Manşet

Retrotopyanın gölgesinde: Türkiye’de geçmişle kurulan gelecek

Bugünün Türkiye’sinde de bu retrotopik eğilim açıkça hissedilmektedir. Siyasal dil, sürekli geçmişin “şanlı” hatıralarını çağırmakta, toplumsal belleğin çeperinde kalanlar ise marjinalleştirilmektedir. Bu yüzden bugün en acil ihtiyaç, geçmişe dönmeyi değil, geleceği yeniden hayal etmeyi cesaretle savunmaktır.

Cennete giden merdiven

Gözü paradan başka bir şey görmeyen, parlayan her şeyi altın sanan kadın cennete giden bir merdiven satın alıyor. Gittiğinde bir kuşun şarkısı karşılıyor onu: “Bazen düşündüğümüz, inandığımız her şey yanlıştır.” Şaşırıyor ama “Sakın paniğe kapılma” fısıltısını da getiriyor rüzgâr, “Evet, gidebileceğin iki yol var uzun vadede… Ama asıl önemlisi gittiğin yolu değiştirecek zamanın var hâlâ. Ve o yolda hepimiz bir olduğumuzda, bir kaya gibi durduğumuzda, yuvarlanmayacağız oradan oraya…”

DNA’nın sırrını çözen dahi mi ırkçı bir genetikçi mi? James Watson, 97 yaşında hayatını kaybetti

DNA’nın çift sarmal yapısını çözerek 20. yüzyıl biliminin yönünü değiştiren ve 34 yaşında Nobel alan James Watson, 7 Kasım 2025’te, 97 yaşında yaşamını yitirdi. 2007’de verdiği bir röportajda “Afrika için karamsar olmamın nedeni, onların bizimkiyle aynı zekâ yeteneklerine sahip olduklarına şüpheyle yaklaşmamdır” deyince akademiden kovulan Watson kadınlar ve ırklar üzerine yaptığı açıklamalarla kariyeri boyunca bitmeyen bir tartışmanın öznesi oldu.

Demirtaş’tan Erdoğan, Bahçeli ve Öcalan’a çağrı: “Somut adım atmaktan vazgeçmeyin, onun bunun ne dediğine bakmayın”

Selahattin Demirtaş, liderlere ve milletvekillerine seslendi: "Lütfen somut adımlar atmaktan vazgeçmeyin, onun bunun ne dediğine bakmayın, kendinize güvenin ve 86 milyonun barışı hasretle beklediğine inanın. Değerli milletvekillerine de seslenmek istiyorum; gençlerimizi yıllarca dağlara, sınır ötesi operasyonlara gönderdiniz. En büyük riski onların omuzlarına yüklediniz ve ne yazık ki bazıları bunun bedelini canlarıyla, kanlarıyla ödediler. Şimdi risk alma ve bu çatışmayı kökten bitirme olanağı yakalanmışken lütfen siz de azıcık risk alın ve İmralı Adasına giderek bu meseleye noktayı koyun.”
- Advertisement -

Zohran’ı anlamak neden zor?

Zohran kimilerine göre Müslümanlığını kampanya boyunca yedek kulübüsüne alan bir “sosyalist”, kimilerine göre ise siyasal İslamcı ve “bir İslamcıya asla güven olmaz”. Kimilerine göre ise Derin Amerika’yı yöneten 4-5 ailenin ABD’ye sempati uyanması için kurguladığı bir proje. Kimilerine göreyse Zohran 2010 referandumu, 28 Şubat ve 27 Mayıs hakkında özeleştiri vermedikçe takdir edilmemesi gereken bir tehlike. 120 milyar dolarlık bir belediyeyi sosyalist olarak yönetmeyi rüyasında bile görme şansı olmayan bazı solculara göre ise Zohran “işbirlikçi bir kapitalist”. Elbette bunların hiçbiri doğru değil. Zira Zohran hem Müslüman hem sosyalist hem de yetenekli bir genç. Bunu anlamak içinse önce Zohran’ı, sonra da New York’u anlamak gerek.

En Son Çıkanlar