Yassıada’yı bir hafıza mekanı olarak koruyabilmiş olsaydık, inanıyorum ki bugün çok farklı bir yerde olacaktık. Burada çok değerli bir deneyim fırsatı kaybedildi. Gerçekleşen şey bir “rant projesi” falan değil, bir iyileşme fırsatının nasıl heba edileceğinin bir örneği. Burası darbelerle yüzleşmek, Türkiye siyasal tarihindeki yaşanan şiddet olaylarını, travmaları anlamaya çalışmak için eşsiz fırsattı.

Dünyanın En Büyük Yalancısı Yarışması

Platon’un Devlet’inde bazı yalanlar “çare, ilaç”, “soylu, kutsal yalanlar”. Bu fikre devletler de bayılıyor. Hakikatten bihaber kulların “ilacı” da o olunca, yalanın kuyruğunu tut tutabilirsen. Öyle ki insanlar yalan söylemek, dinlemek için toplanıyor. Ama bu bizdeki sıradan açık oturumlar gibi değil uluslararası bir yarışma. Böyle yarışmaları “çocuk oyunu” kılan politikacılar da var tabii ama onların bu etkinliğe katılması yasak.
- Advertisement -

Siyasi ehlileştirme aracı olarak “Meâl Yasakları” bumerang mı?

Süreci yakından takip edenler biliyorlar ki aslında konu meallerdeki hatalar ya da aşırı yorumlar değil. Prof. Dr. Mehmet Görmez’in Diyanet İşleri Başkanı olmasının ardından pek çok tarikat yapılanması harekete geçti, ellerindeki siyaset ve medya gücünü de kullanarak Görmez’in görevini bırakmasına yol açtılar. Bu süreçte “yenilikçi, sapkın, modernist, gelenek karşıtı” olarak gördükleri bir çok ilahiyatçı akademisyen hakkında sistematik yıpratma ve karalama kampanyaları düzenlediler. Mealler üzerinden daraltılan inanç özgürlüklerinin diğer alanlara da sıçraması bu yasayla mümkün hale getirildi.

En Son Çıkanlar