Filistinli Suriyeli yazar Sari Hanafi yazdı: Suriye'deki şiddetin boyutlarından habersiz olan solculara karşı bir kin yahut garez beslemiyorum. Ancak, yaşananları bilip de sessiz kalanlara gerçekten sitem ediyorum. Bu dostum bunu “varil bombası solu” olarak adlandırmıştı. Direniş ideolojisiyle körleşmiş ve Suriye halkının çektiği acıları göremeyip Hizbullah'ı destekleyen arkadaşlarım beni özellikle yaralıyor. Milyonlarca insanın hayatına mal olsa bile, Esad ile olan ittifaklarını İsrail işgaline karşı olmak ile meşrulaştırıyorlar. Sömürgeciliğe karşı mücadele verirken zulmü görmezden gelme saplantısı bugün de devam ediyor.
Londra merkezli Suudi Al Majalla sitesi hem Suriye'deki hem de Suriye dışındaki kaynaklarla Beşar Esad rejimini deviren, Suriye'yi ve bölgeyi sarsan 11 günün hikayesini yazdı: “Türkiye, Rusya ve İran'ı askeri müdahaleye karşı uyardı ve gerekirse doğrudan müdahale tehdidinde bulundu. “Eğer askeri müdahalede bulunursanız, biz de askeri müdahalede bulunuruz” uyarısı yapıldı. Bu önemli bir dönüm noktası oldu.”
ABD'nin 2003 yılında Irak'ı işgali eski Orta Doğu'yu yıkmış, ardından İran ve bölgesel ekseni yükselişe geçmiş ve Arap güçleri geri çekilmişti. 2011'deki Arap Baharı ayaklanmaları bu eski bölgesel düzenin içini daha da boşalttı. Buna karşın, İsrail-Hamas savaşının başlaması ve Esad'ın düşmesinin ardından İran ve bölgesel ağı (network) gerilemekte ve güç dengesi önemli ölçüde değişmektedir.
Sözün özü, Suriye etrafında bir uzlaşı sağlanması yeni bir bölgesel düzenin temelini oluşturabilir.
Esad’ın devrilmesinden sonra gözler Suriye’nin kötü şöhretli hapishanelerine çevrildi. 90’lı yıllarda Suriye’de siyasi mahkumların yattığı hapishaneye bir radyo sokulmuştu. 10 yıldır ailelerinden haber alamayan Hasan ve Hüseyin kardeşler annelerine gizli bir mesaj gönderdiler. Çocuklar, annelerinden henüz telefonun yaygın olmadığı yıllarda yurtdışına çalışmaya ve okumaya gitmiş Suriyelilerin aileleriyle haberleşmesi için Şam Radyosu’nda her Cumartesi gecesi yayınlanmaya başlanan ve artık kimsenin dinlemediği “Dünyadaki Çocuklarımız” programına telefonla bağlanmasını istediler. Suriyeli gazeteci Malek Dağıstani yazdı.
İran Stratejik İşlerden Sorumlu Cumhurbaşkanı Yardımcısı, ve eski Dışişleri Bakanı Cevad Zarif, Amerikan Foreign Affairs’e yazdı: “Batı, İran'ın büyük çabalarla kazanılmış güvenini avantaja çeviren, İran'ı bölgesel istikrarın ayrılmaz bir parçası olarak kabul eden ve ortak zorluklara birlikte çözüm arayan daha yapıcı bir yaklaşım benimsemelidir. Bölgedeki huzursuzluğun temel sebeplerini ele almak, İran ve Amerika Birleşik Devletleri de dahil olmak üzere tüm ülkelerin menfaatinedir. İslam Cumhuriyeti'nin kapısı, müzakereler için herkese açık. Amerika da dahil”.