Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın İsveç’in NATO’ya katılım protokolünün birkaç hafta içinde TBMM’de onaylanacağına dair Brüksel’de NATO müttefiklerine güvence sunması, protokol konusunda hem Cumhur İttifakı’nın iki ortağı; AK Parti ile MHP, hem de iktidarla muhalefet arasındaki protokol gerilimini bir kez daha gün yüzüne çıkardı.
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın İsveç’in NATO’ya katılım protokolünü meclise göndermesinden sonra dikkatler protokolün meclisteki onay sürecine çevrilmişti.
TBMM Dışişleri Komisyonu’nun gündemine alınan ancak daha sonra iktidar tarafından komisyon gündeminden geri çekilen protokolün, Dışişleri Bakanı Fidan’ın Brüksel’de sunduğu güvence de dikkate alınarak önümüzdeki hafta komisyon gündemine yeniden gelmesi bekleniyor.
Protokolün komisyonda görüşüldükten sonra meclis genel kurul gündemine gelmesi bekleniyor. Genel kuruldaki oylamada, karar yeter sayısı olan 151 milletvekilinin “evet” demesi, protokolün onayı için yeterli olacak.
Ancak protokole yaklaşım konusunda Cumhur İttifakı’nın iki büyük ortağı AK Parti ile MHP arasında da, iktidarla muhalefet arasında da uzlaşma sağlanabilmiş değil. AK Parti’nin protokolü onaylamak için mecliste çoğunluğu olsa da, protokole geniş siyasi destek beklentisi sürüyor.
AK Parti yönetiminde “Uluslararası diplomasi için mecliste geniş mutabakatla kararlar almak ve hayata geçirmek Türkiye’nin itibarının da güçlenmesini sağlar” görüşü hakim olduğundan sadece Cumhur İttifakı ortaklarının değil muhalefetin tutumuna da büyük önem veriliyor.
Fidan, takvimi hızlandırdı mı?
AK parti yönetimi İsveç’in NATO’ya katılım protokolünü ancak bütçe görüşmelerinden sonra yani Aralık sonunda meclis gündemine getirmeyi planlıyordu. Ancak, Hakan Fidan’ın Brüksel’de NATO ülkelerine Türkiye’nin daha hızlı davranacağı yönünde mesaj vermesi, AK Parti’nin İsveç’in NATO’ya katılım protokolünün onayı konusunda müzakere takvimini hızlandıracağının işareti olarak görüldü.
Erdoğan ve Bahçeli protokolü konuştu
Fidan; İsveç protokolü için onay takvimini hızlandırmış olsa da protokole onay konusunda henüz AK Parti ile MHP arasında tam mutabakat sağlanamamış olması dikkat çekiyor. Özellikle Kuran yakma eylemleri nedeniyle İsveç’e tepkili olan MHP lideri Devlet Bahçeli’nin “İsveç’in NATO üyeliği bu şartlar altında Gazi meclisin onayından geçemeyecektir” sözleri AK Parti’de kaygıyla karşılanmıştı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan ile MHP lideri Bahçeli’nin başbaşa yaptıkları son görüşmede İsveç’in NATO’ya katılım protokolünün de değerlendirildiği bilgisi siyaset kulislerine yansıdı. Erdoğan’ın, Bahçeli’ye Türkiye’nin İsveç hükümetinden terörle mücadeleye destek ve kutsala saygının İsveç toplumunda yerleşmesi konularında güvence aldığını ilettiğini ve konunun tüm NATO üyelerince takip edildiği bilgisini sunduğu belirtiliyor.
MHP yönetimi “Cumhur İttifakı yoluna devam ediyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan’a ters bir tutum alacak değiliz ancak İsveç, Kuran yakma eylemlerini sürdürürse tepkimizi ortaya koyarız” diyor. Erdoğan ile Bahçeli’nin protokol onayı konusunda henüz tam mutabakat sağlamadığı, ikili görüşmeleri sürdürecekleri söyleniyor.
CHP: İktidar ne yaptığını bilmiyor
CHP, İsveç’in NATO üyeliğine baştan beri olumlu bakıyor ancak iktidarın bu süreci iyi yönetemediğinden yakınıyor. İktidarı dış politikada tutarsız davranmakla, günlük politikalarla Türkiye’nin uluslararası alandaki itibarını zedelemekle suçlayan CHP, İsveç’in NATO üyeliğine katılım protokolünün mecliste geniş oturumlarla müzakere edilmesini, kamuoyuna açık bir bilgilendirme sürecinin yürütülmesini istiyor.
