Ana SayfaDış HaberBM Güvenlik Konseyi’den Darfur’da ‘yeni soykırım’ uyarısı: 1,8 milyon sivil tehdit altında...

BM Güvenlik Konseyi’den Darfur’da ‘yeni soykırım’ uyarısı: 1,8 milyon sivil tehdit altında Faşir kuşatması son bulmalı

BM, Sudan'ın Kuzey Darfur eyaletinde 1,8 milyon kişinin yaşadığı Faşir kentine yönelik paramiliter grup Hızlı Destek Kuvvetleri’nin kuşatmasının kaldırılmasını talep etti. Darfur’da 2004’tekine benzer yeni bir soykırımın yaşanmasından endişe ediliyor.

BM, Sudan’ın Kuzey Darfur eyaletinde 1,8 milyon kişinin yaşadığı Faşir kentine yönelik paramiliter grup Hızlı Destek Kuvvetleri’nin kuşatmasının kaldırılmasını talep etti. Darfur’da 2004’tekine benzer yeni bir soykırımın yaşanmasından endişe ediliyor.

Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi, Sudan’ın Kuzey Darfur eyaletinde 1,8 milyon kişinin yaşadığı Faşir kentine Hızlı Destek Kuvvetleri (HDK) tarafından uygulanan kuşatmanın kaldırılmasını ve bölgedeki çatışmaların derhal durdurulmasını talep etti.

15 üyeli konsey, Faşir’deki sivillerin güvenliğini tehdit eden tüm paramiliter unsurların geri çekilmesi çağrısında bulunan ve Londra tarafından hazırlanan karar tasarısını kabul etti.

BM’den yapılan açıklamada ‘Faşir ve çevresinde çatışmaların derhal durdurulması, gerilimin azaltılması, sivillerin güvenliğini tehdit eden tüm paramiliter unsurların geri çekilmesi’ çağrısında bulunuldu.

Karar tasarısı, 14 konsey üyesi tarafından desteklenirken, Rusya çekimser kaldı.

Rusya’nın BM Daimî Temsilci Yardımcısı Anna Evstigneeva, ülkesinin karar tasarısını oylamayı reddettiğini, çünkü Sudan’da Ramazan ayında ateşkes yapılmasını öngören bir önceki kararın ‘ölü bir mesaj olarak kaldığını’ ifade etti.

Oylamanın ardından BM Güvenlik Konseyi’nde konuşan İngiltere’nin BM Daimî Temsilcisi Barbara Woodward, ülkesinin karar tasarısını ‘ateşkesi durdurmak ve Sudan genelinde sükûneti destekleyecek ve hayat kurtaracak koşulları yaratmak’ amacıyla sunduğunu söyledi.

Londra merkezli Şarku’l Avsat’ın aktardığına göre İngiliz diplomat, ABD’li mevkidaşı Linda Thomas-Greenfield de BM Güvenlik Konseyi’ni ‘Sudan’daki çatışmaları durdurmak ve yardım ulaştırmak için büyük bir çaba sarf etmeye’ çağırdı.

Sudan’da 25 milyondan fazla insanın acil insani yardıma ihtiyaç duyduğunu belirten Greenfield, HDK’yi yardımların ulaştırılmasını engellemekle suçladı.

Greenfield, Sudan’da çatışmaların devam etmesinin daha fazla istikrarsızlığa yol açacağı uyarısında bulundu. ABD’nin buradaki durumu yakından izleyeceğini belirten Greenfield, “Eğer durum iyiye doğru değişmezse BM Güvenlik Konseyi ek tedbirler almalıdır” dedi.

Sudan’da geçen yıl Nisan ayında Sudan ordusu ile HDK arasında patlak veren savaş, dünyanın en büyük yerinden edilme krizine yol açtı.

El-Faşir, Sudan’ın batısındaki Darfur bölgesinde HDK’nin kontrolü altına girmeyen son büyük şehir.

Darfur’da milyonlarca insan tehdit altında

HDK ve müttefikleri geçen yıl Darfur’daki diğer dört eyalet başkentini, Arap olmayan kabileleri hedef alan etnik motivasyonlu cinayet kampanyasından ve Batı Darfur’daki diğer ihlallerden sorumlu olduğu yönündeki suçlamaların ortasında ele geçirdi.

Üst düzey BM yetkilileri Nisan ayında, ‘Darfur genelinde kanlı bir etnik çatışma başlatma’ tehdidinde bulunan ve giderek kötüleşen şiddet olayları nedeniyle el-Faşir’deki yaklaşık 800 bin kişinin ‘ciddi ve acil risk’ altında olduğu uyarısında bulundu.

BM, Sudan nüfusunun yarısı olan yaklaşık 25 milyon kişinin yardıma muhtaç olduğunu, yaklaşık 8 milyon kişinin evlerini terk ettiğini ve açlığın giderek kötüleştiğini söylüyor.

Sudan İç Savaşı

Sudan’da 13. ayına giren iç savaşta taraflar, başkent Hartum’un yanı sıra ülkenin batı ve güneybatısındaki 9 eyalette ağır silahlarla çatışmayı sürdürüyor. Sudan ordusu Suudi Arabistan ve Mısır tarafından desteklenirken HDK, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) ve Rusya tarafından destekleniyor.

Çatışmalarda, 10 binlerce sivil hayatını kaybetti, binlerce kişi yaralandı. HDK kadınlara yönelik tecavüz, işkence başta olmak üzere bir şok savaş suçundan sorumlu tutuluyor.

Uluslararası ateşkes ve müzakere girişimleri, tarafların karşılıklı ihlal suçlamaları ve öne sürülen şartlarda anlaşamamaları nedeniyle şu ana kadar başarısız oldu.

- Advertisment -