Gazze’de havadan gelen yardımları almaya çalışırken, Filistinlilerin 12’si boğularak, 6’sı ise yaşanan izdiham sonucu öldü. Görgü tanıkları, yaşamını yitirenlerden bazılarının çocuklar olduğunu aktardı.
Ay başında yine havadan atılan yardım balyalarının bazılarının paraşütleri açılmamış ve kasalar Şati Mülteci Kampı’nda yardım almak için bekleyen sivillerin üzerine ‘roket gibi’ düşmüştü. Olayda beş kişi ölmüş, 10 kişi de ağır yaralanmıştı.
İsrail ordusunun karadan yardım girişlerini engelleyerek ‘insani felakete’ yol açtığı Gazze Şeridi’ne havadan atılan yardımlar eleştiriliyor.
Uluslararası toplumda pek çok kesim, gıda yardımlarının karayoluyla çok daha hızlı ve güvenli bir şekilde ulaştırılabilecekken uçak kullanmana tepki gösteriyor.
BM’nin yanı sıra bazı AB yetkilileri, İsrail’i, “açlığı Filistinlilere karşı bir silah olarak kullandığı” suçlaması yöneltiyor.
Gazze’de faaliyet gösteren uluslararası bir STK’da çalışan bir kaynağa göre, “hava yoluyla yapılan yardımlar tehlikeli olduğu kadar verimsiz de”
Ve yerde bekleyen çaresiz insanlar için ölümcül olabiliyor.
Gazzeli tamirci Ahmed el Rifi, ölüm riskine rağmen 18 kişinin yaşamını yitirdiği olaydan bir gün sonra, bir sonraki ‘yardım damlasını’ beklemek için yine aynı sahile geri döndüğünü dile getirdi.
Ahmed, “İnsanlar her gün un, su, mercimek ve fasulye alabilmek için birbiriyle kavga ediyor ve bu sırada yaralanıyor, hatta ölüyorlar.” diyor.
Taksi şoförü Uday Nasır ise böylesi bir gıda yardımının “son derece aşağılayıcı” olduğunu belirtiyor ve ekliyor:
“Güçlü olan, zayıf olanın elinden alıyor. Bazen bıçak çekiyorlar, hatta ateş bile ediyorlar.”
Daha önce de Gazze’ye havadan atılan yardımların denize düşmesi nedeniyle yardımlara ulaşmak isteyen Filistinliler zor anlar yaşamıştı.
Bazılarının küçük balıkçı tekneleriyle bazılarının ise yüzerek insani yardımlara ulaşmak için denize girdikleri görülmüştü.
Yaşlılar, kadınlar ve çocuklar ise bazı durumalrda kilometrelerce yol katedip hiçbir şey alamadan geri dönüyor.
Gazze’de bulunan Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu (UNICEF) Sözcüsü James Elder, “Gıda yardımlarının havadan ulaştırıldığını çünkü insanlarla iletişimin (İsrail tarafından) kesildiğini ve onlara ulaşmanın tek yolunun bu olduğunu” söyledi.
İsrail gıda kamyonlarının Gazze’ye girişini engellediğini inkâr ediyor. Ancak BM Filistinli mültecilere yardım ajansı UNRWA’ya göre Gazze Şeridi’ne karadan giren yardım savaş öncesi seviyelerinin çok altında.
Savaştan önce en az 550 olan araç sayısı şimdilerde günde sadece 150 civarında.
Ve bu yardımların çok küçük bir kısmı, açlık tehdidi altındaki Gazze’nin kuzey bölgesine ulaşabiliyor.
Hamas’tan hava yardımlarına tepki: Yanlış, yersiz ve faydasız
Hamas’tan yapılan açıklamada, uçaklarla indirilen yardımların bir kısmının denize, bir kısmının işgal altındaki Filistin topraklarına, bir kısmının ise tehlikeli bölgelere düştüğüne işaret edildi ve bu durumun yardımlara ulaşmak isteyen Filistinlilerin hayatını tehlikeye attığı uyarısında bulunuldu. Gazze’ye havadan yardım gönderen tüm ülkelerin daha önce de uyarıldığı ancak durumun tekrarlandığı belirtildi.
