23 Mart'tan bu yana tutuklu olan İBB Başkanı ve cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu ve Murat Ongun dahil 31 kişinin tutukluluk incelemesi yapıldı ve tutukluluk halinin devamına karar verildi.
PKK’nın kendini fesh ettiği 12. Kongresi’ne katılan bir PKK’lı delege kongre izlenimlerini örgüte ait ANF’ye yazdı: “Kongre salonu sınırlı imkanlar kullanılarak büyük bir dikkat ve özenle dizayn edilmiş. Söylemesi kolay değil. Fesih kongresi ama “Bitti” kavramını telaffuz edemiyoruz. Önder Apo’nun perspektifleri Kürtçe okundu. Geç gelip de ilk kez okuyanların “heval, paragrafı tekrar okuyabilir misin” şeklindeki taleplerinde de anlama kaygısı vardı. PKK ömrünü tamamlamış ve varlığına son vermişti. Son slogan atılırken birçok yoldaşın gözlerini sildiği de dikkatlerden kaçmadı. Önder Apo olmasa, değil bu gezegende, tüm kainatta ne kadar tanrı varsa, hepsi de gelse bizi ikna edemezdi.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın belediyelerle ilgili yeni düzenleme yapılacağının işaretini vermesi “Terörsüz Türkiye süreci”nde tarafların anlaştığı yeni bir döneme işaret ediyor. Hükümet 15 Temmuz 2016 darbe girişimiyle yaygınlaştırdığı kayyum uygulamasından geri adım atıyor. Belediyeler üzerindeki terör soruşturması kalkıyor, kayyumla idare edilen belediyelerin parti yönetimlerine iade edilmesi bekleniyor. Sadece DEM Partili belediyeler değil Şişli, Esenyurt gibi kayyumla yönetilen CHP’li belediyeler de bu düzenlemeden etkilenecek.
İlhan Cihaner’in tutuklandığı Erzincan Davası’nda “Efe” adıyla gizli tanık olan, 17-25 Aralık sonrası savcılıktan ihraç edilen Bayram Bozkurt konuştu: “Cemaatçiydim ama kimse bilmiyordu. Ben kriptonun kriptosuydum. İlhan Cihaner başsavcı iken beraber rakı içerdik, HSYK Başkanı Kadir Özbek’e çok yakındım. Alevi olarak biliniyordum, cemaat ‘buradan gireceksin’ diyordu. Erzincan Davası’nda tanık olmaya ikna ettiler. Orada amaç 3. Ordu Komutanı Saldıray Berk’i tasfiyeydi. Kripto olan ve hala başsavcılıklara devam edenler var. ‘Abi’liğini yaptığım bir insan şu an büyük bir ilin başsavcısı. ABD’de darbe planını öğrendim. 2015’te Türkiye’ye döndüğümde devletin ilgili kurumlarını uyardım. Başta Kamu Düzeni ve Güvenliği Müsteşarı Muhammed Dervişoğlu olmak üzere sekiz kez görüştüm. Dervişoğlu ve ekibine darbe planını bildirdim.”