Kürdistan alerjisinin yeni olmadığını biliyoruz. Kürdistan Bölgesel Yönetimi’nin hem uluslararası camiada hem de Irak’ın kendi ulusal sisteminde kabul edilen resmi adını telaffuz etmemek için bin dereden getirilen sulara ve dil cambazlıklarına yabancı değiliz. Lakin şimdilerde iş iyice çığırından çıkmış durumda; Kürt karşıtı siyasi dil derinleştikçe Kürdün dilinin, kültürünün ve coğrafyasının ismini anmak bile bizatihi bir suç olarak etiketleniyor.
İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’in Bingöl ziyareti sırasında, grup başkanvekili Lütfü Türkkan’ın Akşener’e tepki gösteren bir kişiye küfrettiği, görüntünün video kaydında hiçbir tevile müsaade etmeyecek kadar açıktı. Fakat ‘muhalif basın’ın kahir ekseriyeti bu ‘iddia’yı belirsizleştirmek için elinden geleni esirgemedi.
Görünürde Türkiye’ye karşı yeni bir tehdit söz konusu değilken hükümetin neden şimdi Suriye’ye bir operasyon yapmak istediği Suriye’de yaşanan bazı gelişmelerle ilgili. Biricisi Rusya’nın İdlib’e yönelik saldırı hazırlığı. Bu durumda Türkiye İdlib’den çekilmek zorunda kalabilir, iç kamuoyuna yönelik bir başarı hikâyesi gerekir. İkincisi PYD ile Suriye rejimi arasındaki görüşmelerde bir anlaşma sağlanma ihtimali. PKK bu yüzden Amerika’ya yakın Mazlum Abdi’yi görevden alıp yerine, Kandil’in her dediğini yapacak Mahmut Bexrwedan’ı atadı.
Erdoğan, ekonomide toz pembe bir tablo çiziyor. Lakin sahada halkın şikâyetleri ile karşılaşan AK Parti kurmayları, sorunları gördüklerini ve insanların rahatsızlıklarını bildiklerini içeren mesajlar veriyorlar. Peki, bunun altında incelikli bir strateji mi yatıyor? Sanmıyorum. Detaylı olarak bir rol dağılımı yapılmış ve herkes kendi rolünü icraya başlamış gibi bir durum olduğu kanısında değilim.
Daha önce Cumhurbaşkanı Erdoğan ve eski Başbakan Binali Yıldırım’ın Osmanlı’da bir eyalet adı olarak kullandıkları Kürdistan adı 2021 yılında terör örgütü propagandası suçuna nasıl dönüştü?