Gezi Davası’nda 18 yıl hapis cezasına çarptırılan isimlerden Hakan Altınay’ın eşi Hande Yalnızoğlu Altınay: “Hakan toplumun her kesimine konuşabilen bir insan. En çok önemsediği şeylerden biri ‘akranların helalliği’ meselesi. Onun için en son bir dayanışma metni yayımlandı. O metinde ‘bizler Hakan’ı tanırız, kefiliz’ deniyor. Hakan’ın Gezi eylemleriyle ilişkisi gözlem yapmak amaçlı olarak parka bir iki defa gitmek ve bir toplumsal olay olarak Gezi’yi sosyal bilimci kimliğiyle izlemek. Oradaki farklı kesimlerden insanların dayanışma halini, şenlik halini önemsemek. Bunun ötesinde eylemci olarak, 'organizatör' olarak, 'finansör' olarak Gezi ile bir ilişkisi yok."
Kılıçdaroğlu’nun öfkesi bir günlük kızgınlıktan ibaret değil. CHP kurmaylarına göre son altı aydır “cumhurbaşkanlığını kazanamaz” algısını yaymak için Kılıçdaroğlu’na karşı “büyük taarruz” yürütülüyor. Ateş İlyas Başsoy’un “Ergen muhalefeti” yazısı, Özer Sencar’ın son anketleri bardağı taşıran damlalar oldu. AKP geriledikçe Kılıçdaroğlu’na karşı taarruzun büyüdüğünün konuşulduğu kulislere göre Kılıçdaroğlu, kendisinin cumhurbaşkanlığı adaylığını sorgulayarak kafaları kurcalamaya çalışanlara dünkü çıkışıyla “Muhalefetin cumhurbaşkanı adayının kazanacağı garanti olduktan sonra kimse sulanmasın. Aday benim” mesajı veriyor.
Antalya'nın Serik ilçesindeki bir lisede sınıftaki öğrencinin Kuran'ı havaya attığı, diğer öğrencinin de tekme vurduğu anların görüntüsü cep telefonu kamerası ile kaydedildi. Olay sonrası sosyal medyada paylaşılan görüntüler büyük tepki çekti. Dört öğrenci disipline sevk edildi ve örgün eğitimden mahrum kılındı. Okul yöneticileri hakkında idari soruşturma başlatıldı. Yazarlar Bülent Şahin Erdeğer ve Metin Karabaşoğlu, psikanalist dr. Nihat Kaya ve öğretmen Nurettin Sönmez görüntüler ve öğrencilere verilen cezalar hakkında Serbestiyet’e değerlendirmelerde bulundu.
DEVA Partisi Ekonomi ve Finans Politikaları Başkanı İbrahim Çanakcı, Hazine ve Maliye Bakanlığı'nın açıkladığı 'gelire endeksli senet' uygulamasını Serbestiyet'e değerlendirdi: "Bakanlık 'gelire endeksli senet' çıkartacağız diyor ama bu zaten bizim 2009 yılında çıkarttığımız bir enstrümandı. Burada yeni olarak gerçek kişiler hedefleniyor. Gerçek kişiler belki dövizi bozdurup bu enstrümana yönelebilir umudu var. Ama şu anda kur üzerinde baskıyı oluşturan zaten gerçek kişilerin talebinden ziyade ekonomideki toplam döviz açığı.Cari işlemler açığı veriyorsunuz, dış ticaret açığı veriyorsunuz. Rezervleri çarçur etmişsiniz. Elinizde rezerv kalmamış. Dolayısıyla kurdaki baskıyı bu şekilde dengelemek, telafi etmek mümkün değil. Dolayısıyla oradan da birkaç milyar dolar gelir onu da çarçur ederler. Yine aynı tablo ile karşı karşıya kalırız."
Ayhan Bilgen: “Geçmişte havuç ve sopa farklı dönemlerde ve farklı şekillerde denendi. Fakat sorun sopanın denendiği dönemlerde de çözülemedi, havuç diye tabir edilebilecek, çözüm süreci gibi yöntemlerin devrede olduğu dönemlerde de çözülemedi. Galiba denenecek tek bir şey kaldı: Havuç ve sopayı birlikte gösteren bir strateji. Bu benim temennim değil. Bunu asla doğru bulmam, onaylamam. Ama galiba denenmemiş tek şey bu kaldığı için bunun deneneceği bir süreçle karşı karşıya kalacağız.”