Biden, önceki gün Beyaz Saray’da basının karşısına çıkıp 18 Nisan’dan bu yana üniversite kampüslerinde düzenlenen Gazze protestolarıyla ilgili konuşmuş “Protesto hakkı vardır ancak kaosa yol açma hakkı yoktur” demişti.
Biden “İnsanların güçlü duyguları ve derin inançları olduğunu anlıyorum. Amerika’da onların bu duygularını ifade etme hakkına saygı duyuyor ve bu hakkı koruyoruz. Ancak bu her şeyin serbest olduğu anlamına gelmez. Bunun şiddet olmadan, yıkım olmadan, nefret olmadan ve yasalar çerçevesinde yapılması gereki” demiş, üniversite kampüslerindeki protestolara ulusal muhafızın müdahale edip etmemesi gerektiği yönündeki soruya “Hayır” yanıtını vermişti.
Biden, protestoların kendisini bölgeye yönelik ABD politikalarını yeniden gözden geçirmeye zorlayıp zorlamadığını sorusunu da yine “Hayır” diye yanıt verdi.
ABD Kongresi’nin alt kanadı olan ve Cumhuriyetçiler’in çoğunlukta olduğu Temsilciler Meclisi Çarşamba günü Antisemitizm Farkındalık Yasası adını taşıyan bir tasarıyı kabul etmişti.
Demokratlar’ın çoğunlukta olduğu Senato’da her iki siyasi partiden liderler de tasarıya ilişkin bir uzlaşmaya varmaya çalışıyor.
Tasarı, Eğitim Bakanlığı’nın ayrımcılığa karşı federal yasaları uygularken, Uluslararası Holokost Anma İttifakı’nın ortaya koyduğu tanımı kullanmasını öngörüyor.
Tasarıya destek verenler üniversite kampüslerinde antisemitizmle mücadele edilmesini sağlayacağını savunurken; karşı çıkanlar tasarının kavramı geniş bir şekilde tanımlayarak ifade özgürlüğüne zarar verebileceğini savunuyor.
CNN’in yaptığı bir ankete göre 35 yaş altı seçmenlerin %81’i Biden’ın İsrail-Hamas savaşını ele alışını onaylamadıklarını söyledi.
Eğer yönetimi Netanyahu’yu Gazze’nin Refah kentinde ağır sivil kayıplara yol açabilecek bir saldırı planını rafa kaldırmaya ikna edemezse Biden’ın durumu daha da kötüleşebilir.
Bu konuda br uyarı da Biden’ın eski rakibi ve yeni müttefiki Vermont Senatörü Bernie Sanders’dan geldi.
CNN’de Christian Amanpour’a konuşan Sanders, Gazze’nin Biden’ın Vietnam’ı olabileceğini söyledi:
“Kampanyası açısından, biliyorsunuz, geçmişi düşünüyorum ve diğer insanlar da bunun Biden’ın Vietnam’ı olabileceğine atıfta bulunuyor. Lyndon Johnson pek çok açıdan çok çok iyi bir başkandı. … Vietnam’la ilgili görüşlerine karşı çıkıldığı için 68’de aday olmamayı tercih etti. Başkan Biden’ın İsrail ve bu savaş hakkındaki görüşleri nedeniyle sadece gençleri değil Demokrat tabanın büyük bir kısmını da yabancılaştırdığı bir pozisyona düşmesinden çok endişeliyim.”
1968’de Vietnam Savaşı ve yaygın öğrenci protestoları nedeniyle Demokrat destek tabanını kaybeden Başkan Lyndon Johnson ön seçim kampanyasını sonlandırmak zorunda kalmıştı.
CNN’de yayınlanan bir analizde de Biden’ın Gazze yüzünden Kasım ayında karşı karşı olduğu siyasi risk vurgulandı:
“Gazze protestoları, Başkan’ın iki kez görevden alınan selefiyle başa baş gittiği ve 270 Seçmen Oyuna ulaşma yolunda çetin bir görevle karşı karşıya olduğu yeniden seçilme yarışında derin bir kırılganlığı daha da açığa çıkardı. Biden, genellikle orantısız bir şekilde Demokratlara oy veren genç seçmenlerin ilgisini çekmekte zaten zorlanıyordu. Şimdi de İsrail’in Gazze’de başlattığı ve Gazze Sağlık Bakanlığı’na göre 34.000’den fazla sivilin öldüğü savaş, Amerikan siyasetinde bir değişime neden oldu. Daha genç bir nesil, geleneksel olarak İsrail yanlısı olan büyüklerinden ayrılarak Filistinlilerle empati kurmaya başladı. Bu durum, 1970’lerin Başbakanı Golda Meir’e kadar uzanan sadık bir İsrail destekçisi olan Biden için özellikle zorlu bir sınav oldu. Perşembe günü, Başbakan Benjamin Netanyahu’nun Gazze saldırısının şiddetini azaltma çağrılarını sık sık reddetmesine rağmen bölgeye yönelik politikalarını yeniden gözden geçirip geçirmediği sorulan Biden, basitçe “Hayır” yanıtını verdi. Biden’ın pozisyonu, ABD’nin ulusal çıkarlarına ilişkin en iyi tahminini temsil ediyor. Ancak bu, İsrail’in sağcı hükümetine karşı çıkmayı ahlaki bir dava olarak gören birçok Demokrat taban seçmeninin derinden bağlı olduğu ülke içinde riskli bir tutum. Biden konuşmasında “Amerikan halkının sesi duyuluyor” diye ekledi. Ancak Başkan’ın yeniden seçilme umutları, kırılgan siyasi tabanının onu duymaya başlayıp başlamayacağına bağlı olabilir.”