Açıklamada, “Yanlış, yersiz ve faydasız üsluptaki havadan yardım operasyonlarına son verilmesi çağrısında bulunuyor, 6 aydan beri aralıksız akut gıda kıtlığı ve açlık çeken Filistin halkına insani yardım ulaştırılması için kara geçişlerinin derhal ve hızla açılmasını talep ediyoruz.” ifadesine yer verildi.
“ABD yönetiminin İsrail’in Gazze’de uyguladığı abluka ve zorla aç bırakma politikasından sorumlu” olduğunun altı çizilen açıklamada, “tüm uluslararası kuruluşları üzerlerine düşen görevi yerine getirme ve tüm dünya ülkelerine işgalcilerin işlediği soykırım suçunu kınama ve durdurmak için çalışma” çağrısı yapıldı.
ABD’li Yarbay Anderson: Yardımlarımız denizde bir damla
Yardımı bırakanlar ise, Gazze’de 2,4 milyon insanın açlıktan öldüğü bir ortamda bu yardımların ufak bir jestten öteye gitmediğini kabul ediyor.
ABD Hava Kuvvetleri’nden Yarbay Jeremy Anderson, yapılan bir yardım operasyonu sırasında verdiği demeçte, hava yoluyla bırakılan yardımın, ihtiyaç duyulanın sadece “denizde bir damlası” olduğu değerlendirmesinde bulunmuştu.
Anderson, paraşütün açılmaması durumunda “kimsenin zarar görmemesi” için özellikle suya düşmesini sağlamaya çalıştıklarını da itiraf etti.
“Bırakılan yardımlar güzel medyatik görüntüler oluşturuyor”
Gazze’de bir insani yardım kuruluşunda çalışan bir kaynak, “ABD başta olmak üzere, yardımları yapan ülkeler bunun neredeyse hiçbir fark yaratmadığını biliyorlar” dedi.
Aynı isim, “Ancak bu yardımlar oldukça görünür ve çarpıcı televizyon görüntüleri oluşturuyor.” eleştirisinde bulundu.
Askeri kargo uçakları alçaktan uçarak geride her biri bir ton civarında yardım malzemesi taşıyan siyah, pembe ya da gri paraşütlerden oluşan izler bırakıyor.
STK çalışanı isim, “Bence bu İsrail’e daha fazla gıda yardımına izin vermesi için dolaylı baskı yapmanın bir yolu” yorumunu yaptı.
UNICEF: Sınırda yüzlerce kamyon beklerken gemilerle uğraşılıyor
Bu arada Washington, Gazze’ye karadan yardım akışını arttırmak ve bir deniz koridoru oluşturmak için “gece gündüz” çalıştığını iddia etti.
ABD Ordusu, Gazze’ye deniz yoluyla yardım ulaştırılmasını sağlayacak yüzer iskelenin Atlantik’i geçme aşamasında olduğunu duyurdu.
Şu ana kadar yardım taşıyan sadece bir gemi Gazze’ye ulaşabildi. O da mart ayı başında Kıbrıs’tan 200 ton yardım taşıyan bir İspanyol sivil toplum kuruluşuna ait bir gemiydi.
UNICEF Sözcüsü Elder ise, “Gazze sınırının diğer tarafında yardım dolu yüzlerce kamyon beklerken” Gazze sahiline ulaşan geminin sadece 12 kamyonun taşıyabileceği miktara eşdeğer olduğu eleştirisinde bulundu.
Ayrıca Elder, geceleri Gazze’de uyumanın “tabutta uzanmak” gibi olduğuna işaret ederek, “Gazzeli çocuklar kabusun sona ermesi için öldürülmeyi umuyor.” diye yaşanan durumu aktardı.