ABD’de üniversitelerindeki Filistin protestolarına yönelik sert baskılar, protestoların yeni bir siyasi hareket başlatacağı korkusundan kaynaklanmıyor. Bu daha ziyade paniğin bir ifadesi, başka bir deyişle toplumlarımızı saran umutsuzlukla yüzleşmeyi beyhude bir şekilde reddetmenin bir dışavurumu. Kulağa garip gelse de Amerika'nın hegemonik gücünü kaybetmesinin olumsuz yanlarından birine tanık oluyoruz. Tıpkı ABD'nin Suriye'nin kuzeyinden ve ardından Afganistan'dan çekilmesinde olduğu gibi bir durum hâkim. İdeal olan ABD'nin Gazze'yi denizden işgal etmesi, barışı ve düzeni yeniden tesis etmesi ve halka insani yardım sağlamasıdır. Ancak buna güvenmeyin. ABD'nin geriye kalan emperyal gücünü iyi bir amaç için kullanma fırsatını kaçıracağına her daim güvenebilirsiniz.
İsrail’in BM Filistinli mültecilere yardım kuruluşu UNRWA’nın yönettiği okula düzenldiği saldırının görgü tanıkları anlatıyor: Demir parçalarının uçuştuğunu, her şeyin çöktüğünü gördüm. Tüm kırmızı çizgiler geçildi. BM okulunda bile güvende değiliz.” ABD, İsrail'e, 'en az 35 kişinin' öldürüldüğü BM okulu saldırısında tam şeffaflık çağrısı yaptı.
Eski İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener’in Cumhurbaşkanı Erdoğan’la görüşmesi İyi Parti’de de sorgulanıyor. Akşener’den sonra genel başkanlığa aday olan ancak kaybeden, İyi Parti içindeki muhalif ekibin lideri olarak bilinen Koray Aydın, Akşener-Erdoğan görüşmesi konusunda tarafların hiçbir açıklama yapmamasının İyi Parti’ye gönül verenlerin “vicdanını kanatacağını” söyledi, Akşener’i açıklama yapmaya davet etti. Görüşmeye İyi Parti Genel Sekreteri Uğur Poyraz ile TBMM Grup Başkanvekili Turhan Çömez de tepki gösterdi.
Piers Morgan, Kudüs eski belediye başkan yardımcısı Fleur Nahoum ile tartıştı
-Tam olarak kaç Hamaslı öldürdüğünüzü biliyorsunuz ama kaç sivil öldürdüğünüzü bilmiyorsunuz?
Bu konuya takıntılı görünüyorsun
-Evet,...