Ona, ‘gerçek’in başına gelmiş en büyük felaket de diyebiliriz. Bir fotoğraftan hatta bir portreden üretilmiş ve gerçek olmadığını anlamanın imkânsız olduğu videolar âleminden söz ediyoruz. Siyaseti manipüle etmede kullanılmasından korkuluyordu; o -şimdilik- olmadı ama porno, şantaj ve dolandırıcılık sektörlerini patlattı.
Mübarek Ramazan ayının yaklaştığı şu günlerde, herkes ufaktan ufaktan hazırlıklara başlamışken, muhafazakâr camianın gündemi tanınmış bir hocanın attığı twitle, 8 şiddetinde bir depremle sallandı. Modernistlerin, tarihselcilerin, başörtüsü takmaktan vazgeçen kadınların yarattığı sarsıntıların hiçbiri bu kadar güçlü değildi kanımca.
Önce gözü yaşlı bir anne çıktı ekrana. Üç çocuk annesi kızının eltisiyle birlikte aynı adama kaçtığını duyurdu. Ordu Fatsa’da yufkacılık yapan Muammer, dükkânı kapatıp iki eltiyle birlikte kayıplara karışmıştı. Gözü yaşlı anne kayıplara karışan kızının evine dönmesini istiyordu. İki eltinin isimleri de aynıydı. Hamide. Bu nedenle evlendikleri kardeşlerin yaşlarına göre büyük Hamide, küçük Hamide diye hitap edildi onlara…
Ne “su ayırma yönetiminde bölgesel uzman”ın adının Mo Sez (Musa) olması, ne yeni kanalın Kızıldeniz’den geçmesi ne de projeyi yürüten BM komitesinin kısa adının “UNTRUE” (GERÇEKDIŞI) olmasından şüphelendiler. Guardian’ın 1 Nisan şakası “2. Süveyş Kanalı” haberi, Yeni Şafak’a, Sabah’a manşet; BBC Türkçe, Hürriyet, Birgün gibi pek çok Türkçe mecraya da ciddi haber olmayı başardı.
Hintli gelenekçilerin kot pantolonun gençlerin ahlakını bozduğuna dair iddiaları yeniden gündeme geldi. Muhafazakâr siyasetçi Rawat’ın bir kadını “İnsan içine çıkıyorsun, yanında çocukların var. Tam olarak topluma ne öğretmeye çalışıyorsun?" diye paylamasıyla başlayan tartışmanın sonunda Rawat özür dilemek zorunda kaldı.