Kıbrıs Kanal Sim Televizyonu Genel Yayın yönetmeni ve Yeni Düzen Gazetesi yazarı Sami Özuslu, birlikte çalıştığı Kutlu Adalı cinayetiyle ile ilgili yeni ifşaatları Serbestiyet’e değerlendirdi: “Adalı’nın öldürüldüğü 1996 çok kritik bir yıl. Kardak, S-300 krizleri oldu, sınırda bir Kıbrıslı Rum öldürüldü. Türkiye’de kumarhaneler yasaklandı yani kumarhaneler Kıbrıs’a kaydı. Adalı, sadece Barnabas baskınını yazmadı, Kıbrıs’ın kuzeyi, kumar, fuhuş ve kaçakcılık cenneti olmaya doğru gidiyor ve mafya burayı ele geçiriyor diyordu. Kıbrıs’ta zaman aşımı yok. Sedat Peker’in videosunu izlediğinde “pandoranın kutusu açılıyor” diye düşündüm. Tuğla Kıbrıs’ta çekilirse Türkiye’deki bütün yapı yıkılabilir.
Dağlık Karabağ savaşıyla Türkiye’deki popülaritesi zirve yapan Azerbaycan lideri İlham Aliyev, Noel çamı önündeki fotoğrafı, Ramazan’da çay keyfi videosu ve İsrail’e karşı sessizliğiyle muhafazakarları, Uygurlara karşı sessizliğini korurken Çinli şirketleri Karabağ’a davet eden tweeti ve bizzat Bahçeli’nin planlarını açıkladığı MHP’nin Şusa’da yaptırmak istediği okula onay vermeyerek ise milliyetçileri kızdırdı. En son Eurovision’da Azerbaycan’dan İsrail’e 12 puan geldi.
Suriye’deki seçimlerle ilgili haberlerde sözcüklerin sayısından daha çok yalan var. Öncelikle "Suriye" diye bir ülke yok artık. Suriye halkı ya da Suriye toplumu diye bir şey de kalmadı. 2011’de halk ayaklanması başladığında Suriyelilerin ezici çoğunluğu rejimi değiştirmek istemişti, 2016’ya vardığımızda rejim halkı değiştirmeyi başardı. Esed’in "rakipleri" bile Suriye’den "Suriye el-Esed" (Esed Suriyesi) diye bahsetmekten çekinmiyor.
Van’ın Gürpınar ilçesine bağlı Yurtbaşı (Şêxan) köyünde mermer ocağı açmak isteyen Dimer Mermer adlı firmanın çağrısı üzerine ocak alanına gelen asker ve korucular köyü savaş alanına çevirdi. 25 ahırın yıkıldığı köyde yurttaşlar hayvanlarını barındıracak ahır bulamıyor.
Sedat Peker tarafından Kıbrıslı gazeteci Kutlu Adalı’yı öldürmek ya da öldürtmekle suçlanan emekli yarbay Korkut Eken bir gazeteciye verdiği söyleşide Türkiye’de devletin yasadışı örgüt ve kişilerle iş tuttuğunu, “pis işleri” için onları kullandığını ve sonra da onların esiri haline geldiğini ifşa ve itiraf etmiş oluyor. Eken,“Devlet katili biliyor, açıklasın, beni de töhmet altında kalmaktan kurtarsın" demeye getirerek aba altından bir de sopa gösteriyor.