TBMM Dışişleri Komisyonu’nun CHP’li üyelerinden Utku Çakırözer “İktidar gerçekten ne yaptığını bilmiyor. Protokolü meclis komisyonunun gündemine kendileri getirdi, sonra kendileri geri çekti. Atanmış bir bakan olan Hakan Fidan, meclis adına İsveç’e garanti sunmuş. Katılım protokolünün onaylanacağını söylemiş. Meclis adına söz vermek, meclis iradesine ipotek koymaktır” diyor.
CHP’nin yeni genel başkanı Özgür Özel’in İsveç’in NATO’ya katılım protokolü meclis genel kurul gündemine geldiği zaman grup kararı alıp almayacağını parti yönetimiyle değerlendirdikten sonra belirlemesi bekleniyor. Özel’in grubu serbest bırakma ihtimalinin yüksek olduğunu söyleyen çok sayıda partili “İktidar, CHP oylarını cepte sanmasın” diyor.
HEDEP: Terör ve terörle mücadele Kürtler üzerinden tanımlanamaz
Finlandiya’nın NATO’ya katılım protokolünün görüşmelerinde parti olarak oylamaya katılmayan Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (HEDEP), İsveç oylamasında da oylamaya katılmamayı planlıyor.
NATO’nun genişleme stratejisinin savaştan başka bir şey getirmediğinin tarihte görüldüğünü düşünen HEDEP yönetimi, İsveç’in NATO’ya katılım protokolünde Türkiye ile İsveç’in terörle mücadele konusunda anlaşma yaparken Kürtleri pazarlık konusu yaptığından yakınıyor. “Terör ve terörle mücadele Kürtler üzerinden tanımlanıyor. Bunu kabul edemeyiz” diyen HEDEP’liler de, protokol konusunda iktidarın kamuoyunu şeffaf bir şekilde bilgilendirmediğini öne sürüyor.
İyi Parti soruyor: Teröristler iade edilecekti, ne oldu?
İyi Parti, İsveç protokolü için mecliste oylama yapıldığında ne yapacağını henüz netleştirmedi ancak protokole şüpheyle yaklaşmayı sürdürüyor. Partide, “İsveç’in teröristleri iade edeceğini söyledi hükümet. Hani neredeler? Teröristler iade edildi de, bizim mi haberimiz yok? “ sesleri yükseliyor.
Protokolü anlamak ve protokolü kamuoyuyla daha iyi paylaşmak için mecliste genel görüşme isteklerinde ısrar eden İyi Partililer, “Topluca evet oyu vermeyiz. Topluca hayır da olmaz. Grubumuz serbest hareket eder, muhtemelen” diyor.
Saadet: Evet diyen de olur, hayır diyen de
Gelecek ve Saadet partili milletvekillerinden oluşan Saadet meclis grubu da iktidarın dış politikasını “tutarsız ve dengesiz” buluyor. Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın Brüksel’de NATO müttefiklerine garanti sunmasını da “ilkesizlik” olarak değerlendiren Saadet grubu iktidara “Kendileri çalıp, kendileri söylüyorlar ama protokol mecliste. Bu protokolü net olarak tartıştırmadan mecliste onaylamayacağız. Evet diyen de olur, hayır diyen de olur. İktidar, İsveç’le nasıl bir anlaşma yapıyor, bize daha ayrıntılı açıklama yapmak zorunda” eleştirisiyle yaklaşıyor.
Türkiye, İsveç’in NATO üyeliğine neden ‘evet’ dedi?
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın TBMM’ye gönderdiği İsveç’in NATO’ya katılım protokolünün gerekçesinde; Türkiye’nin NATO’nun “açık kapı politikası”nı desteklediği, Finlandiya ile İsveç’in, Rusya’nın Şubat 2022’de Ukrayna’da başlattığı savaşın ardından Mayıs 2022’de NATO’ya üyelik başvurusu yaptığı hatırlatılıyor.
Gerekçede, Türkiye’nin İsveç’in NATO’ya katılımına neden ‘evet’ dediği şöyle anlatılıyor:
“* İsveç en üst düzeyde üçlü muhtıradaki (terörle ortak mücadele) taahhütlerini uygulamaya dair bir yol haritası sunma, bakan seviyesinde ikili düzeyde bir güvenlik işbirliği mekanizması tesis etme ve ülkemizin AB üyelik sürecini güçlü şekilde desteklemeyi taahhüt etmiştir.
*Üçlü Muhtırada kayıtlı taahhütler, 10 Temmuz 2023 tarihli ortak açıklamada yer alan unsurlar, İsveç’le ikili ilişkilerimiz, bu ülkenin NATO’ya kapsamlı ortaklık ilişkisi ve birlikte çalışabilirliği bakımından eriştiği seviye dikkate alındığında, İsveç’in NATO’ya üyeliğinin Türkiye’ninki dahil Avrupa-Atlantik güvenliğine katkı sağlayacağı kanaatine varılmıştır.”