Yaşam

“Yaşananların bende ve sanırım diğer kadınlarda da bıraktığı his, korku”

Mualla Kavuncu: Kadem’in ve diğer kadın kuruluşlarının çabalarına rağmen, güçlü bir kampanya yürüten erkek-egemen koro maalesef başarılı oldu. Özlem Zengin’in tamamen yalnız bırakılması, hatta tehditler alması bu durumda gelinen son noktayı işaret ediyor. Yaşananların bende ve sanırım diğer kadınlarda da bıraktığı his, korku. Bu iktidarın, hele de yeni bileşenleriyle devam etmesi, kadınların tamamen aleyhine olacak korkusu. (…) Kadınların özgür, yetkin ve yeterli bireyler olarak görüldüğü; kimsenin kendisini onların sahibi, efendisi, çobanı, namus bekçisi olarak görmediği bir Türkiye hayal ediyorum.

Kevin Spacey yine hâkim karşısında: Dört erkeği taciz ettiği iddiasıyla yargılanıyor

Cinsel taciz iddialarıyla suçlanan ve bu nedenle sözleşmeleri iptal edilen Hollywood aktörü Kevin Spacey, yine bir cinsel taciz davasıyla karşı karşıya… Spacey, dün (21...

Künefe: Hatay eski kokusunu arıyor

BBC Türkçe’den Gonca Tokyol künefesi ile meşhur Hatay’ı yazdı. Depremden önce Hatay'da 30'dan fazla künefeci vardı. Şimdi geriye kalan birkaç dükkân bu sevilen geleneği yaşatmaya kararlı.

RÖPORTAJ | “Hasan Fehmi ‘Ortalık karışsın, askeri çağıralım’ mantığıyla katledildi”

“Hasan Fehmi ve Serbesti Gazetesi” kitabının yazarı Serpil Çalışlar Ekici: “Bence katlindeki amaç sevilen, saygı duyulan bir gazeteciyi katlederek, toplumu ayaklandırıp, askerin duruma el koymasını sağlamak. Ortalık karışsın, askeri çağıralım mantığı. Nihayetinde 31 Mart olayları meydana geliyor. Bu yolda bir taş döşemiş oldular. Sadece Hasan Fehmi ya da Serbesti’yi susturmak değildi yani amaç.”
- Advertisement -

“Artık dinî söylemleri yalnızca kadını baskılamak için kullanan çıkarcı büyük kitle için de hükümet için de iyi hiçbir şey düşünemiyorum”

Arzu Kılıçarslan: “Artık olaya bakışım, din algım değişti. Birçok şeyin Tanrı'nın değil ataerkil sistemin isteği olduğunu anladım, kadınlara dinî sözlerle süslenerek yapılan dayatmaların ve zulmün farkına vardım. Artık dinî söylemleri yalnızca kadını baskılamak için kullanan, kadını hâlâ hakkında pazarlık edilebilir bir malzeme gibi gören çıkarcı büyük kitle için de; onlara ses çıkarmayan, üstüne üstlük İstanbul Sözleşmesi’nde taraf olmaktan vazgeçen hükümet için de iyi hiçbir şey düşünemiyorum.”

En Son Çıkanlar