ABD Federal Soruşturma Bürosu (FBI), İranlı 4 istihbarat ajanının New York’ta yaşayan İranlı rejim muhalifi gazeteci Masih Alinejad’ı Venezuela üzerinden İran’a kaçırma planlarını ortaya çıkardı. Kaçırma girişimi dava konusu oldu.
Yasakçılık ve komplo teorileri arasından pek az insanın aklına bu gençlerin profiline bakmak geldi. Eskiden İstanbul’un kenar semtlerinde yaşayan alt sınıfa mensup gençler için aşağılayıcı bir tonda “Varoş”, “maganda”, “apaçi” gibi kavramlar kullanılırdı. Ama bu yeni nesli o tarifler tanımlamıyor. Daha şehirli, modern bir yaşam tarzına sahip, din, geleneksel kültür ve kimliklerle bağları çok zayıflamış hedonist, bireyci bir nesil bu.
‘Çözüm Süreci’ni biz değil onlar yıktı’ tartışması, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Diyarbakır ziyareti vesilesiyle bir kez daha tazelendi. Oysa kronolojiye yakından bakınca, bu bıktırıcı nalıncı keseri tartışmasında iki tarafın da doğruyu söylemediği gün gibi çıkıyor ortaya. Gerçek şuydu: İki taraf da kendi hesabını yapıp, Çözüm Süreci’nin tamamına ermesinin kendi dar örgütsel-partisel çıkarları açısından olumsuz sonuçlar doğuracağı sonucuna vardı ve bitirmeye karar verdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Çözüm sürecini biz başlattık HDP bitirdi…” dedi ve tartışma alevlendi. Bu mesele buzdolabına konmuştu. Kamuoyunun bir kesimi sürecin yanlışlığı konusunda kesin kanaatlere...
Biz balkonda ayaktayız, Remo avluda kürsüye çökmüş. Gözlerini kapatmış, kafasını bir sağa bir sola sallayıp duruyor. Elindeki tespihi hırsla çekiyor, dişleri sinirden gıcırdıyor. Ne olacağını bekliyoruz merakla. Derken inler gibi bir ses çıkıyor Remo’nun hırıldayan boğazından: “He Şêxo he!” Remo gelip tekme tokat girişse, ağzını burnunu dağıtsa, bu laflar kadar canını acıtmaz Şeyhmus’un.