ABD'de, son derece bulaşıcı olan delta varyantının, ülkenin birçok yerinde vaka sayılarının zirveye ulaştırmasını önleyecek miktarda aşılama yapılmadı. Nüfusunun çoğu iyi eğitim almış gibi görünen bir ülkede nasıl oluyor da bu kadar çok insan kendi çıkarları, bilim ve tarihten alınması gereken dersler karşısında bu kadar mantık dışı bir tavır sergileyebiliyor?
Kıdemli bir Müslüman âlimin bazı durumlarda kızlık zarı ameliyatına izin veren fetvası Mısır’da büyük bir tartışmaya yol açtı. Fetvaya karşı çıkanlar, bunun kızları evlilik dışı cinsel ilişkiye girmeye teşvik edebileceğini söylüyor. “Bazı gerekli durumlarda” evlilik öncesi kızlık zarı ameliyatında bir sakınca görmediğini açıklayan Dârû’l-İfta’nın genel sekreteri Ahmed Memduh bu fetvayı veren ilk Mısırlı âlim değil.
Neoconlar arasında, Kabil'in düşüşünü Batı'nın seküler aydınlanma ve bireyci hedonizm geleneğinin nihai yenilgisi olarak gören birçok insan da var. Hayır, İslamî köktenciliği güçlendiren neoconlar değildi. Köktencilik, Batı'nın liberal sekülarizminin ve bireyciliğin yarattığı etki karşısında bir tepki olarak güç kazandı.
AK Parti’nin hazırlamakta olduğu ve TBMM açılır açılmaz yasalaştıracağı anlaşılan sosyal medya yasasının en kritik noktası olan “yalan haber”in taslakta nasıl tanımlanacağı, BBC Türkçe’den Ayşe Sayın’ın ‘AKP kaynakları’na dayandırdığı haberiyle (1 Eylül) biraz daha netlik kazandı. ‘Kaynaklar’ın taslakta yer alacak ‘yalan haber’ tarifi doğruysa, ürkütücü bir netlik bu.
AK Parti yönetimi, bir dizi tecrübeden sonra zorlandıkları konularda “ademe terk etme” taktiğini benimsemeye başladı. Öğrenilmesi biraz zaman almış olsa da, bu kendi açılarından doğru bir taktikti. Şimdi, Erdoğan Bayraktar’ın açıklamalarından sonra da aynı “doğru” taktiği uygulayacakları anlaşılıyor. Fakat şu da var: Bu “doğru” taktiğe elinizden başka bir şey gelmediği için sığınıyorsanız, oturup derin derin düşünmeniz gerekmez mi?