Manşet

Amedspor plansız, Erzurumspor akışkan

Erzurumspor’un akışkan ve disiplinli oyunu karşısında Amedspor’un plansız, detaysız ve doğaçlama futbolu, maçı bir an olsun kontrol altına alamadı. Erzurumspor, bu üstünlüğüne rağmen bir puana razı olurken, Amedspor’un aldığı bu puan, sahadaki oyundan çok taraftarın muhteşem enerjisine borçlu. Amedspor, savunma stratejisini yeniden inşa etmeden, oyunu kompakt bir çerçeveye oturtmadan ve hücumda organize bir plan geliştirmeden bu tür maçlarda tutunamaz.

Yıkıntıların altından canları kurtarır gibi hafızamızın üzerine çöken enkazı kaldırmak

17 Ağustos depreminden sonra devlet yardım çalışmalarını yürüten ve yönlendiren sivilleri engellemeye kalkıştı. Bunun üzerine hemen harekete geçildi, bütün gazetelerde tam sayfa yayınlanacak bir duyuru hazırlandı. Bu duyuru altında yüzlerce STK’nın imzasıyla ertesi gün bütün gazetelerde tam sayfa yayınlanıp, televizyonlarda da tekrarlanınca Cumhurbaşkanı Demirel mesajı aldı. Anında bütün talepleri kabul ettiğini ve devletin sivillerin çalışmalarını destekleyeceğini kamuoyuna ilan etti.

Sumo amcanın bana vasiyeti

1969 yılı. Ankara Siyasal Bilgiler Fakültesi’nde öğrenciyim. Gençlik hareketinin zirveye tırmandığı “sürekli eylem” günlerindeyiz. Samsun-Ankara “Tam Bağımsızlık İçin Mustafa Kemal Yürüyüşü” yeni bitmiş. Okulun “Fikir Kulübü Başkanı”yım. Akrabam olduğunu söyleyen bir grup köylü beni görmek üzere geldi. SBF kantininde buluştuk. Soğuk bir kış günü. Gelenler, uzun yün paltolarıyla haşmetli görünüyorlardı. Kırşehir’in Çadırlı Hacı Yusuf Köyü’nden gelmişlerdi.. Yakup ağabey başlarındaydı. Dedemin amcasının oğlu Sumo (İsmail) amca ailenin en büyüğü olarak bizleri görmek, tanımak istediğini söylemişti.

Tanrı ve kötülük sorunu: Özgürlüğün kör noktası

Bu yaklaşımların kimisi Tanrı’yı yüceltmek için insanın, kimisi de insanı sorumlu kılmak için Tanrı’nın elini kolunu bağlama yoluna gitti. Ortayolu tutturmak isteyen devekuşu misali çözümler de itikadi olarak yeterli olsa bile felsefi olarak tatmin edici olamıyor.
- Advertisement -

Erkeğe iki, kıza bir: Dün adalet, bugün soru

Şöyle bir örnek ile düşünelim: Bir babanın tarım arazisi… Okumayıp köyde çiftçilik yapan kız kardeşin mi hakkıdır, yoksa okuyup Amerika’da genetik mühendisi olan erkek kardeşin mi? Dün net görünen adalet, bugün soruların ortasında bulanıyor. İşte tam burada mesele bir “hüküm” meselesinden çok, zaman ve zeminin yeniden tanımladığı adalet algısı meselesine dönüşüyor. Bir ayetin ilk muhatapları için ilerici olması, her çağda aynı ilericiliği garantiler mi? Dün ilericilik olan bir hüküm, bugün koruyucu vasfını yitirmiş olabilir mi?

En Son Çıkanlar